Kayseri Avukat - Kayseri Ceza Avukatı - Kayseri Boşanma Avukatı - Kayseri Kira Avukatı - Kayseri Gayrimenkul Avukatı - Kayseri İş Hukuku Avukatı - Avukat Zülküf Arslan Hukuk Bürosu

Kişilik Haklarının İhlali Nedeniyle İnternet İçeriklerine Erişimin Engellenmesi Talebi

İnternet İçeriklerine Erişimin Engellenmesi Talebi

5651 sayılı Kanun

İçeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi Madde 9

(1) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğin çıkarılmasını ve/veya erişimin engellenmesini de isteyebilir.

(2) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin talepleri, içerik ve/veya yer sağlayıcısı tarafından en geç yirmi dört saat içinde cevaplandırılır.

(3) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talepleri doğrultusunda hâkim bu maddede belirtilen kapsamda içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesine karar verebilir.

(4) Hâkim, bu madde kapsamında vereceği erişimin engellenmesi kararlarını esas olarak, yalnızca kişilik hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verir. Zorunlu olmadıkça internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemez. Ancak, hâkim URL adresi belirtilerek içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle ihlalin engellenemeyeceğine kanaat getirmesi hâlinde, gerekçesini de belirtmek kaydıyla, internet sitesindeki tüm yayına yönelik olarak erişimin engellenmesine de karar verebilir.

(5) Hâkimin bu madde kapsamında verdiği içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararları doğrudan Birliğe gönderilir.

(6) Hâkim bu madde kapsamında yapılan başvuruyu en geç yirmi dört saat içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Bu karara karşı 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir.

(7) Erişimin engellenmesine konu içeriğin yayından çıkarılmış olması durumunda hâkim kararı kendiliğinden hükümsüz kalır.

(8) Birlik tarafından ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcıya gönderilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının gereği derhâl, en geç dört saat içinde ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcı tarafından yerine getirilir.

(9) Bu madde kapsamında hâkimin verdiği içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararına konu kişilik hakkının ihlaline ilişkin yayının (…) başka internet adreslerinde de yayınlanması durumunda ilgili kişi tarafından Birliğe müracaat edilmesi hâlinde mevcut karar bu adresler için de uygulanır. Müracaatın Birlik tarafından kabulüne karşı itiraz, kararı veren hâkimliğe yapılır. İnternet sitesindeki yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesi kararlarında bu fıkra hükmü uygulanmaz.

(10) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talep etmesi durumunda hâkim tarafından, başvuranın adının bu madde kapsamındaki karara konu internet adresleri ile ilişkilendirilmemesine karar verilebilir. Kararda, Birlik tarafından hangi arama motorlarına bildirim yapılacağı gösterilir.

(11) Sulh ceza hâkiminin kararını bu maddede belirtilen şartlara uygun olarak ve süresinde yerine getirmeyen içerik, yer ve erişim sağlayıcıların sorumluları, beş yüz günden üç bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Erişimin Engellenmesi Nedeniyle İfade ve Basın Özgürlüklerinin İhlal Edilmesi

Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru Kararı

Artı Media Gmbh Başvurusu (B. No: 2019/40078)

Olaylar

Başvurucu, Türkiye\’den ve dünyadan haberlerin ve köşe yazılarının yer aldığı Artı Gerçek isimli internet haber sitesinin sahibidir. Anılan sitede 15/10/2019 tarihinde yayımlanan habere istinaden İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna (BTK) başvurarak erişimin engellenmesi talebinde bulunmuştur. BTK, talebin usul ve yasaya uygun olduğunu değerlendirerek 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun\’un 8/A maddesi uyarınca erişimin engellenmesine yönelik idari tedbir kararı vermiş ve bu kararı sulh ceza hâkiminin onayına sunmuştur. Sulh ceza hâkimliği erişimin engellenmesi kararını onaylamış, başvurucunun bu karara itirazı ise reddedilmiştir.

İddialar

Başvurucu, internet haber sitesinde yayımlanan habere erişimin engellenmesi kararı verilmesi nedeniyle ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Keskin Kalem Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. ve diğerleri ([GK], B. No: 2018/14884, 27/10/2021) kararında 5651 sayılı Kanun ile getirilen erişimin engellenmesi usulü ayrıntılı olarak incelenmiştir. Bahsi geçen kararda 5651 sayılı Kanun\’un kişilik haklarının hızlı ve etkili bir şekilde korunması ihtiyacı nedeniyle öngörülen 9. maddesine dayanılarak yapılan müdahalelerin kanunilik şartı ile demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olup olmadığı değerlendirilmiş, ihlalin doğrudan kanundan kaynaklandığı sonucuna varılmış ve yapısal sorunun çözümü için keyfiyetin yasama organına bildirilmesine karar verilmiştir.

Öte yandan Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş. (B. No: 2015/18936) kararında şiddeti öven, kişileri terör örgütünün yöntemlerini benimsemeye, şiddet kullanmaya, nefrete, intikam almaya veya silahlı direnişe tahrik ve teşvik eden yayınlar gibi internet ortamında demokratik toplum düzenini tehlikeye atan yayınların daha ileri bir inceleme yapmaya gerek olmaksızın ilk bakışta (prima facia) anlaşılabildiği hâllerde 5651 sayılı Kanun\’un 8/A maddesinde öngörülmüş olan istisnai usulün işletilebileceği kabul edilmiştir.

Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi bu durumun terörle bağlantılı her türlü içeriğin sınırlandırılabileceği anlamına da gelmeyeceğini vurgulamış, kamu gücünü kullanan organların bilhassa siyasi fikirlerin değerlendirilmesi gerektiği durumlarda terör nitelendirmesinin kötüye kullanımına karşı dikkatli olmalarının özgürlüklerin korunması açısından hayati önemde olduğunu, terörle bağlantılı hususlarda bilgi ve fikirlerin sağlıklı paylaşımının ancak ifade ve basın özgürlüğünün tam olarak korunması ile mümkün olabileceğini pek çok kez hatırlatmıştır. Buna rağmen somut başvuruda olduğu gibi 5651 sayılı Kanun\’un 8/A maddesi kapsamında yapılan müdahalelerde Anayasa Mahkemesi bugüne kadar hukuka aykırılığın ve kamusal menfaatlere müdahalenin ilk bakışta anlaşılacak kadar belirgin olduğunun ve zararın süratle giderilmesinin zaruri olduğunun ortaya konulabildiğini, kısıtlamanın zorunlu bir sosyal ihtiyacı karşıladığının, dolayısıyla müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olduğunun ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterilebildiğini tespit edememiştir. Bu husus, internete erişimin engellenmesi şeklindeki müdahaleler söz konusu olduğunda idari ve yargısal makamların meseleyi ele alış biçimlerinde bir farklılaşma olmadığını, bu yönde yerleşik bir yanlış uygulamanın olduğunu göstermektedir. 

Dolayısıyla somut başvuruda Keskin Kalem Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. ve diğerleri kararındaki tespitlerden ayrılmayı gerektirecek bir durum bulunmadığı değerlendirilmiş; Kanun\’un 9. maddesine benzer şekilde 8/A maddesinin de mevcut hâliyle kamusal makamların takdir yetkisini daraltarak keyfî davranışların önüne geçebilecek, ifade özgürlüğü ile demokratik toplumun terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı kendisini korumaya ilişkin meşru hakkı arasında adil bir denge kurulmasını garanti edebilecek temel güvencelere sahip olmadığından ifade ve basın özgürlüklerini ihlal ettiği ve ihlalin doğrudan kanundan kaynaklandığı sonucuna varılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar vermiştir.


\"Emsal

İnternet İçeriklerine Erişimin Engellenmesi Kararına İtiraz

Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru Kararı

Keskin Kalem Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. ve Diğerleri Başvurusu (B. No: 2018/14884)

Olaylar  

Başvurucular, ulusal ölçekte yayın yapan bir gazetenin internet sitesi ile bazı internet haber sitelerinde yer alan 129 habere ilişkin mahkemelerce verilen erişimin engellenmesi kararlarına itiraz etmiştir. İtirazları ilgili derece mahkemelerince reddedilen başvurucular Anayasa Mahkemesine ayrı ayrı bireysel başvuruda bulunmuştur.

İddialar 

Başvurucular, internet haber sitelerinde yayımlanan bir dizi habere erişimin engellenmesi kararı verilmesi nedeniyle ifade ve basın özgürlükleri ile etkili başvuru haklarının ihlal edildiğini öne sürmüştür. 

Mahkemenin Değerlendirmesi

A. İfade ve Basın Özgürlüklerinin İhlali İddiası Yönünden

Anayasa Mahkemesi konu yönünden hukuki irtibat nedeniyle 9 bireysel başvuru dosyasını bu bireysel başvuru dosyasında birleştirmiştir. Tüm başvurularda, internet içeriklerinde yer alan ifadeler nedeniyle şeref ve itibar haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin talebi üzerine sulh ceza hâkimlikleri tarafından toplam 129 URL adresine erişimin engellenmesinden şikâyet edilmektedir.

Haberlere erişimin engellenmesi yoluyla ifade ve basın özgürlüklerine yönelik bir müdahalede bulunulmuştur. Müdahalenin yasal dayanağı 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun\’un 9. maddesi, kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin şikâyeti üzerine, ilgili içeriğin yayından kaldırılmasına veya doğrudan sulh ceza hâkimliklerince söz konusu içeriğe erişimin engellenmesine yönelik taleplerin incelenmesi usulünü düzenlemektedir.

5651 sayılı Kanun\’un 1. maddesinin metninden erişimin engellenmesi yolunun kapsamının suç şüphesi taşıyan internet içeriği ile sınırlandırıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre kişilik haklarına yönelik bir saldırıya karşı erişimin engellenmesi yoluna başvurulabilmesi için ihtilaf konusu internet içeriğinin ceza kanunlarına göre suç oluşturduğuna yönelik bir şüphenin bulunması gerekir. Ancak Kanun\’un 9. maddesinde erişimin engellenmesi yolunun kapsamının suç teşkil eden internet yayını ile sınırlı olduğunu gösteren herhangi bir ibare bulunmamaktadır. Üstelik bu yolun kullanılabilmesi için kişilik haklarına yönelik haksız fiilin ulaşması gereken ağırlığın boyutuna ilişkin bir ölçüt/eşik değer de belirlenmemiştir. Ayrıca söz konusu Kanun ile getirilen erişimin engellenmesi usullerinin tamamının tedbir niteliğinde olduğu izlenimi oluşmaktadır.  

Somut olayda başvurucuların ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gerekleri ölçütüne uygunluğunun tartışılmasına ve sorunun kanundan kaynaklanıp kaynaklanmadığının buna göre belirlenmesine ihtiyaç bulunduğu değerlendirilmiştir.

Anayasa Mahkemesi, daha önce 5651 sayılı Kanun ile getirilen içeriğin yayından çıkarılması ve yayına erişimin engellenmesi kararlarına yönelik usulü ayrıntılı bir şekilde incelemiş; bu usulün kanun koyucunun internet ortamında işlenen suçlarla mücadelenin daha etkin şekilde yapılabilmesi, özel hayatın ve kişilik haklarının hızlı ve etkili bir şekilde korunması ihtiyacı nedeniyle öngördüğü özel ve hızlı sonuç alınabilecek koruma tedbiri niteliğinde bir yol olduğunu belirtmiştir.

Bununla birlikte sulh ceza hâkimliklerinin başvuru konusu kararlarının hiçbirinde internet yayını nedeniyle müştekinin şeref ve itibarına hukuka aykırı olarak yapıldığına karar verilen müdahalenin çelişmeli bir yargılama yapılmadan, gecikilmeksizin ve süratle bertaraf edilmesi ihtiyacı ortaya konulamamıştır. Hâkimliklerce verilen hiçbir kararda çatışan haklar arasında adil bir dengenin gözetildiği de tespit edilememiştir. Gerekçeli kararlardan  -somut olayın koşullarından bağımsız ve genel ifadeler içerdiğinden- şikâyet konusu internet yayınlarının kişilik haklarını ilk bakışta anlaşılabilecek ve apaçık bir şekilde ihlal etmiş olduğunun nasıl tespit edildiği anlaşılamamıştır.

Benzer durum erişimin engellenmesi kararlarına itirazları değerlendirmekle görevli sulh ceza hâkimliklerinin kararlarında da görülmüştür. İtiraz mercilerinin kararları, yeknesak bir şekilde, ilk derece mahkemelerince verilen kararlarda hukuka aykırılık bulunmadığı ve bu sebeple de itirazın reddedildiğini bildiren bir cümleden ibaret gerekçelerden oluşmaktadır. Dolayısıyla itiraz konusu erişimin engellenmesi kararlarının ilk bakışta ihlal doktrinine uyumluluğu değerlendirilmemiş, başvurucular tarafından erişimin engellenmesi kararlarının kaldırılması talebiyle sunulan dilekçe ve eklerinde yer alan iddialar incelenmemiş, ileri sürülen itirazlar değerlendirmeye alınmamıştır.

Sulh ceza hâkimliklerinin kararlarında basının görev ve sorumluluklarına uymadığı, kötü niyetli olarak gerçeğin çarpıtıldığı yönünde somutlaştırılmış tespitleri de bulunmamaktadır. Üstelik bu haberlerden herhangi biriyle ilgili olarak erişimin engellenmesi kararından sonra bir ceza soruşturması ve kovuşturması açıldığı da tespit edilememiştir. Dolayısıyla somut başvurulara konu haberler belirsiz bir süre için engellenmiş görünmektedir. İlgili ve yeterli gerekçe olmadan tedbir mahiyetinde alınan bu tür kararların süresiz etki göstermesi nedeniyle ifade ve basın özgürlüklerine yapılan müdahalenin orantılı olmadığı değerlendirilmiştir.

Farklı yargı çevrelerinde görevli sulh ceza hâkimliklerince verilen somut olaylardaki kararlar 5651 sayılı Kanun\’un 9. maddesindeki erişimin engellenmesi usulünün kişilik haklarının ihlal edildiğinin ilk bakışta anlaşılabildiği hâller ile sınırlı olarak uygulanmadığını, verilen kararlarda Anayasa Mahkemesi içtihadı ile ortaya konulan ilkelerin takip edilmediğini göstermektedir. Söz konusu maddenin ifade ve basın özgürlüklerinin korunmasına ilişkin temel güvencelere sahip olmadığı ve bu nedenle ihlalin doğrudan kanundan kaynaklandığı sonucuna varılmıştır.

5651 sayılı Kanun\’un 9. maddesinde yer alan erişimin engellenmesi yolu kanun koyucu tarafından hukuk sistemindeki mevcut yargılama usullerinden farklı bir yol olarak tasarlanmıştır. Uygulamada, erişimin engellenmesi kararlarına karşı gidilen itiraz başvurusunun reddedilmesi ile karar kesinleşmekte, Kanun gerekçesinde erişimin engellenmesi yolu tedbir olarak tanımlanmış olmasına rağmen şikâyet konusu internet içeriklerine erişim belirsiz süreyle engellenmiş olmaktadır. Bu şekilde süresiz kısıtlamaların ifade ve basın özgürlükleri için büyük tehlikeler arz ettiği açıktır. Demokratik bir hukuk devletinde -güdülen amaç ne olursa olsun- sınırlamalar özgürlüğün kullanılmasını ölçüsüz biçimde ortadan kaldıracak düzeyde olamaz. Dolayısıyla şeklî yönden kesin hükmün bütün sonuçlarını doğuran ve süresiz etki gösteren bir kuralın keyfî ve orantısız müdahalelere karşı mutlaka koruyucu birtakım güvenceler içermesi gerekir.

Derece mahkemelerinin 5651 sayılı Kanun\’un 9. maddesi kapsamında verdikleri sistematik bir sorunun varlığına işaret eden aynı yöndeki kararlarının doğrudan kanun hükmünden kaynaklandığı dikkate alındığında benzeri yeni ihlallerin önlenmesi için ülkemizde hâlihazırda işleyen mevcut sistemin yeniden ele alınması ihtiyacı ortadadır. Hiç şüphesiz internet ortamının organize edilmesi hususunda benimsenecek devlet politikasının önemli bir parçası olan kanuni düzenlemeleri yapmak yasama organının takdirindedir. Elbette parlamento, yeni kanuni düzenlemeleri mevcut sistem içinde kalarak yapmayı da tercih edebilir. Bu takdirde çevrim içi ortama yönelik müdahalelerin Anayasa\’nın 13. maddesi uyarınca demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olması ve Anayasa\’nın 26. maddesinin ihlaline yol açmaması için yapılacak yeni kanuni düzenlemelerde asgari standartların dikkate alınmasında yarar olduğu kanaatine varılmıştır.

Başvurunun bütün koşulları göz önünde tutulduğunda internete erişimin engellenmesi kararları ile Anayasa\’nın 26. ve 28. maddelerinde koruma altında olan ifade ve basın özgürlüklerine yapılan müdahalenin daha ağır basan yeterli bir toplumsal ihtiyaç baskısına karşılık gelmediği sonucuna varılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ve pilot karar usulünün uygulanmasına karar vermiştir.

B. Etkili Başvuru Hakkının İhlali İddiası Yönünden

Etkili başvuru hakkı; anayasal bir hakkının ihlal edildiğini ileri süren herkese hakkın niteliğine uygun olarak iddialarını inceletebileceği makul, erişilebilir, ihlalin gerçekleşmesini veya sürmesini engellemeye ya da sonuçlarını ortadan kaldırmaya elverişli idari ve yargısal yollara başvuruda bulunabilme imkânı sağlar.

Erişimin engellenmesi kararlarına karşı itiraz yoluna başvurma imkânının 5651 sayılı Kanun\’un 9. maddesinde yer alması tek başına yeterli olmayıp bu yolun aynı zamanda pratikte de başarı şansı sunması gerekir. Başvurucular erişimin engellenmesi kararlarına karşı olağan başvuru yolu olarak belirlenen itiraz makamlarına başvuruda bulunabilmiş olsalar da itiraz makamları başvurucuların iddialarını ve delillerini dikkate almamış, çatışan menfaatleri dengelemeye yönelik bir çaba içinde olmamış, internet içeriklerine erişimin engellenmesi şeklindeki müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğunu ve müdahalenin orantılı olup olmadığını değerlendirmemiştir. Buna göre somut başvuru koşullarında itiraz makamının etkili olmadığı sonucuna varılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ve pilot karar usulünün uygulanmasına karar vermiştir.


\"Emsal

Kişilik Haklarının İhlali Nedeniyle Erişimin Engellenmesi Talebinin Reddi

Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru Kararı

İ.D. ve Diğerleri Başvurusu (B. No: 2016/14513)

Olaylar

Ulusal ölçekte yayın yapan gazetelerin internet siteleri ile bazı internet sitelerinde başvurucular hakkında çeşitli haberler yapılmıştır. Başvurucuların bu içeriklere erişimin engellenmesi talepleri mahkemelerce reddedilmiş, başvurucular Anayasa Mahkemesine ayrı ayrı bireysel başvuruda bulunmuştur.

İddialar

Başvurucular, kişilik haklarını ihlal ettiğini ileri sürdükleri internet içeriklerine erişimin engellenmesi taleplerinin reddedilmesi nedeniyle şeref ve itibar hakkı ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Anayasa Mahkemesi 2017 yılından itibaren verdiği muhtelif kararlarda 5651 sayılı Kanun ile getirilen içeriğin yayından çıkarılması ve yayına erişimin engellenmesine yönelik usulü ayrıntılı bir şekilde incelemiş; internet ortamında işlenen suçlarla mücadelenin daha etkin şekilde yapılabilmesi, özel hayatın ve kişilik haklarının hızlı ve etkili bir şekilde korunması konusunda bu usulün hızlı sonuç alınabilecek koruma tedbiri niteliğinde ve istisnai bir yol olduğuna hükmetmiştir.

Belirlediği usul çerçevesinde Anayasa Mahkemesi Keskin Kalem Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. ve diğerleri ([GK], B. No: 2018/14884) pilot kararında, 5651 sayılı Kanun’un ifade ve basın özgürlüklerinin korunmasına ilişkin temel güvencelere sahip olmadığı sonucuna varmış ve yapısal sorunun çözümü için keyfiyetin yasama organına bildirilmesine karar vermiştir.

Söz konusu pilot kararda da belirtildiği üzere 5651 sayılı Kanun\’un 9. maddesi ile öngörülen erişimin engellenmesi yolu sıklıkla başvurulan bir müdahale aracı olması nedeniyle ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği iddialarını içeren çok fazla sayıda şikâyet Anayasa Mahkemesi önüne bireysel başvuru yolu ile getirilmektedir.

Bununla birlikte temel güvencelere sahip olmayan kanuni dayanağın çatışan iki haktan yalnızca biri yönünden sorun oluşturduğu düşünülemez. Şikâyetlerin esasını inceleme imkânı olmayan ve gerektiğinde uygun bir telafi yöntemi de sunamayan mevcut mekanizma, internet yayını nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiği iddiasıyla sulh ceza hâkimliklerine başvuran kişiler yönünden de etkili bir başvuru yolu olmaktan uzaktır.

Nitekim somut başvurular bu defa, internet içeriğine erişimin engellenmesi taleplerinin reddedilmesi nedeniyle istedikleri korumayı elde edemeyen başvurucuların şeref ve itibar haklarının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

Kişilik haklarına yönelik ihlalin ilk bakışta anlaşılacak kadar açık olmadığı bu başvurularda, çatışan menfaatler arasında bir denge kurularak haberlerdeki iddiaların gerçek olup olmadıklarının ve başvurucuların kişilik haklarını ihlal edip etmediklerinin tespitinin çelişmesiz bir incelemeyle acil bir şekilde ve dosya üzerinden verilen kararlarla gerçekleştirilemediği görülmüştür.

İnternet ortamında bulunan bir içeriğe erişimin engellenmesi, o içeriğin belirli bir ülke sınırları içinden ulaşılmasına kararın verildiği tarihten itibaren süresiz olarak engel olduğundan ağır bir müdahale aracıdır. İnternet ortamında bulunan zararlı içeriklerle diğer başka usullerle mücadele edilebildiği sürece başvurulmaması gereken bir yöntemdir.

Öte yandan internet, temel hak ve özgürlüklerin kullanımında sağladığı imkânların yanında aynı zamanda temel hak ve özgürlüklere, bireylerin özel hayatlarına ve manevi bütünlüklerine yönelik farklı müdahale yolları da ortaya çıkarmaktadır.

Anayasa Mahkemesi, internet ortamının yarattığı güçlükler nedeniyle devlete her durumda ve otomatik olarak çelişmeli bir yargılama yürütme konusunda pozitif bir yükümlülük yüklenemeyecek olsa da taraf teşkilinin sağlandığı durumlarda devletin bu kişilerin müdahaleye karşı delil sunmak da dâhil olmak üzere savunmalarını ortaya koyma imkânı bulabilecekleri, hukuki dinlenilme ve çelişmeli yargılama hakkına sahip olabilecekleri yargısal bir sistem kurmakla ve etkili bir adli denetim mekanizması oluşturmakla yükümlü olduğunu vurgulamıştır.

Anayasa Mahkemesi, söz konusu pilot kararında ifade ve basın özgürlüklerine yönelik süregelen ihlalin ve sonuçlarının giderilebilmesi ve benzeri yeni ihlallerin önüne geçilebilmesi için ülkemizde hâlihazırda işleyen mevcut sistemin yeniden ele alınması ihtiyacını ortaya koymuş ve internet ortamının organize edilmesi hususunda benimsenecek devlet politikasının bir parçası olan kanuni düzenlemeleri yapmanın yasama organının takdirinde olduğunu belirtmiştir. Ayrıca çevrim içi ortama yönelik müdahalelerin Anayasa\’nın 13. ve 26. maddelerinin ihlaline yol açmaması için yapılacak yeni kanuni düzenlemelerde dikkate alınmasında yarar görülen asgari standartları hatırlatmıştır.

Bu değerlendirmeler ışığında eldeki başvurunun incelenmesinden sorunun yalnızca ifade özgürlüğü ihlallerine yol açmakla kalmayıp 5651 sayılı Kanun\’un 9. maddesinin temel güvencelere sahip olmaması nedeniyle kişilik haklarına yönelik saldırılara karşı da etkin bir koruma sağlayamadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle şeref ve itibarın korunması hakkı ile bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.


\"Emsal

Bilişim Suçları – Kayseri Bilişim Avukatı

Bilişim suçları davalarında herhangi bir hak kaybı yaşanmaması için gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması sürecinde uzman bir avukattan hukuki yardım alınması faydalı olacaktır. Alanında yetkin Kayseri Bilişim Avukatı kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, güncel mevzuat ve Yargıtay kararları çerçevesinde savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek bilişim suçları ile ilgili uyuşmazlık ve dava süreçlerinde taraflara avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Yargılama sırasında herhangi bir mağduriyete uğramama adına öncelikle eylemin hangi suç tipine uyduğunun duraksama yaşanmayacak bir şekilde tespiti, sonrasında ise ceza miktarını etkileyebilecek tüm unsurların göz önünde bulundurulması ve güncel Yargıtay kararlarının takip edilmesi gereklidir.

Bilişim suçları başta olmak üzere ceza davalarında gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması açısından alanında uzman bir Kayseri ceza avukatı veya ağır ceza avukatından hukuki yardım alınması faydalı olacaktır. Yargılama sırasında herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir. Alanında yetkin Kayseri Ceza Avukatı kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz; ceza yargılamalarında savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek taraflara avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir.

Bilişim suçları ile ilgili daha fazla bilgi edinmek için Kayseri Bilişim Avukatı kadromuzun hazırladığı makale ve kararları inceleyebilirsiniz. Bilişim suçları ile ilgili olarak Kayseri ceza avukatı veya ağır ceza avukatı arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.


Google


Envelope


Facebook


Twitter


Instagram


Linkedin


\"Kayseri