AYM Raziye Akçay Kararı: Bank Asya’daki Mutat Hesap Hareketleri, Örgütsel Faaliyet Olarak Kabul Edilir mi?
AYM Raziye Akçay Kararı: Bank Asya\’daki Mutat Hesap Hareketleri, Örgütsel Faaliyet Olarak Kabul Edilir mi? Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru Raziye Akçay Başvurusu (Başvuru Numarası: 2019/1665) Karar Tarihi: 28/6/2022 R.G. Tarih ve Sayı: 2/9/2022 – 31941 İKİNCİ BÖLÜM – KARAR Başkan: Kadir Özkaya Üyeler: Engin Yıldırım, Rıdvan Güleç, Yıldız Seferinoğlu, Kenan Yaşar Raportör: Yüksel Günarslan Başvurucu: Raziye Akçay I. BAŞVURUNUN KONUSU 1. Başvuru, karar sonucunu değiştirebilecek nitelikteki esaslı bir iddianın karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir. II. BAŞVURU SÜRECİ 2. Başvuru 11/1/2019 tarihinde yapılmıştır. Komisyon; hakkaniyete uygun yargılanma hakkı dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan hakka ilişkin şikâyetin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir. 3. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır. III. OLAY VE OLGULAR 4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla ulaşılan bilgi ve belgelere göre ilgili olaylar özetle şöyledir: 5. Türkiye\’de Fetullah Gülen tarafından kurulan, 1960\’lı yıllardan itibaren faaliyette bulunan ve uzun yıllar boyunca dinî bir grup olarak nitelenen bir yapılanma mevcuttur. Bu yapılanma; süreç içinde cemaat, Gülen cemaati, Fetullah Gülen cemaati, hizmet hareketi, gönüllüler hareketi ve camia gibi isimlerle anılmıştır (Aydın Yavuz ve diğerleri [GK], B. No: 2016/22169, 20/6/2017, § 22). 6. Anılan yapılanma, süreç içinde özellikle kamu kurum ve kuruluşlarında örgütlenmiş; bunun yanı sıra başta eğitim ve din olmak üzere farklı sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda yasal faaliyetlerde bulunmuş; bu faaliyetler dolayısıyla sahip olduğu dershaneler, okullar, üniversiteler, dernekler, vakıflar, sendikalar, meslek odaları, iktisadi kuruluşlar, finans kuruluşları, gazeteler, dergiler, televizyon ve radyo kanalları, internet siteleri, hastaneler aracılığıyla sivil alanda önemli bir etkinliğe ulaşmıştır. Bu faaliyetlerin yanında bazen bu yasal kuruluşların içinde gizlenmiş olan, bazen de yasal yapıdan tamamen farklı şekilde konumlanan ve hareket eden, özellikle de kamusal alana yönelik faaliyetlerde bulunan illegal bir yapılanma söz konusudur (Aydın Yavuz ve diğerleri, § 26; Mustafa Baldır, B. No: 2016/29354, 4/4/2018, § 75). 7. Buna karşılık hareket tarzı ve icraatları öteden beri toplumda tartışma konusu olan bu yapılanmanın örgütlenmesine ve faaliyetlerine ilişkin olarak özellikle 2013 yılı sonrasında pek çok soruşturma ve kovuşturma yürütülmüştür. Bu kapsamda bu yapılanmaya mensup kişilerin -yapılanmanın amaçları doğrultusunda- suç delillerini yok etme, devlet kurumlarının ve üst düzey devlet görevlilerinin telefonlarını dinleme, devletin istihbarat faaliyetlerini deşifre etme, kamu görevine giriş veya görevde yükselme sınavlarına ilişkin soruları önceden elde edip mensuplarına verme gibi eylemlerde bulundukları belirlenmiştir. Soruşturma ve kovuşturma belgelerinde, yapılanma Fetullahçı Terör Örgütü ve/veya Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) olarak isimlendirilmiştir (Aydın Yavuz ve diğerleri, §§ 22, 27). 8. Türkiye 15 Temmuz 2016 tarihinde askerî bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kalmış, bu nedenle 21/7/2016 tarihinde ülke genelinde olağanüstü hâl ilan edilmesine karar verilmiş ve olağanüstü hâl 19/7/2018 tarihinde -yeniden uzatılmayarak- son bulmuştur. Kamu makamları ve yargı organları -olgusal temellere dayanarak- bu teşebbüsün arkasında FETÖ/PDY olduğunu değerlendirmiştir (darbe teşebbüsü ve arkasındaki yapılanmaya ilişkin ayrıntılı bilgi için bkz. Aydın Yavuz ve diğerleri, §§ 12-25). Darbe teşebbüsü sırasında ve sonrasında ülke genelinde darbe girişimiyle bağlantılı ya da doğrudan darbe girişimiyle bağlantılı olmasa bile FETÖ/PDY\’nin kamu kurumlarındaki örgütlenmesinin yanı sıra eğitim, sağlık, ticaret, sivil toplum ve medya gibi farklı alanlardaki yapılanmasına yönelik olarak Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından soruşturmalar yürütülmüş; çok sayıda kişi hakkında gözaltı ve tutuklama tedbirleri uygulanmıştır (Aydın Yavuz ve diğerleri, § 51; Mehmet Hasan Altan (2) [GK], B. No: 2016/23672, 11/1/2018, § 12). 9. Darbe teşebbüsü öncesinde de FETÖ/PDY ile irtibatlı olduğu değerlendirilen bazı ticari kuruluşlar ve finans kuruluşları için idari birtakım tedbirlere başvurulmuştur. Bu kapsamda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) 3/2/2015 tarihinde Asya Katılım Bankasının (Bank Asya) yönetimine el koymuş, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ise anılan Bankayı 29/5/2015 tarihinde TMSF\’ye devretmiştir (Aydın Yavuz ve diğerleri, § 35). 10. 15 Temmuz 2016 tarihinden önce de kamu makamlarınca FETÖ/PDY\’nin finans kaynaklarından biri olarak değerlendirilen Bank Asya, 2013 yılı Aralık ayı sonrasında mali olarak zor duruma düşmüştür. Bunun üzerine Bank Asyanın finansal olarak iyi durumda olduğunu göstermek ve böylece örgüte para aktarımının sürekliliğini temin etmek amacıyla Bank Asyaya para yatırılmasına yönelik olarak 25/12/2013 tarihinde bizzat örgüt lideri tarafından çağrıda bulunulmuştur. Anılan çağrı doğrultusunda, bu çağrıya uyan kişilerce özellikle 2014 yılının başından itibaren gerek bir kısım mal varlıkları elden çıkarılarak gerekse başka finans kuruluşlarından kredi çekilerek, tasarruf ve kâr amacı gözetilmeksizin örgüt yararına para yatırılması, katılım hesapları açılması, döviz ve altın alınıp satılması gibi işlemler yapıldığı tespit edilmiştir (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20/12/2018 tarihli ve E.2018/16-419, K.2018/661 sayılı kararı). 11. Başvurucu, olay tarihinde Elâzığ \’da Özel Yavuz Selim Kolejinde öğretmen olarak çalışmaktadır. 12. C.A. isimli kişi 11/8/2016 tarihinde Elâzığ Cumhuriyet Başsavcılığına (Başsavcılık) giderek FETÖ/PDY üyesi olduğunu düşündüğü kişiler hakkında ihbarda bulunmuştur. C.A. aynı tarihte alınan ifadesinde başvurucu ve eşinin de örgütle bağlantılı olduğunu ileri sürmüştür. Söz konusu ihbar üzerine başvurucu ve eşi hakkında FETÖ/PDY\’ye üye olma suçundan soruşturma başlatılmıştır. Söz konusu İfade Tutanağı\’nın ilgili kısmı şöyledir: \”…Raziye Akçay [başvurucu] ve [M.A.] isimli kişilerde daha önce cemaate ait olan Yavuz Selim Lisesinde öğretmen olarak görev yapıyorlardı, darbe sürecinden bir kaç ay kadar önce yanılmıyorsam Doğa Kolejine geçtiler, geçtikten sonra Yavuz Selim\’de okuyan ve kendilerine yakın olan öğrencileri arayarak kendilerine Doğa Kolejine gelmelerini, kayıtlarını yaptırmalarını daha sonra da buradan başka bir düz liseye kayıtlarını yaptırarak izlerini kaybettirmelerini sağlamaya çalıştıklarını biliyorum, benim kanaatimce söz konusu kişiler Doğa Kolejine geçerek kendilerini kamufle etmeye çalışmaktadırlar, cemaatten koptuklarını zannetmiyorum…\” 13. 21/12/2016 tarihinde gözaltına alınan başvurucu; kolluk ifadesinde özetle 1997-2016 yılları arasında örgüte ait kurumlarda çalıştığını, darbe girişimine kadar bu yapının terör örgütü olduğunu bilmediğini, çocuklarını bu yapıya ait okullara gönderdiğini, maaşının Bank Asya hesabına yattığını, kendisinin de bu hesaba yatan parayı kullandığını, eşi ve kendi hesabı arasındaki para transferlerine ilişkin bilgisinin olmadığını, annesinin 5.000 avro tutarındaki hac parasının kendi hesabında bulunduğunu, bankacılık işlemlerini talimat üzerine gerçekleştirmediğini, 2015 yılına kadar Zaman gazetesi ve Sızıntı dergisine abone olduğunu beyan etmiştir. Başvurucu; Elâzığ 1. Sulh Ceza Hâkimliği önündeki 28/12/2016 tarihli sorgusunda kolluk beyanını tekrarladığını, banka hesap hareketleriyle kendisinin değil eşinin ilgilendiğini ifade etmiştir. 14. Soruşturma sonucunda Başsavcılık tarafından başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılması talebiyle 3/2/2017 tarihli iddianame düzenlenmiştir. İddianamede özetle başvurucunun çocuklarını kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatılan eğitim kurumlarına gönderdiği,