Şirketin Vergi Borcu Nedeniyle Kanuni Temsilci veya Şirket Ortağının Mal Varlığına Gidilebilir mi?
Şirketin Vergi Borcu ve Vergi Cezası Nedeniyle Kanuni Temsilci veya Şirket Ortağının Mal Varlığına Gidilebilir mi? Danıştay 3. Daire Esas No: 2022/858 Karar No: 2022/1322 Karar Tarihi: 28-03-2022 İstemin konusu: … Vergi Mahkemesinin kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ Dava konusu istem Davacı adına, asıl borçlu … Medya Reklam Uluslararası Yayıncılık Yapımcılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden alınamayan 2006 ila 2015 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti Asıl borçlu şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasında saptanan ticari yat nitelikli deniz taşıtı ile üç adet araca haciz uygulandığı, iki aracın haciz sıralamasında davalı idarenin ilk sırada bulunduğu, dava konusu ödeme emirleri içeriği toplam borcun 176.735,47 TL olduğu dikkate alındığında, öncelikle söz konusu mal varlığının satılarak kamu alacağının buradan tahsil edilip edilemeyeceği ortaya konulmadan davacının kanuni temsilci sıfatıyla takibinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle ödeme emirleri iptal edilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu\’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir. Temyiz Edenin İddiaları: Asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacağının ait olduğu dönemde şirketin kanuni temsilcisi olan davacıdan tahsili yoluna gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. Karşı Tarafın Savunması: Savunma verilmemiştir. Danıştay Tetkik Hâkiminin Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: Hukuki Değerlendirme Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu\’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Karar Sonucu Açıklanan nedenlerle; 1. Temyiz isteminin reddine, 2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA, 3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu\’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 28/03/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi. Danıştay 3. Daire Esas No: 2022/1 Karar No: 2022/1007 Karar Tarihi: 09-03-2022 Özet: Kamu alacağının davacının ortak olduğu dönemle ilgili olduğunun anlaşıldığı olayda, Mahkemelerince verilen ara kararı üzerine dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden asıl borçlu şirketin … miktar borcunun bulunduğu, şirketin dört adet aracına haciz uygulandığı, banka hesaplarına uygulanan hacizler sonucu … miktar tahsil edildiği, tüm takip yolları tüketilerek asıl borçludan tahsil imkanı kalmadığı somut bir şekilde ortaya konulan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Açıklanan nedenlerle; Temyiz isteminin reddine, Temyize konu Vergi Mahkemesi kararının onanmasına, karar verilmiştir. (2577 S. K. m. 49) İstemin Konusu: Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma hükmüne uyulmak suretiyle verilen … Vergi Mahkemesinin kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ Dava konusu istem Davacı adına, T.H. …Nakliyat Sanayi Ticaret Limited Şirketi\’nden alınamayan 2005 ila 2008 yıllarına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla düzenlenen …tarih ve …ila …, …tarih ve …takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti Dava konusu …tarih ve …ile …takip numaralı ödeme emirleri içeriği borçların dayanağı şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin 15/04/2010 tarihinde tasfiye memuruna usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, bu ödeme emirlerine karşı dava açılmadığı ve kamu alacağının davacının ortak olduğu dönemle ilgili olduğunun anlaşıldığı olayda, Mahkemelerince verilen ara kararı üzerine dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden asıl borçlu şirketin 27.372.862,31 TL borcunun bulunduğu, şirketin dört adet aracına haciz uygulandığı, banka hesaplarına uygulanan hacizler sonucu 50,42 TL tahsil edildiği, tüm takip yolları tüketilerek asıl borçludan tahsil imkanı kalmadığı somut bir şekilde ortaya konulan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Temyiz Edenin İddiaları: Dava konusu ödeme emirlerinin dayanağı ihbarnameler usulüne uygun tebliğ edilmediği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. Karşı Tarafın Savunması: Savunma verilmemiştir. Danıştay Tetkik Hâkiminin Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: Hukuki Değerlendirme İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu\’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Karar Sonucu Açıklanan nedenlerle; 1. Temyiz isteminin reddine, 2. Temyize konu Vergi Mahkemesi kararının ONANMASINA, 3. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca …-TL maktu harç alınmasına, 4. 2577 sayılı Kanun\’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 09.03.2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. Karşı Oy Gerekçesi 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun\’un 35. maddesinde limited şirket ortaklarının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacağı kurala bağlanmıştır. Değinilen Kanun maddesi uyarınca kanuni temsilcilerin ve tüzelkişinin vergi borcundan sorumlu tutulabilmesi için öncelikle, tüzelkişi hakkında 6183 sayılı Kanun ile belirlenen takip ve cebren tahsil yollarının tüketilmesi ve kamu alacağının tüzelkişinin mal varlığından tahsil olanağı bulunmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Dosyadaki belgelerden, şirket malvarlığının tespitine yönelik idarece yürütülen araştırma neticesi şirket malvarlığında bulunan 5 ayrı aracı bulunduğu, bunlardan …, …, … plakalı araçlar üzerine haciz uygulandığı ve sözü edilen araçların satışına yönelik işlemlerin neticelendirilmediği anlaşıldığından amme alacağının kesinleştiğinden söz edilemeyeceğinden ortak sıfatıyla davacıdan tahsiline çalışılmasının hukuka uygun olmadığı görüşüyle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla Karara katılmıyorum. Danıştay 9. Daire Esas No: 2022/714 Karar No: 2022/1624 Karar tarihi: 26-04-2022 Özet: Asıl borçlu şirket hakkında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından Ticari İktisadi Bütünlük Kararı alınmadığı, Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarına göre de asıl borçlu şirkete defaten yönetim kayyımı atandığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, asıl borçlu şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiği anlaşıldığından, asıl borçlu şirket hakkında takibin 670 sayılı Olağanüstü