Zorunlu İpoteklerden Olmayan Üst Sınır İpoteği / Limit İpoteği Meskeniyet Şikayetine Engel Olur mu
Zorunlu İpoteklerden Olmayan Üst Sınır İpoteği / Limit İpoteği Meskeniyet Şikayetine Engel Olur mu Özet: Meskeniyet şikayetine konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin konut kredisine özgülenmediği, doğmuş ve doğacak bütün borçlarının teminatını teşkil etmek üzere üst sınır ipoteği (limit ipoteği) şeklinde kurulduğu, ipoteğin bu hali ile zorunlu ipoteklerden olmadığı anlaşılmaktadır. O halde hacizden önce tesis edilen ve haciz tarihi itibari ile ipoteğe bağlı borcu ödenmeyen, borçlunun serbest iradesi ile kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2023/12-575 Karar No: 2024/16 Karar tarihi: 24-01-2024 (2004 s. K. m. 16, 82, 103) (4721 s. K. m. 851, 881) (YHGK 18.03.2015 T. 2013/12-1576 E. 2015/1045 K.) Taraflar arasındaki meskeniyet şikayeti isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Kararın alacaklı vekili ve katılma yoluyla borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, borçlu vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir. Direnme kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. Talep Borçlu vekili; alacaklı vekili tarafından müvekkili aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte müvekkili adına kayıtlı olan Denizli ili, Pamukkale ilçesi, …. Mah., … Ada, … Parselde bulunan 1 No.lu bağımsız bölüm üzerine haciz konulduğunu, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu‘nun 82 nci maddesinin birinci fıkrasının on ikinci bendi uyarınca müvekkilinin haline münasip evinin haczedilemeyeceğini, 2004 sayılı Kanun’un 103 üncü maddesine göre düzenlenen davet kağıdının müvekkiline 24.12.2019 tarihinde tebliğ edildiğini ve yasal süresinde meskeniyet şikayetinde bulunduklarını, müvekkilinin malûlen emekli olup şikayet konusu evde eşi ve iki çocuğuyla yaşadığını, evin konut kredisiyle alındığını ve borcun halen devam ettiğini, müvekkilinin başka bir malvarlığının bulunmadığını ileri sürerek haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. Cevap Alacaklı vekili; şikayet konusu taşınmazın tapu kaydında ipotek şerhi bulunduğundan borçlunun alacaklılarına karşı haczedilmezlik şikayetinden feragat etmiş olduğunu, borçlunun meskeniyet şikayetinin de yerinde olmadığını belirterek şikayetin reddini savunmuştur. III. İlk Derece Mahkemesi Kararı İlk Derece Mahkemesinin 25.12.2020 tarihli ve 2019/807 Esas, 2020/809 Karar sayılı kararı ile; şikayet konusu taşınmazın tapu kaydında … Bankası A.Ş. lehine ipotek şerhi bulunduğu, … Bankası Merkezi Operasyonlar Bölüm Başkanlığının 20.11.2020 tarihli cevabi yazısında ipoteğin konut kredisi sebebiyle tesis edilmiş olup konut kredisi borcunun devam ettiğinin bildirildiği, 09.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda keşif tarihi itibariyle şikayet konusu taşınmazın toplam değerinin 165.000,00 TL olduğu, borçlunun haline münasip mütevazı mahallelerde mesken satın alması için keşif tarihi itibari ile gerekli asgari rayiç değerin ortalama yaklaşık 170.000,00 TL olduğunun bildirildiği, bilirkişi raporunun denetime elverişli bulunarak hükme esas alındığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. IV. İstinaf A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili ve katılma yoluyla borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 19.01.2022 tarihli ve 2021/1217 Esas, 2022/125 Karar sayılı kararı ile; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu‘nun 103 üncü maddesine göre düzenlenen davetiyenin tebliği üzerine yasal süresinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu, şikayet konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin konut kredisine ilişkin olduğu ve borçlunun başka bir kredi çekmediğinin lehine ipotek mevcut olan bankanın cevabıyla belirlendiği, konut kredisinin meskeniyet şikayetine engel olmadığı, 09.03.2020 tarihli bilirkişi raporunun usulüne uygun olduğu, bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesinin meskeniyet şikayetinin kabulü kararının hukuka uygun olduğundan alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği, meskeniyet şikayetinin kabulüne karar verilmesine ve şikayetin reddini isteyerek uyuşmazlık çıkaran ve sonuç olarak haczin devamını istemekte haksız çıkan taraf alacaklı olmasına rağmen şikayetçi borçlu lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, borçlu vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle meskeniyet şikayetinin kabulüyle taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına, borçlu lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine karar verilmiştir. V. Bozma ve Bozmadan Sonraki İnceleme Süreci A. Bozma Kararı 1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtile kararı ile; “…Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin konut kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, takip dosyasından borçlunun şikayete konu taşınmazı üzerine 26.11.2019 tarihinde haciz uygulandığı, haciz tarihinden önce taşınmazın tapu kaydında 3. kişi … Bankası A.Ş. lehine ….her türlü nedenden Bankaya karşı doğmuş doğacak tüm borçlarının teminatı olarak 11.03.2015 tarihli 1. derece ipotek tesis edilmiş olduğu, ipotek alacaklısı … Bankası A.Ş.’nin 20.11.2020 tarihli yazı cevabında ipotek borcunun devam ettiğinin bildirildiği görülmüştür. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince, ipoteğin konut kredisi nedeni ile kurulduğu ve zorunlu ipoteklerden olduğu değerlendirilmiş ise de; ipotek resmi senedi incelendiğinde ipoteğin konut kredisine özgülenmediği ve üst sınır ipoteği şeklinde kurulduğu, ipoteğin bu hali ile zorunlu ipoteklerden olmadığı anlaşılmıştır. O halde, şikayete konu taşınmaz üzerinde hacizden önce tesis edilen ve haciz tarihi itibari ile ipoteğe bağlı borcu ödenmeyen, zorunlu olmayan ipotek mevcut olduğu anlaşılmakla, borçlu meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağından Bölge Adliye Mahkemesince şikayetin bahsi geçen nedenle reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur. B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki gerekçenin yanında, bankadan kredi alan kişinin bankanın kredi ve ipotek sözleşmesine yazdığı “doğmuş doğacak borçlar” ibarelerini sözleşmeyi imzalarken okuma, bu ibarelere itiraz etme ve karışma şansı dahi olmadığı,