Ziynet Eşyalarının İadesine ilişkin Emsal Yargıtay Kararları
Takı ve Ziynet Eşyalarının İadesi ile ilgili Emsal Yargıtay Kararları Takı ve Ziynet Eşyalarının İadesi: Kadına özgü ziynet eşyası niteliğindeki bilezik ve takılar, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Düğünde takılan ziynet eşyasının düğün borçları ve ev eşyalarının alımında bozdurulması halinde, bu konuda kadın eşin rızasının geri alınmamak üzere kocaya bağış şeklinde verildiği hususunun ispatı davalı kocaya düşmektedir. Aile hukuku dava ve uyuşmazlıklarında herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir. Gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması ve herhangi bir hak kaybı yaşanmaması açısından alanında uzman bir avukattan hukuki yardım almaları faydalı olacaktır. Boşanma davası ve aile hukuku uyuşmazlıklarında taleplerin etkili bir biçimde ileri sürülmesi ve hak kaybına uğramamak için aile hukuku alanında deneyimli bir avukattan hukuki destek alınması faydalı olacaktır. Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, 15 yılı aşkın deneyimi ve boşanma avukatı kadrosu ile müvekkillerimize avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. Kayseri boşanma avukatı arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan boşanma süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile boşanma davası ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz. Ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse hüküm fıkrasının açık olması ve duraksama yaratmaması, ayrıca hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarlarının açıkça yazılması gereklidir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/5708 Karar No: 2018/13056 Karar tarihi: 20.12.2018 Özet: Dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu‘nun 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır. Ancak hükümde, bilirkişi raporunda tespit edilen ve iadesine karar verilen ziynet eşyalarının cins, nitelik miktar (gram ve ayarı) ve değerlerinin, ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken gösterilmemesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün dosyada bulunan ve hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. (6100 S. K. m. 297) (2004 S. K. m. 24) (1086 S. K. m. 438, 440) Dava Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Karar Davacı; davalının eve sabaha karşı ve alkollü gelmeleri çoğalınca tartışmaların da arttığını, son olarak davalının müşterek haneye 14/12/2014 pazar sabahı saat 06:00’da geldiğinde tartışma yaşanması üzerine müşterek haneyi terk ettiğini, düğün esnasında takılan 10 bilezik, 2 metrelik zincir ve 100 adet çeyrek altının davalının ailesi tarafından elinden alındığını, satılarak parasının davalının ailesi tarafından kullanıldığını ileri sürerek, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 20,000 TL bedelinin ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiş, 03.03.2016 tarihinde talebini 29.740 TL’ye yükseltmiştir. Davalı; davacı kadının eşine karşı daha ağır kusurlu ve sadakatsizlik yaptığının ispatlandığı durumlarda davaya bakan Mahkemenin davacı kadının edinilmiş mal ve katkı payı alacaklarını tamamen ya da kısmen indirme durumunun mevcut olduğunu, davacının kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiş, 19.11.2015 havale tarihli beyan dilekçesinde ise düğün takılarından 6 adet bilezik ile 2 metrelik altın zincirin davalının ablası tarafından davacıya emanet olarak verildiğini, düğünden sonra da iade edildiğini, belirtilenden daha az sayıda küçük altın takıldığını, bu küçük altınların davacının izni ve geri iade edilmesi talep edilmeksizin evlerinin inşaatında kullanıldığını, davacıya emanet bilezikler haricinde 4 adet bilezik takıldığını, bu bileziklerin de yine davacının izni ve geri iade edilmesi talep edilmeksizin davacının dişlerinin yaptırılmasında kullanıldığını, kalan takıları da evden kaçarak ayrılırken yanında götürdüğünü belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kabulüne, 81 adet çeyrek altın, 22 ayar 20’şer gram 5 adet bilezik ve 2 metre 18 ayar zincirden oluşan ziynet eşyalarının davalı tarafça davacıya aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde 29.740,00 TL ziynet eşyası bedelinin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur. İİK’nun 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır. Ancak hükümde, bilirkişi raporunda tespit edilen ve iadesine karar verilen ziynet eşyalarının cins, nitelik miktar (gram ve ayarı) ve değerlerinin, ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken gösterilmemesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün dosyada bulunan ve hükme esas alınan 20.01.2016 havale tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda düzeltilerek onanması HUMK 438/7. maddesi gereğidir. Sonuç Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün 1. fıkrasında yer alan; “81
Ziynet Eşyalarının İadesine ilişkin Emsal Yargıtay Kararları Read More »