Kayseri Avukat - Kayseri Ceza Avukatı - Kayseri Boşanma Avukatı - Kayseri Kira Avukatı - Kayseri Gayrimenkul Avukatı - Kayseri İş Hukuku Avukatı - Avukat Zülküf Arslan Hukuk Bürosu

Kusurlu Eş Boşanma Davası Açabilir mi?

Tam Kusurlu Eş Boşanma Davası Açabilir mi Tam Kusurlu Eş Boşanma Davası Açabilir mi: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsılması durumunda eşlere boşanma davası açma hakkı vermiştir. Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir. Söz konusu hüküm uyarınca evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu takdirde, eşlerden her biri kural olarak boşanma davası açabilir ise de, Yargıtay, bu hükmü aşağıdaki örnek kararda da görüleceği üzere tam kusurlu eşin dava açamayacağı şeklinde yorumlamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2017/2-1939 Karar No: 2018/1296 Karar Tarihi: 04.07.2018 Dava: Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul 8. Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 14.11.2013 gün ve 2011/862 E., 2013/722 K. sayılı karar davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 22.09.2014 gün ve 2014/6962 E., 2014/17920 K. sayılı kararı ile: “…Toplanan delillerden, başka kadınla birlikte yaşayan, eşine hakaret ve tehditte bulunan, eşinin aracına kasıtlı olarak çarpıp zarar veren davacı koca boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurludur. Davalı kadından kaynaklanan boşanmayı gerektiren bir olayın varlığı kanıtlanamamıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu‘nun 166. maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmektedir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonra da madem ki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise Türk Medeni Kanunu gereğince boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp, daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa, bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır.(TMK. md.166/2) Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır…” gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu Kararı Hukuk Genel Kurulunca incelenerek temyiz dilekçesinin süresinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı (TMK m. 166/1) olarak açılan boşanma istemine ilişkindir. Davacı vekili, tarafların evlilikleri boyunca defalarca ayrılıp tekrar barıştıklarını, davalının agresif tavırları olduğunu, kaprisleri nedeniyle müvekkilinin arkadaşları ve ailesi ile görüşemez duruma geldiğini, çıkan tartışmalar sonrasında davalının evi terk ettiğini, sebepsizce müvekkilini karakola şikâyet ettiğini, işyerini basıp bağırıp çağırdığını, cevaba cevap dilekçesinde ise davalının müvekkiline hakaret mesajları attığını ileri sürerek, boşanma kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin çıkan tartışmalarda fiziksel şiddete uğradığı için baba evine döndüğünü, davacının başka bir kadınla yaşadığını, alkol alışkanlığı ve gece hayatının olduğunu, müvekkiline harçlık dahi vermediğini belirterek, kusurlu tarafın davasının reddine, velayetin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuklar ve müvekkili için iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini istemiştir. Tam Kusurlu Eş Boşanma Davası Açabilir mi Mahkemece, davacının davalıyı darp ettiği, başka bir kadınla birlikte yaşadığı, davalının da davacının ailesi ile görüşmediği, evden sık sık ayrılıp gittiği, evin camından arabaya kavanoz fırlattığı, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davacının kusuru daha fazla ise de davalının da az da olsa kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk Hüseyin’in velayetinin babaya, Osman ve Akif’in velayetinin davalı anneye verilmesine, davalı kadın için 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 20.000.00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminata, Osman ve Akif için 1.000,00’er TL iştirak nafakasına karar verilmiştir. Davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık kısmında gösterilen gerekçelerle bozulmuştur. Yerel mahkemece, davacının davalıyı darp ettiği, başka bir kadınla birlikte yaşadığı hususlarının sabit olması yanında davalının da davacının ailesi ile görüşmediği, evden sık sık ayrılıp gittiği, evin camından davacının arabasına kavanoz fırlattığı, davalı tanığının mahkemece tespit edilen beyanı nazara alınarak tarafların birbirlerine hakaret edip, davacının davalıya küfürlü sözler söylediği, davalının da davacıya “defol git” dediği ve tarafların birbirlerinin üzerine yürüyüp araya giren tanık tarafından ayrıldıkları, yani davalının da davacıya yönelik saldırı eyleminin olduğu ve “defol git” şeklinde söz söylediği gerekçesiyle davalının da az da olsa kusurlu olduğu belirtilerek direnme kararı verilmiştir. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık: somut olayda davalı kadının kusurlu olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre davacı erkeğin boşanma davasının kabul edilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü için ilgili yasal düzenlemelerin değerlendirilmesinde yarar vardır. Kusurlu Eşin Boşanma Davası Açması  4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166.maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan düzenlemeye göre; Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir…” Anılan madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için başlıca iki şartın gerçekleşmiş olması gerekmektedir. İlki, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması, diğeri ise ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunmasıdır. Genel boşanma sebeplerini düzenleyen ve yukarıya alınan madde hükmü somutlaştırılmamış veya ayrıntıları ile belirtilmemiş bir çok konuda evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime takdir hakkı tanımıştır. Söz konusu hüküm uyarınca evlilik birliği, eşler arasında ortak hayatı çekilmez duruma sokacak derecede temelinden sarsılmış olduğu takdirde, eşlerden her biri kural olarak

Kusurlu Eş Boşanma Davası Açabilir mi? Read More »