İdari Yargıda Parasal Sınırların Karar Tarihine Göre İstinaf ve Temyiz Başvurusunda Esas Alınmasına ilişkin Düzenlemenin İptali
İdari Yargıda Parasal Sınırların Karar Tarihine Göre İstinaf ve Temyiz Başvurusunda Esas Alınması Anayasa Mahkemesi Kararı – Değerlendirme İtiraz Konusu Kural İdari yargıda parasal sınırların karar tarihine göre istinaf ve temyiz başvurusunda esas alınmasına ilişkin itiraz konusu kuralda, konusu ilk derece mahkemesince veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihte geçerli olan parasal değerin altında kalan idari davalarda bu mahkemelerce verilen karara karşı istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulamayacağı öngörülmektedir. Başvuru Gerekçesi Başvuru kararında özetle; davayı açarken ya da davayı ıslah ederken davacının sonraki yıllarda belirlenecek yeniden değerleme oranını bilmesinin ve bu kapsamda kararın verildiği tarihteki parasal sınırı öngörmesinin mümkün olmadığı, dava tarihi veya ıslah tarihi itibarıyla istinafa veya temyize tabi olan bir davada verilen karara karşı -özellikle enflasyon oranının yüksek olduğu dönemlerde- yargılama sürecinin uzaması durumunda istinafa veya temyize başvurulamayabileceği, aynı tarihte açılan ve benzer nitelikli davaların kural nedeniyle farklı aşamalarda kesinleşebileceği, bu durumun belirlilik ve hukuki öngörülebilirlik ile adil yargılanma ilkelerini ihlal ettiği belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Mahkemenin Değerlendirmesi Anayasa Mahkemesi, 4/12/2024 tarihli ve E.2023/182, K.2024/203 sayılı kararıyla dava konusunun değer ve miktar itibarıyla hükmün verildiği tarihte geçerli olan parasal tutarların altında kalması hâlinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer alan ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararına karşı istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulamayacağını öngören ibareyi iptal etmiştir. (Anılan Anayasa Mahkemesi Kararı’na sitemizden ulaşabilirsiniz.) Anılan kararda, kural gereğince parasal değer (kesinlik sınırı) güncellenirken dava konusu mal ya da alacağın değerinin güncellenmemesi nedeniyle enflasyondan dolayı oluşan külfetin tamamının davanın taraflarına yüklendiği belirtilmiş ve kişilere aşırı bir külfet yüklediği anlaşılan kuralla hükmün denetlenmesini talep etme hakkına getirilen sınırlamanın orantısız ve ölçüsüz olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Söz konusu kararda adli yargılamalara dair hüküm içeren kurala ilişkin değerlendirmeler yapılmış, itiraz konusu davada ise idari yargılamalar yönünden benzer nitelikli düzenleme içeren kural incelenmiştir. İtiraz konusu kuralda, idari davalarda istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilmesi için nihai kararın verildiği tarihte geçerli olan parasal değerin esas alınması hüküm altına alınmaktadır. Dava konusu kural gereğince istinaf veya temyiz kanun yoluna başvuru açısından geçerli olan parasal sınır enflasyona göre güncellenirken dava konusu değer enflasyonun etkilerinden arındırılmamaktadır. Bu yönden idari işlem veya eylemin gerçekleştiği, idareye başvurulduğu ya da davanın açıldığı tarihte geçerli olan parasal sınırlara göre istinafa veya temyiz kanun yoluna başvurulabilecek bir karara karşı kural nedeniyle özellikle yargılamaların uzun sürdüğü durumlarda -ilk derece mahkemesinin veya bölge idare mahkemesinin karar verdiği tarihte geçerli olan parasal tutarlara göre- istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulması imkânı ortadan kalkabilecektir. Bu itibarla kural yönünden Anayasa Mahkemesinin anılan 4/12/2024 tarihli ve E.2023/182, K.2024/203 sayılı kararından ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır. (Anılan Anayasa Mahkemesi Kararı’na sitemizden ulaşabilirsiniz.) Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir. İdari Yargıda Parasal Sınırların Karar Tarihine Göre İstinaf ve Temyiz Başvurusunda Esas Alınmasına ilişkin Düzenlemenin İptali Anayasa Mahkemesi Kararı Esas Sayısı : 2025/39 Karar Sayısı : 2025/35 Karar Tarihi : 11/2/2025 R.G.Tarih-Sayı : 6/3/2025-32833 İtiraz Yoluna Başvuran: İstanbul 13. İdare Mahkemesi İtirazın Konusu: 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28/7/2024 tarihli ve 7524 sayılı Kanun’un 54. maddesiyle değiştirilen ek 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınır.” bölümünün Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir. Olay: İdari para cezasının iptali talebiyle açılan davada itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur. I. İptali İstenen ve İlgili Görülen Kanun Hükümleri A. İptali İstenen Kanun Hükmü 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun itiraz konusu kuralın da yer aldığı ek 1. maddesi şöyledir: “Parasal sınırların artırılması – Ek Madde 1 (Ek: 5/4/1990-3622/26 md.; Değişik: 8/6/2000-4577/9 md.) (Değişik: 28/7/2024-7524/54 md.) 1. Bu Kanunda öngörülen parasal sınırlar; her yıl, bir önceki yıla ilişkin olarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılmak suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların bin Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz. 2. 17 nci madde uyarınca duruşma yapılmasının zorunlu olduğu davaların belirlenmesinde davanın açıldığı; 45 inci ve 46 ncı maddeler uyarınca istinaf veya temyiz yoluna başvurulabilecek kararların belirlenmesinde ise ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınır. Ancak nihai karar tarihinden sonra parasal sınırlarda meydana gelen artış, bölge idare mahkemesinin kaldırma veya Danıştayın bozma kararı üzerine yeniden bakılan davalarda uygulanmaz.” B. İlgili Görülen Kanun Hükümleri 1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesi şöyledir: “İstinaf – Madde 45 (Değişik: 18/6/2014-6545/19 md.) 1. İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. (Değişik cümle:28/7/2024-7524/52 md.) Ancak, konusu otuz bir bin Türk lirasını geçmeyen; vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz. 2. İstinaf, temyizin şekil ve usullerine tabidir. İstinaf başvurusuna konu olacak kararlara karşı yapılan kanun yolu başvurularında dilekçelerdeki hitap ve istekle bağlı kalınmaksızın dosyalar bölge idare mahkemesine gönderilir. (Ek cümle:28/7/2024-7524/52 md.) Bölge idare mahkemesinin 48 inci maddenin yedinci fıkrası uyarınca verdiği kararlara karşı tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. 3. Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir. 4. Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu hâlde bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir. İnceleme sırasında ihtiyaç duyulması hâlinde kararı veren mahkeme veya başka bir yer idare ya da vergi mahkemesi istinabe olunabilir. İstinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir. 5. Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun