
Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar: Cinsel Saldırı, Cinsel İstismar ve Taciz
Türk Ceza Kanunu
Kanun Numarası: 5237 Kabul Tarihi: 26/9/2004 Yayımlandığı Resmî Gazete Tarihi: 12/10/2004Sayısı: 25611
Bu Kanunun yürürlük ve uygulama şekli ve 765 sayılı (mülga) Türk Ceza Kanununa çeşitli mevzuatta yapılan atıflarla ilgili olarak 4/11/2004 tarihli ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a bakınız.
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
Beşinci Bölüm: Çocuk Düşürtme, Düşürme veya Kısırlaştırma
Çocuk düşürtme – Madde 99
(1) Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren kadın hakkında bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) Birinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi altı yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) İkinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) Rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi halinde; iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan diğer fiiller yetkili olmayan bir kişi tarafından işlendiği takdirde, bu fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılarak hükmolunur.
(6) Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması halinde, süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadının rızası olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmez. Ancak, bunun için gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir.
Madde Gerekçesi
Çocuk düşürme ve düşürtme suçları açısından 24.5.1983 tarih ve 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanunda yer alan hükümler göz önünde bulundurulmak suretiyle bir düzenleme yapılmıştır. Bu kanunun öngördüğü hükümler, bugünkü toplumsal ihtiyaçları karşıladığı kanaatinde bulunulduğundan, madde metninin düzenlenmesinde esas alınmıştır.
Maddenin birinci fıkrasında, hukuken geçerli rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürtülmesi, suç olarak tanımlanmıştır. Kadının rızasıyla çocuk düşürme hâlinde ise, gebeliğin on haftayı aşmamış bulunması koşulu ile fiil suç oluşturmayacaktır.
İkinci fıkraya göre, tıbbî zorunluluk bulunmadığı hâlde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunun düşürtülmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren kadın hakkında da ceza öngörülmüştür. Buna karşılık, tıbbî zorunluluk bulunduğu takdirde on haftayı aşan gebelik hâlinde çocuğun alınmış bulunması, ceza sorumluluğunu gerektirmemektedir. Somut olayda tıbbi zorunluluğun bulunup bulunmadığı, tıp biliminin verilerine göre belirlenecektir.
Maddenin üç ve dördüncü fıkralarında, çocuk düşürtme suçlarının neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâlleri düzenlenmiştir.
Beşinci fıkrada; rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi, suç olarak tanımlanmıştır. Ayrıca, bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan suçların gebeliği sona erdirme konusunda meslek olarak yetkili olmayan kişiler tarafından işlenmesi, bu suçlardan dolayı verilecek cezanın artırılması sebebini oluşturmaktadır.
Altıncı fıkraya göre, kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması hâlinde, süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadının rızası olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmez. Ancak, bunun için, gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir.
Çocuk düşürme – Madde 100
(1) Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
Madde Gerekçesi
Maddede gebeliğin on haftayı aşmış bulunmasına karşın, çocuğunu kasten düşüren kadına verilecek ceza gösterilmektedir.
Bu durumda bulunan kadına çocuk düşürmesini sağlayacak veya bu hususa yarayacak vasıta tedarik eden veya çocuğunu düşürmesi hususunda onu teşvik veya tahrik eden kimsenin suça iştirakten dolayı cezalandırılacağı açıktır.
Kısırlaştırma – Madde 101
(1) Bir erkek veya kadını rızası olmaksızın kısırlaştıran kimse, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiil, kısırlaştırma işlemi yapma yetkisi olmayan bir kimse tarafından yapılırsa, ceza üçte bir oranında artırılır.
(2) Rızaya dayalı olsa bile, kısırlaştırma fiilinin yetkili olmayan bir kişi tarafından işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Madde Gerekçesi
Madde, kişiler üzerinde rızaları olmadan kısırlaştırma ameliyesini gerçekleştiren kimsenin ne suretle cezalandırılacağını göstermektedir.
İkinci fıkrada, rızaya dayalı olsa bile, kısırlaştırma ameliyesini gerçekleştirme hususunda meslek ve uzmanlık olarak yetkisi olmayan kimsenin fiili icra etmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.
Kısırlaştırma ameliyesinin kişinin ölümüne veya bedensel bir zarara neden olması hâlinde, failin netice sebebiyle ağırlaşmış suçlara ilişkin hükümler çerçevesinde sorumluluğu cihetine gidileceğinde kuşku yoktur.
Altıncı Bölüm: Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar
Cinsel saldırı – Madde 102
(Değişik: 18/6/2014-6545/58 md.)
(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Madde Gerekçesi
Cinsel dokunulmazlık, kişilerin vücudu üzerinde cinsel davranışlarda bulunulması suretiyle ihlâl edilir. Bu bölümde yer alan suçlarla korunan ortak hukukî değer, kişilerin cinsel dokunulmazlığıdır. Bu Bölümde yer alan suçlar, esasen kişiye karşı işlenmiş olan suçlar olması itibarıyla, İkinci Kitabın “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı İkinci Kısım altında düzenlenmişlerdir.
Maddenin birinci fıkrasında, cinsel saldırı suçunun temel şekli tanımlanmıştır. Bu suçun oluşabilmesi için, cinsel arzuları tatmin amacına yönelik davranışlarla kişinin vücut dokunulmazlığının ihlâl edilmesi gerekir.
Suçun temel şekline ilişkin maddî unsuru, kişinin vücudu üzerinde gerçekleştirilen, cinsel arzuları tatmin amacına yönelik ve fakat cinsel ilişkiye varmayan cinsel davranışlar oluşturmaktadır. Suçun oluşması için, gerçekleştirilen hareketlerin objektif olarak şehevî nitelikte bulunmaları yeterlidir; failin şehevi arzularının fiilen tatmin edilmiş olması gerekmez.
Söz konusu suç, farklı cinsten kişiye karşı işlenebileceği gibi, aynı cinsten kişiye karşı da işlenebilir.
Suçun temel şekline ilişkin olarak soruşturma ve kovuşturmanın yapılması, mağdurun şikâyetine bağlı tutulmuştur.
Maddenin ikinci fıkrasında, cinsel saldırının vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi, bu suçun nitelikli hâli olarak tanımlanmıştır. Suçun bu nitelikli hâli için, vücuda vajinal, anal veya oral yoldan organ veya sair bir cismin ithal edilmesi gerekir. Bu bakımdan vücuda penis ithal edilebileceği gibi, vajinal veya anal yoldan cop gibi sair bir cisim de ithal edilebilir. Bu bakımdan, söz konusu suçun temel şeklinin aksine, bu fıkrada tanımlanan nitelikli hâlinin oluşabilmesi için, gerçekleştirilen davranışın cinsel arzuların tatmini amacına yönelik olması şart değildir.
Cinsel saldırı suçunun nitelikli hâlini oluşturan bu fiiller, eşe karşı da işlenebilir. Evlilik birliği, eşlere sadakat yükümlülüğünün yanı sıra, karşılıklı olarak birbirlerinin cinsel arzularını tatmin yükümlülüğü de yüklemektedir. Buna karşılık, evlilik birliği içinde bile, cinsel arzuların tatminine yönelik talepler açısından tıbbi ve hukukî sınırların olduğu muhakkaktır. Bu sınırların ihlâli suretiyle eş üzerinde gerçekleştirilen ve cinsel saldırı suçunun nitelikli hâlini oluşturan davranışlar, ceza yaptırımını gerekli kılmaktadır. Ancak, bu durumda soruşturma ve kovuşturmanın yapılması, mağdur eşin şikâyetine bağlı tutulmuştur.
Üçüncü fıkrada, bu suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli unsurları tanımlanmıştır. Buna göre, suçun, a) beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, b) kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, c) üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı, d) silâhla veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde, verilecek cezanın belirtilen oranda artırılması gerekmektedir. (d) bendinde, cinsel saldırının birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi, bu suçun icra hareketlerinin müşterek fail olarak sorumluluğu gerektirecek şekilde gerçekleştirilmesini ifade etmektedir. Bu bakımdan, söz konusu suçun örneğin bir başkası tarafından azmettiren veya yardım eden sıfatıyla iştirak ederek işlenmesi hâlinde, sadece bu nedenle (d) bendi hükmüne istinaden cezada artırım yapılamayacaktır.
Cinsel saldırı suçunun özelliği, bu suçu oluşturan fiillerin mağdurun iradesi dışında gerçekleştirilmesidir. Mağdura karşı cebir veya tehdit ya da hile kullanılabileceği gibi, örneğin bilincinin yitirilmesine neden olmak veya örneğin uyku hâli dolayısıyla bilincinin kapalı olmasından yararlanmak suretiyle de bu suçlar işlenebilirler. Maddenin dördüncü fıkrasına göre, bu suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir kullanılması durumunda, ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezaya hükmetmek gerekecektir.
Beş ve altıncı fıkralarda cinsel saldırı suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâlleri düzenlenmiştir. Bu itibarla, cinsel saldırı suçunun işlenmesi suretiyle mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulmasına neden olunması, daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir. Keza, cinsel saldırı sonucunda mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunacaktır. Ancak, bu durumlarda, netice sebebiyle ağırlaşmış suçlar dolayısıyla sorumluluk için aranan koşulların gerçekleşmesi gerekir.
Çocukların cinsel istismarı – Madde 103
(Değişik: 18/6/2014-6545/59 md.)
(1) (Yeniden düzenlenen birinci ve ikinci cümle: 24/11/2016-6763/13 md.) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/13 md.) Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
anlaşılır.
Anayasa Mahkemesi’nin 26/5/2016 tarihli ve E.: 2015/108, K.: 2016/46 sayılı Kararı ile bu maddenin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde yer alan “…tamamlamamış…” sözcüğü yönünden (1) numaralı fıkranın birinci ve ikinci cümleleri iptal edilmiştir.
(2) (Yeniden düzenleme: 24/11/2016-6763/13 md.) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.
(3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Madde Gerekçesi
Madde metninde çocukların cinsel istismarı fiilleri suç olarak tanımlanmıştır. Erişkin kişilere karşı işlenen fiiller açısından cinsel saldırı ifadesi kullanılmasına rağmen, çocuklar açısından cinsel istismar ifadesi kullanılmıştır. Erişkin kişilere karşı gerçekleştirilen cinsel davranışların kişinin rızasına aykırı olması gerekir. Aksi takdirde, yani kişinin rızasının bulunması hâlinde, ceza hukuku sorumluluğunu gerektiren davranışlardan söz edilemez. Erişkin kişilere karşı gerçekleştirilen cinsel davranışlar açısından rızanın varlığı, ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmaktadır. Buna karşılık, onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen cinsel davranışlar açısından, rızanın varlığı ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Başka bir deyişle, kendisine karşı gerçekleştirilen cinsel davranışlar açısından bu çocuğun rıza açıklamasında bulunması, fiili suç olmaktan çıkarmayacak ve kişinin ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Bu bakımdan, onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte maruz kaldığı fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan kişilere karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış, cinsel istismar olarak kabul edilmiştir.
Onbeş yaşını tamamlamış ve maruz kaldığı fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen cinsel davranışların cinsel istismar olarak nitelendirilebilmesi için, bunların cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Bu nitelendirme, cinsel saldırı ve cinsel istismar fiilleri açısından ortaya konan ayırım ölçütüne aykırı olmakla birlikte; suçun mağdurunun çocuk olması ve bu fiiller karşısında direncinin zayıflığı göz önünde bulundurularak, söz konusu fiillerin de bu madde kapsamında suç olarak tanımlanması yoluna gidilmiştir. Fıkranın (b) bendinde söz konusu edilen cinsel istismar bakımından, çocuğun iradesinin ortadan kaldırılmış olması değil, “iradeyi etkileyen neden” ifadesi kullanılmıştır.
Maddenin birinci fıkrasında, cinsel istismar suçunun temel şekli açısından ceza yaptırımı belirlenmiştir. İkinci fıkrada ise, bu suçun işleniş tarzı itibarıyla nitelikli hâli tanımlanmıştır. Buna göre, cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir. Suçun bu nitelikli hâline ilişkin açıklama için, cinsel saldırı suçunun gerekçesine bakılmalıdır.
Üçüncü fıkraya göre; cinsel istismarın çocukla aralarında belli akrabalık ilişkisi bulunan kişiler tarafından, çocuğun vasisi, eğiticisi, öğreticisi, bakıcısı, çocuğa sağlık hizmeti veren, çocuğa karşı koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan diğer bir kişi tarafından veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi, daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir.
Dördüncü fıkrada, cinsel istismarın, onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte maruz kaldığı fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan kişilere karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi, cezanın artırılmasını gerektiren bir nitelikli hâl olarak kabul edilmiştir. Ancak, bunun için, uygulanan cebrin en fazla kasten yaralama suçunun temel şeklini oluşturacak boyutta olması gerekir. Bu bakımdan, beşinci fıkraya göre, cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacaktır.
Altı ve yedinci fıkralarda söz konusu suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâlleri düzenlenmiştir. Bu itibarla, söz konusu suçun işlenmesi suretiyle mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulmasına neden olunması, daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir. Keza, söz konusu suçun işlenmesi sonucunda mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunacaktır. Ancak, bu durumlarda, netice sebebiyle ağırlaşmış suçlar dolayısıyla sorumluluk için aranan koşulların gerçekleşmesi gerekir.
Reşit olmayanla cinsel ilişki – Madde 104
(1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesiyle bu fıkrada yer alan “altı aydan iki” ibaresi “iki yıldan beş” şeklinde değiştirilmiştir.
(2) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 23/11/2005 tarihli ve E: 2005/103, K: 2005/89 sayılı kararı ile; Yeniden düzenleme: 18/6/2014-6545/60 md.) Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) (Ek: 18/6/2014-6545/60 md.) Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.
Madde Gerekçesi
Madde metninde, reşit olmayan kişiyle cinsel ilişkide bulunmak, bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır.
Cinsel taciz – Madde 105
(1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanunun 61 inci maddesiyle bu fıkrada yer alan “hükmolunur” ibaresi “, “fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” şeklinde değiştirilmiştir.
(2) (Değişik: 18/6/2014-6545/61 md.) Suçun;
a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
e) Teşhir suretiyle,
işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
Madde Gerekçesi
Madde metninde cinsel taciz suçu tanımlanmıştır. Cinsel taciz, kişinin vücut dokunulmazlığının ihlâli niteliği taşımayan cinsel davranışlarla gerçekleştirilebilir. Cinsel taciz, cinsel yönden, ahlâk temizliğine aykırı olarak mağdurun rahatsız edilmesinden ibarettir.
Maddenin ikinci fıkrasında cinsel taciz suçunun nitelikli hâlleri belirlenmiştir. Buna göre, hiyerarşi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak kişiye karşı cinsel tacizde bulunulması, suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir.
Cinsel taciz suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlı tutmuştur.
Dokuzuncu Bölüm: Son Hükümler
Geçici Madde 1
(Ek: 11/4/2013-6459/14 md.)
(1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 235 inci maddesinde yapılan değişiklik sebebiyle görülmekte olan davalarda görevsizlik kararı verilemez.
Yürürlük – Madde 344
(1) Bu Kanunun;
a) “İmar kirliliğine neden olma” başlıklı 184 üncü maddesi yayımı tarihinde,
b) “Çevrenin kasten kirletilmesi” başlıklı 181 inci maddesinin birinci fıkrası ile “Çevrenin taksirle kirletilmesi” başlıklı 182 nci maddesinin birinci fıkrası yayımı tarihinden itibaren iki yıl sonra,
c) Diğer hükümleri 1 Haziran 2005 tarihinde,
yürürlüğe girer.
Yürütme – Madde 345
(1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nu incelemek için aşağıda yer alan Bölüm Başlıklarına tıklayabilirsiniz.
-
Temel İlkeler ve Tanımlar
-
Temel İlkeler ve Tanımlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
Birinci Kısım: Temel İlkeler, Tanımlar ve Uygulama Alanı
"Temel İlkeler ve Tanımlar" Başlıklı Birinci Bölümde Düzenlenen 1. ilâ 6. Maddeler
-
Kanunun Uygulama Alanı
-
Kanunun Uygulama Alanı
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
Birinci Kısım: Temel İlkeler, Tanımlar ve Uygulama Alanı
"Kanunun Uygulama Alanı" Başlıklı İkinci Bölümde Düzenlenen 7. ilâ 19. Maddeler
-
Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği
-
Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
İkinci Kısım: Ceza Sorumluluğunun Esasları
"Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği, Kast ve Taksir" Başlıklı Birinci Bölümde Düzenlenen 20. ilâ 23. Maddeler
-
Ceza Sorumluluğunu Kaldıran Nedenler
-
Ceza Sorumluluğunu Kaldıran Nedenler
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
İkinci Kısım: Ceza Sorumluluğunun Esasları
"Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler" Başlıklı İkinci Bölümde Düzenlenen 24. ilâ 34. Maddeler
-
Suça Teşebbüs
-
Suça Teşebbüs
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
İkinci Kısım: Ceza Sorumluluğunun Esasları
"Suça Teşebbüs" Başlıklı Üçüncü Bölümde Düzenlenen 35. ilâ 36. Maddeler
-
Suça İştirak
-
Suça İştirak
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
İkinci Kısım: Ceza Sorumluluğunun Esasları
"Suça İştirak" Başlıklı Dördüncü Bölümde Düzenlenen 37. ilâ 41. Maddeler
-
Suçların İçtimaı
-
Suçların İçtimaı
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
İkinci Kısım: Ceza Sorumluluğunun Esasları
"Suçların İçtimaı" Başlıklı Beşinci Bölümde Düzenlenen 42. ilâ 44. Maddeler
-
Yaptırımlar: Cezalar
-
Yaptırımlar: Cezalar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
Üçüncü Kısım: Yaptırımlar
"Cezalar" Başlıklı Birinci Bölümde Düzenlenen 45. ilâ 52. Maddeler
-
Güvenlik Tedbirleri
-
Güvenlik Tedbirleri
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
Üçüncü Kısım: Yaptırımlar
"Güvenlik Tedbirleri" Başlıklı İkinci Bölümde Düzenlenen 53. ilâ 60. Maddeler
-
Cezanın Belirlenmesi
-
Cezanın Belirlenmesi
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
Üçüncü Kısım: Yaptırımlar
"Cezanın Belirlenmesi ve Bireyselleştirilmesi" Başlıklı Üçüncü Bölümde Düzenlenen 61. ilâ 63. Maddeler
-
Dava ve Cezanın Düşürülmesi
-
Dava ve Cezanın Düşürülmesi
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
Üçüncü Kısım: Yaptırımlar
"Dava ve Cezanın Düşürülmesi" Başlıklı Dördüncü Bölümde Düzenlenen 64. ilâ 75. Maddeler
-
Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar
-
Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Birinci Kısım: Uluslararası Suçlar
"Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar" Başlıklı Birinci Bölümde Düzenlenen 76. ilâ 78. Maddeler
-
Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti
-
Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Birinci Kısım: Uluslararası Suçlar
"Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti" Başlıklı İkinci Bölümde Düzenlenen 79. ilâ 80. Maddeler
-
Hayata Karşı Suçlar
-
Hayata Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"Hayata Karşı Suçlar" Başlıklı Birinci Bölümde Düzenlenen 81. ilâ 85. Maddeler
-
Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar
-
Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar" Başlıklı İkinci Bölümde Düzenlenen 86. ilâ 93. Maddeler
-
İşkence ve Eziyet
-
İşkence ve Eziyet
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"İşkence ve Eziyet" Başlıklı Üçüncü Bölümde Düzenlenen 94. ilâ 96. Maddeler
-
Koruma, Gözetim Yükümlülüğünün İhlâli
-
Koruma, Gözetim Yükümlülüğünün İhlâli
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"Koruma, Gözetim, Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün İhlâli" Başlıklı Dördüncü Bölümde Düzenlenen 97. ilâ 98. Maddeler
-
Çocuk Düşürtme veya Kısırlaştırma
-
Çocuk Düşürtme veya Kısırlaştırma
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"Çocuk Düşürtme, Düşürme veya Kısırlaştırma" Başlıklı Beşinci Bölümde Düzenlenen 99. ilâ 101. Maddeler
-
Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar
-
Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar" Başlıklı Altıncı Bölümde Düzenlenen 102. ilâ 105. Maddeler
-
Hürriyete Karşı Suçlar
-
Hürriyete Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"Hürriyete Karşı Suçlar" Başlıklı Yedinci Bölümünde Düzenlenen 106. ilâ 124. maddeleri
-
Şerefe Karşı Suçlar
-
Şerefe Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"Şerefe Karşı Suçlar" Başlıklı Sekizinci Bölümünde Düzenlenen 125. ilâ 131. maddeleri
-
Özel Hayata Karşı Suçlar
-
Özel Hayata Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar" Başlıklı Dokuzuncu Bölümünde Düzenlenen 132. ilâ 140. maddeleri
-
Malvarlığına Karşı Suçlar
-
Malvarlığına Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"Malvarlığına Karşı Suçlar" Başlıklı Onuncu Bölümünde Düzenlenen 141. ilâ 169. maddeleri
-
Genel Tehlike Yaratan Suçlar
-
Genel Tehlike Yaratan Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Genel Tehlike Yaratan Suçlar" Başlıklı Birinci Bölümünde Düzenlenen 170. ilâ 180. maddeleri
-
Çevreye Karşı Suçlar
-
Çevreye Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Çevreye Karşı Suçlar" Başlıklı İkinci Bölümünde Düzenlenen 181. ilâ 184. maddeleri
-
Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar
-
Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar" Başlıklı Üçüncü Bölümünde Düzenlenen 185. ilâ 196. maddeleri
-
Kamu Güvenine Karşı Suçlar
-
Kamu Güvenine Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Kamu Güvenine Karşı Suçlar" Başlıklı Dördüncü Bölümünde Düzenlenen 197. ilâ 212. maddeleri
-
Kamu Barışına Karşı Suçlar
-
Kamu Barışına Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Kamu Barışına Karşı Suçlar" Başlıklı Beşinci Bölümünde Düzenlenen 213. ilâ 222. maddeleri
-
Ulaşım Araçlarına Karşı Suçlar
-
Ulaşım Araçlarına Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Ulaşım Araçlarına veya Sabit Platformlara Karşı Suçlar" Başlıklı Altıncı Bölümünde Düzenlenen 223. ilâ 224. maddeleri
-
Genel Ahlaka Karşı Suçlar
-
Genel Ahlaka Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Genel Ahlaka Karşı Suçlar" Başlıklı Yedinci Bölümünde Düzenlenen 225. ilâ 229. maddeleri
-
Aile Düzenine Karşı Suçlar
-
Aile Düzenine Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Aile Düzenine Karşı Suçlar" Başlıklı Sekizinci Bölümünde Düzenlenen 230. ilâ 234. maddeleri
-
Ekonomi ve Ticarete İlişkin Suçlar
-
Ekonomi ve Ticarete İlişkin Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Ekonomi, Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar" Başlıklı Dokuzuncu Bölümünde Düzenlenen 235. ilâ 242. maddeler
-
Bilişim Alanında Suçlar
-
Bilişim Alanında Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Bilişim Alanında Suçlar" Başlıklı Onuncu Bölümde Düzenlenen 243. ilâ 246. maddeler
-
Kamu İdaresinin İşleyişine Karşı Suçlar
-
Kamu İdaresinin İşleyişine Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
"Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar" Başlıklı Birinci Bölümde Düzenlenen 247. ilâ 266. maddeler
-
Adliyeye Karşı Suçlar
-
Adliyeye Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
"Adliyeye Karşı Suçlar" Başlıklı İkinci Bölümde Düzenlenen 267. ilâ 298. maddeler
-
Devlet Organlarına Karşı Suçlar
-
Devlet Organlarına Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
"Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar" Başlıklı Üçüncü Bölümde Düzenlenen 299. ilâ 301. maddeler
-
Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar
-
Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
"Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar" Başlıklı Dördüncü Bölümde Düzenlenen 302. ilâ 308. maddeler
-
Anayasal Düzene Karşı Suçlar
-
Anayasal Düzene Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
"Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar" Başlıklı Beşinci Bölümde Düzenlenen 309. ilâ 316. Maddeler
-
Milli Savunmaya Karşı Suçlar
-
Milli Savunmaya Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
"Milli Savunmaya Karşı Suçlar" Başlıklı Altıncı Bölümde Düzenlenen 317. ilâ 325. Maddeler
-
Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk
-
Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
"Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk" Başlıklı Yedinci Bölümde Düzenlenen 326. ilâ 339. Maddeler
-
Yabancı Devletlerle İlişkilere Karşı Suçlar
-
Yabancı Devletlerle İlişkilere Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
"Yabancı Devletlerle Olan İlişkilere Karşı Suçlar" Başlıklı Sekizinci Bölümde Düzenlenen 340. ilâ 343. Maddeler
-
Son Hükümler & Kanun Gerekçesi
-
Son Hükümler & Kanun Gerekçesi
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
"Son Hükümler" Başlıklı Dokuzuncu Bölümde Düzenlenen 344. ilâ 34. Maddeler ve Geçici Madde ile Kanuna İşlenemeyen Hükümler
Kayseri Ceza Avukatı
Alanında yetkin Kayseri ceza avukatı kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz; ceza yargılamalarında savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek taraflara avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir.
Ceza davalarında gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması açısından alanında uzman bir Kayseri ceza avukatı veya ağır ceza avukatından hukuki yardım alınması faydalı olacaktır. Yargılama sırasında herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir.
Alanında yetkin Kayseri Avukat kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvuru sürecinde taraflara hukuki yardım sunmaktadır. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvuru sürecinde herhangi bir mağduriyete veya hak kaybına uğramamak için gerekli başvuruların zamanında ve usulüne uygun yapılması büyük önem arz etmektedir. Bu süreçte, alanında uzman bir avukattan hukuki yardım alınması faydalı olacaktır. Zülküf Arslan Hukuk Bürosu olarak; Yalçınkaya Kararı başta olmak üzere AİHM kararlarının Türkçe çevirilerini yapan Eski AİHM Hukukçusu Dr. Orhan Arslan koordinatörlüğünde müvekkillerimize Anayasa Mahkemesi ve AİHM başvurusunun yanı sıra emsal AYM ve AİHM Kararları çerçevesinde yeniden yargılama başvurusu hususunda da hukuki destek vermekteyiz.
Kayseri ceza avukatı veya Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’ne başvuru yapmak ve süreci takip etmek için bir avukat arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile başvuru ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.