Şirketin Vergi Borcu ve Vergi Cezası Nedeniyle Kanuni Temsilci veya Şirket Ortağının Mal Varlığına Gidilebilir mi?
Danıştay 3. Daire
Esas No: 2022/858 Karar No: 2022/1322 Karar Tarihi: 28-03-2022
İstemin konusu: … Vergi Mahkemesinin kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ
Dava konusu istem
Davacı adına, asıl borçlu … Medya Reklam Uluslararası Yayıncılık Yapımcılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden alınamayan 2006 ila 2015 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti
Asıl borçlu şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasında saptanan ticari yat nitelikli deniz taşıtı ile üç adet araca haciz uygulandığı, iki aracın haciz sıralamasında davalı idarenin ilk sırada bulunduğu, dava konusu ödeme emirleri içeriği toplam borcun 176.735,47 TL olduğu dikkate alındığında, öncelikle söz konusu mal varlığının satılarak kamu alacağının buradan tahsil edilip edilemeyeceği ortaya konulmadan davacının kanuni temsilci sıfatıyla takibinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle ödeme emirleri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti
İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu\’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
Temyiz Edenin İddiaları: Asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacağının ait olduğu dönemde şirketin kanuni temsilcisi olan davacıdan tahsili yoluna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Karşı Tarafın Savunması: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkiminin Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Hukuki Değerlendirme
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu\’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Karar Sonucu
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu\’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 28/03/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Danıştay 3. Daire
Esas No: 2022/1 Karar No: 2022/1007 Karar Tarihi: 09-03-2022
Özet: Kamu alacağının davacının ortak olduğu dönemle ilgili olduğunun anlaşıldığı olayda, Mahkemelerince verilen ara kararı üzerine dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden asıl borçlu şirketin … miktar borcunun bulunduğu, şirketin dört adet aracına haciz uygulandığı, banka hesaplarına uygulanan hacizler sonucu … miktar tahsil edildiği, tüm takip yolları tüketilerek asıl borçludan tahsil imkanı kalmadığı somut bir şekilde ortaya konulan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Açıklanan nedenlerle; Temyiz isteminin reddine, Temyize konu Vergi Mahkemesi kararının onanmasına, karar verilmiştir.
(2577 S. K. m. 49)
İstemin Konusu: Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma hükmüne uyulmak suretiyle verilen … Vergi Mahkemesinin kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ
Dava konusu istem
Davacı adına, T.H. …Nakliyat Sanayi Ticaret Limited Şirketi\’nden alınamayan 2005 ila 2008 yıllarına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla düzenlenen …tarih ve …ila …, …tarih ve …takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti
Dava konusu …tarih ve …ile …takip numaralı ödeme emirleri içeriği borçların dayanağı şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin 15/04/2010 tarihinde tasfiye memuruna usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, bu ödeme emirlerine karşı dava açılmadığı ve kamu alacağının davacının ortak olduğu dönemle ilgili olduğunun anlaşıldığı olayda, Mahkemelerince verilen ara kararı üzerine dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden asıl borçlu şirketin 27.372.862,31 TL borcunun bulunduğu, şirketin dört adet aracına haciz uygulandığı, banka hesaplarına uygulanan hacizler sonucu 50,42 TL tahsil edildiği, tüm takip yolları tüketilerek asıl borçludan tahsil imkanı kalmadığı somut bir şekilde ortaya konulan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Temyiz Edenin İddiaları: Dava konusu ödeme emirlerinin dayanağı ihbarnameler usulüne uygun tebliğ edilmediği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Karşı Tarafın Savunması: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkiminin Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Hukuki Değerlendirme
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu\’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Karar Sonucu
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca …-TL maktu harç alınmasına,
4. 2577 sayılı Kanun\’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 09.03.2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Karşı Oy Gerekçesi
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun\’un 35. maddesinde limited şirket ortaklarının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacağı kurala bağlanmıştır.
Değinilen Kanun maddesi uyarınca kanuni temsilcilerin ve tüzelkişinin vergi borcundan sorumlu tutulabilmesi için öncelikle, tüzelkişi hakkında 6183 sayılı Kanun ile belirlenen takip ve cebren tahsil yollarının tüketilmesi ve kamu alacağının tüzelkişinin mal varlığından tahsil olanağı bulunmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.
Dosyadaki belgelerden, şirket malvarlığının tespitine yönelik idarece yürütülen araştırma neticesi şirket malvarlığında bulunan 5 ayrı aracı bulunduğu, bunlardan …, …, … plakalı araçlar üzerine haciz uygulandığı ve sözü edilen araçların satışına yönelik işlemlerin neticelendirilmediği anlaşıldığından amme alacağının kesinleştiğinden söz edilemeyeceğinden ortak sıfatıyla davacıdan tahsiline çalışılmasının hukuka uygun olmadığı görüşüyle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla Karara katılmıyorum.
Danıştay 9. Daire
Esas No: 2022/714 Karar No: 2022/1624 Karar tarihi: 26-04-2022
Özet: Asıl borçlu şirket hakkında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından Ticari İktisadi Bütünlük Kararı alınmadığı, Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarına göre de asıl borçlu şirkete defaten yönetim kayyımı atandığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, asıl borçlu şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiği anlaşıldığından, asıl borçlu şirket hakkında takibin 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname\’nin 5. maddesinin 5. fıkrası uyarınca değil, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun\’da sayılan takip yolları izlenerek tahsili yoluna gidilmesi gerekmektedir. Bölge İdare Mahkemesince; yukarıda belirtilen hususlar da değerlendirilerek, amme alacağının asıl borçlu şirket nezdinde usulüne uygun olarak kesinleşip kesinleşmediği, asıl borçlu şirketten tahsili için 6183 sayılı Kanunda düzenlenen takip yollarının tüketilip tüketilmediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, aksi verilen kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
(2577 s. K. m. 45) (213 s. K. m. 10) (6183 s. K. m. 54, 55, 58) (677 s. KHK. m. 7) (670 s. KHK. m. 5)
İstemin Konusu: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ
Dava konusu istem
Davacı adına, … Limited Şirketi\’nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti
… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının ilgili dönemde kanuni temsilcisi olduğu asıl borçlu … Limited Şirketi\’ne … Sulh Ceza Hakimliği\’nin … tarih ve … Değişik İş sayılı kararı ile kayyım atandığı, ardından 677 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname\’nin 7. maddesi uyarınca şirketin kayyımlık yetkisinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu\’na devredildiği, anılan şirketin ödenmeyen vergi borçlarına binaen davalı idarece fonda oluşturulan masaya alacak kaydının yapıldığı, süreç devam ederken, amme alacağının tahsili amacıyla ilgili dönemlerde kanuni temsilci olan davacıya dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği, 08/04/2021 tarihli ara kararı ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu\’ndan, şirketin Hazineye devredilen menkul ve gayrimenkul mallarının bulunup bulunmadığı, şayet varsa söz konusu mallar hakkında değerleme çalışmalarının tamamlanıp tamamlanmadığı, şirket borçları için ödeme planı yapılıp yapılmadığı ve davalı idareye herhangi bir ödemede bulunulup bulunulmadığı, ödeme yapılmadıysa nedenlerinin sorulduğu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından verilen cevabi yazıda, şirket hakkında kurumlarınca alınmış bir Ticari İktisadi Bütünlük Kararının olmadığı, fondan bağımsız tüzel kişiliği ve taraf ehliyetini haiz olan şirketin, hiçbir şekilde hak, borç, dava veya takiplerinin devralınmadığı, borç ve yükümlülüklerden anılan şirketin sorumlu olduğu, kurumları nezdinde şirkete ait herhangi bir kayıt ve evrakın bulunmadığı, borç ve yükümlülüklerden anılan şirketin sorumlu olduğu şeklinde beyanda bulunulduğu, bu durumda; mükellefiyet kaydı kapatılan asıl borçlu şirketin vergi borçlarının; 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname\’nin 5. maddesinin (06/01/2017 tarih ve 29940 sayılı Resmî Gazete\’de yayımlanarak yürürlüğe giren 679 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname\’nin 6. maddesi ile değişik) 5. fıkrası uyarınca şirket mal varlığından tahsili yoluna gidilmesi, tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine kanuni temsilcinin şahsi mal varlığından tahsili yoluna gidilmesi gerekirken, şirket mal varlığından tahsili olanağı bulunmadığı hususu kesinleşmeden davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti
İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu\’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Temyiz Edenin İddiaları: Davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.
Karşı Tarafın Savunması: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkiminin Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE
Maddi Olay
Davacı adına, … Limited Şirketi\’nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmektedir.
İlgili Mevzuat
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesinde yer alan düzenlemeye göre;
“Tüzelkişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatler gibi tüzelkişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzelkişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirilir. Yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacaklar, kanunî ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır.”
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun\’un 54. maddesinde, müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil edileceği; 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği belirtilmiştir.
Hukuki Değerlendirme
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, tüzel kişiliğe sahip şirketlerin vergi borçlarından dolayı öncelikle o şirket adına tarh ve tahakkuk işlemi yapılacağı, borç ödenmediği takdirde şirket adına ödeme emri düzenleneceği ve kamu alacağının şirketten tahsil edilmesi için idarece 6183 sayılı Kanunda sayılan tüm takip yollarının tüketileceği ve buna rağmen borç şirketten tahsil edilemezse şirketin kanuni temsilcisi hakkında takip yollarına başvurulacağı sonucuna ulaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının kanuni temsilcisi olduğu … Limited Şirketi\’ne … Sulh Ceza Hakimliği\’nin … tarih ve … Değişik İş sayılı kararı ile kayyım atandığı, ardından 677 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname\’nin 7. maddesi uyarınca şirketin kayyımlık yetkisinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu\’na devredildiği, Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarına göre de şirkete defaten yönetim kayyımı atandığı görülmüştür.
Vergi Mahkemesi\’nin 08/04/2021 tarihli ara kararı ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu\’ndan, şirketin Hazineye devredilen menkul ve gayrimenkul mallarının bulunup bulunmadığı, şayet varsa söz konusu mallar hakkında değerleme çalışmalarının tamamlanıp tamamlanmadığı, şirket borçları için ödeme planı yapılıp yapılmadığı ve davalı idareye herhangi bir ödemede bulunulup bulunulmadığı, ödeme yapılmadıysa nedenlerinin sorulduğu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından verilen cevabi yazıda, şirket hakkında kurumlarınca alınmış bir Ticari İktisadi Bütünlük Kararının olmadığı, fondan bağımsız tüzel kişiliği ve taraf ehliyetini haiz olan şirketin, hiçbir şekilde hak, borç, dava veya takiplerinin devralınmadığı, borç ve yükümlülüklerden anılan şirketin sorumlu olduğu, kurumları nezdinde şirkete ait herhangi bir kayıt ve evrakın bulunmadığı, borç ve yükümlülüklerden anılan şirketin sorumlu olduğu şeklinde beyanda bulunulduğu görülmüştür.
Bu durumda; asıl borçlu şirket hakkında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından Ticari İktisadi Bütünlük Kararı alınmadığı, Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarına göre de asıl borçlu şirkete defaten yönetim kayyımı atandığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, asıl borçlu şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiği anlaşıldığından, asıl borçlu şirket hakkında takibin 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname\’nin 5. maddesinin 5. fıkrası uyarınca değil, 6183 sayılı Kanunda sayılan takip yolları izlenerek tahsili yoluna gidilmesi gerekmektedir.
Bölge İdare Mahkemesince; yukarıda belirtilen hususlar da değerlendirilerek, amme alacağının asıl borçlu şirket nezdinde usulüne uygun olarak kesinleşip kesinleşmediği, asıl borçlu şirketten tahsili için 6183 sayılı Kanunda düzenlenen takip yollarının tüketilip tüketilmediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yukarıda yazılı gerekçe ile verilen kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Karar Sonucu
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 26.04.2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Borcun Yapılandırıldığı Tarih Öncesinde Şirketten Ayrılan Ortak, Yapılandırılan Amme Alacağından Sorumlu Tutulabilir mi?
Danıştay 8. Daire
Esas No: 2022/2075 Karar No: 2022/2006 Karar tarihi: 24-03-2022
Özet: Dava konusu tutarın 9.094,00 TL olduğu ve 2577 sayılı Kanun\’un 46. maddesinde belirtilen temyiz edilebilecek diğer kararlardan da olmadığı dikkate alındığında; işbu davada tek hakim tarafından verilen İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusu üzerine Bölge İdare Mahkemesince verilen kararın kesin olması gerektiği nedeniyle temyiz isteminin incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
(2577 S. K. m. 45, 46)
İstemin Konusu: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ
Dava konusu istem
Davacı tarafından, asıl borçlu …Servis Hizmetleri Taşımacılık Yatçılık Temizlik Gıda Petrol Ürünleri Turizm Ticaret İthalat ve İhracat Limited Şirketi\’nden tahsil edilemeyen amme alacaklarının tahsili amacıyla adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen …tarihli ve …ana takip numaralı, toplam 14.258,70 TL tutarlı ödeme emrinin 2011 takvim yılına ilişkin trafik para ve 2011 takvim yılı müteaddit dönemlerine ilişkin Karayolları Taşıma Kanunu kapsamında kesilen idari para cezalarına ilişkin 9.094,00 TL\’lik kısmının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti
… İdare Mahkemesince verilen kararla; bazı alacakların yeniden yapılandırılmasını düzenleyen yasalar kapsamında gerçekleştirilen başvurular sonucunda borcun tutarı, vadesi, dönemi ve ödenmemesi halinde sorumlu tutulacak kişi değiştiğinden, bir başka ifadeyle borcun artık nitelik değiştirdiği kabul edildiğinden eski borcun sona erdiği, yeni bir borç doğduğu, eski borçlunun sorumluluğunun da ortadan kalktığı sonucuna ulaşıldığı, bu nedenle, yenilenen bu borcun ödenmemesi halinde ise asıl borçlu şirkete, şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması durumunda da yapılandırma ve vade tarihlerinde asıl borçlu şirketin ortağına yönelinmesi gerektiği, bu durumda, davacı adına düzenlenen ödeme emri içeriği vergi borçlarının davacının asıl borçlu şirketin ortağı olduğu tarihlere ilişkin olduğu görülse de, 6183 sayılı Kanun kapsamında yapılan başvuru neticesinde söz konusu vergi borçlarının yeniden yapılandırıldığı, borcun nitelik değiştirerek, asıl borçlu şirketin 6183 sayılı Kanun uyarınca yapılandırma sonucu taksitlendirilip ödenmeyen yeni bir borca dönüştüğü, 2011/2, 3 ve 9 dönemlerine ilişkin alacaklar yönünden asıl borçlu şirket tarafından 24/12/2014 tarihinde yapılan yapılandırma ve akabinde 6736 sayılı Kanun uyarınca yapılan yeniden yapılandırma ile borcun nitelik değiştirdiği, asıl borçlu şirket adına yeniden ödeme emri düzenlenerek tebliğ edilmeksizin doğrudan davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun reddine temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
Temyiz Edenin İddiaları: Davalı idare tarafından, daha önceki beyanlarının tekrarı ve resen gözetilecek sebepler dikkate alınarak Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Karşı Tarafın Savunması: Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkiminin Düşüncesi: Temyiz isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İLGİLİ MEVZUAT
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu\’nun (6545 sayılı Kanunla değişik) İstinaf başlıklı 45. maddesinin altıncı fıkrasında; \’Bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir.\’ hükmüne, aynı Kanunun Temyiz başlıklı 46. maddesinin birinci fıkrasında; \’Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir:\’ hükmüne, aynı fıkranın (b) bendinde ise, \’Konusu yüz bin Türk Lirasını (anılan Kanunun Ek 1. maddesine göre 2021 yılı için 192.000,00 TL) aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan davalar\’ hükümlerine yer verilmiştir.
İstinaf başvurusunun idari yargılama hukukunda yeni bir kanun yolu olarak getirildiği 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun\’un gerekçesinde; tahdidi olarak sayılan konular dışındaki davaların Bölge İdare Mahkemelerinde istinaf incelemesi neticesinde kesinleşeceği belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; her ne kadar temyize konu İzmir Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesi kararında; temyiz yolunun açık olduğu belirtilmiş ise de, yukarıda anılan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu\’nun 45. maddesinin 6. fıkrası ve 46. maddesinin 1. fıkrası b bendi uyarınca, belirlenen miktarı aşmayan davalar hakkında idare mahkemelerince verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine bölge idare mahkemelerince verilen kararların kesin olduğu; dolayısıyla, bu kararların temyiz istemine konu edilemeyeceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu tutarın 9.094,00 TL olduğu ve 2577 sayılı Kanun\’un 46. maddesinde belirtilen temyiz edilebilecek diğer kararlardan da olmadığı dikkate alındığında; işbu davada tek hakim tarafından verilen İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusu üzerine Bölge İdare Mahkemesince verilen kararın kesin olması gerektiği nedeniyle temyiz isteminin incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Karar Sonucu
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalı idarenin TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2- Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
Kesin olarak, 24.03.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Kayseri İdare Hukuku Avukatı
İdare hukuku ve vergi hukukuna ilişkin dava süreçlerinde herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve Danıştay kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir. Gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması ve herhangi bir hak kaybı yaşanmaması açısından alanında uzman bir avukattan hukuki yardım almaları faydalı olacaktır.
İdare ve vergi hukuku alanında yetkin Kayseri İdare Hukuku Avukatı kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz; vergi zıyaı cezası, 375 sayılı KHK geçici 35. madde kapsamında kamu görevinden çıkarma, rütbenin alınması, görevden uzaklaştırma veya açığa alma işlemlerine karşı açılacak iptal davasında savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek taraflara avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. Hukuk Büromuz, ayrıca Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvuru sürecinde taraflara hukuki yardım sunmaktadır.
Alanında yetkin Kayseri İdare Hukuku Avukatı arıyorsanız;; avukat kadromuzdan dava süreciniz, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.
Map-marker-alt
Phone-alt
Envelope
Whatsapp
Google
Facebook
Twitter
Instagram
Linkedin