Malın Açık Ayıplı Olması Halinde Teslim Tutanağındaki İhtirazi Kayıt, Açık Ayıp İhbarı Olarak Kabul Edilebilir mi
Malın Açık Ayıplı Olması Halinde Teslim Tutanağındaki İhtirazi Kayıt, Açık Ayıp İhbarı Olarak Kabul Edilebilir mi Satın Alınan Malın Ayıplı Olması Halinde Açık Ayıp İhbarı: Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının satın aldığı konutun açık ayıplı olarak teslim edildiği hususunda Mahkeme ve Özel Daire arasında çekişme olmayan eldeki davada, teslim tutanağına düşülen “İhtirazi kayıt: Geç teslim, eksiklik, bozukluk, ayıp ve gizli ayıplardan dolayı tazminat ve talep haklarım saklıdır.” şeklindeki notun açık ayıp ihbarı olarak kabul edilip edilemeyeceği, buradan varılacak sonuca göre Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2019/(13)3-470 Karar No: 2022/66 Karar Tarihi: 27.01.2022 İncelenen Kararın Mahkemesi: Ankara 5. Tüketici Mahkemesi 1. Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara 5. Tüketici Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir. 2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: I. YARGILAMA SÜRECİ Davacı İstemi 4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ile imzaladığı gayrimenkul satış sözleşmesine göre Ankara Turkuaz Vadisi Projesinde AK-12 blok 1. katta bulunan 10 nolu daireyi satın aldığını, AK-12 nolu blok ile AK-13 nolu blok arasına yapılması gereken 120 araç kapasiteli otoparkın kazı ve hafriyattan kaçınmak için yapılmadığını, otoparkın iki blok arasına değil, AK-12 nolu blok önüne yapıldığını, bloğun kaydırıldığını, bina tabanının 4-5 metre civarında derine indirildiğini, bloğun önüne 8 metre istinat duvarı yapılarak dairenin önünün kapatıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakkın saklı kalması kaydıyla, 1.500TL değer kaybının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 09.04.2015 tarihli celsedeki ıslah beyanıyla talebini 9.882TL’ye yükseltmiştir. Davalı Cevabı 5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacak iddiasının zamanaşımına uğradığını, sözleşme hükümlerine göre idarenin planlarda her türlü gerekli değişikliği yapma yetkisinin bulunduğunu, konutun istinat duvarına bakmasının maketten tespit edilemeyeceğini, davacının muayene ve ihbar külfeti bulunduğunu, konutun davacıya 27.09.2009 tarihinde teslim edildiğini, davacının daireyi yaklaşık dört yıldır kullandığını, haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi Kararı 6. Ankara 5. Tüketici Mahkemesinin 09.04.2015 tarihli ve 2013/2948 E., 2015/1214 K. sayılı kararı ile; davacının satın aldığı konutun ayıplı şekilde teslim edildiği, davacı tarafından teslim tutanağına not düşülmekle süresinde ihbarda bulunulduğu, nisbi metoda göre hesaplanan değer kaybı bedeli talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 1.500TL’nin dava tarihi olan 21.05.2013, 7.382TL’nin ıslah tarihi olan 09.04.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Özel Daire Bozma Kararı 7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur. 8. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 26.04.2018 tarihli ve 2015/33436 E., 2018/5161 K. sayılı kararı ile; “…Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, 6098 Sayılı TBK.’nun 223. maddesine ( 818 sayılı 198. maddesi) göre, alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal (uygun süre içinde) ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının 26.02.2007 tarihinde satın aldığı bağımsız bölümün davacıya 27.10.2009 tarihinde teslim edildiği ve davacının eldeki davayı 21.05.2013 tarihinde açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 2007 yılında düzenlenen tanıtım projesine aykırı olarak AK13 ve AK12 bloklar arasına yapılması gereken otopark yapılmaması ve tanıtım projesinde olmamakla birlikte dairenin güney cephesine istinat duvarı yapılması sebebiyle dairenin ekonomik değerinin azaldığı, bu nedenle dairenin ayıplı olduğu nitelendirilmiş ve buna göre davacının talebi kabul edilmiş ise de; bunların yapılmamış olmasının davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. Davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı da anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacının talebi göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ve yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir…” gerekçesiyle karar bozulmuştur. Direnme Kararı 9. Ankara 5. Tüketici Mahkemesinin 04.12.2018 tarihli ve 2018/345 E., 2018/919 K. sayılı kararı ile; önceki karar gerekçesinin yanında, teslim tutanağına düşülen notun ayıp ihbarı olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir. Direnme Kararının Temyizi 10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. II. Uyuşmazlık 11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının satın aldığı konutun açık ayıplı olarak teslim edildiği hususunda Mahkeme ve Özel Daire arasında çekişme olmayan eldeki davada, teslim tutanağına düşülen “İhtirazi kayıt: Geç teslim, eksiklik, bozukluk, ayıp ve gizli ayıplardan dolayı tazminat ve talep haklarım saklıdır.” şeklindeki notun açık ayıp ihbarı olarak kabul edilip edilemeyeceği, buradan varılacak sonuca göre Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. III. Gerekçe 12. Uyuşmazlığın çözümüne geçilmeden önce tüketici hukukunda ayıp kavramı ve ayıptan sorumluluğa ilişkin hükümlerin incelenmesi yerinde olacaktır. 13. Ayıplı mal satımı karşısında alıcıyı korumaya yönelik genel nitelikli düzenlemeler [sözleşme tarihinde yürürlükte bulunmakla somut olayda uygulanması gereken Borçlar Kanunu md. 194-207 ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 25/3] yanında, tüketiciyi daha etkin bir biçimde koruma gayesi ile yürürlüğe giren 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da bu husus ayrıca düzenleme yeri bulmuştur. 14. Yürürlük tarihi itibariyle somut olaya uygulanması gereken 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesinin 1. fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan