
OHAL KHK'sı ile Kamu Görevinden Çıkarmada Bank Asya Hesabı, Çocuğunu Özel Okula Gönderme, Gazete veya Dergi Aboneliği İrtibat veya İltisak olarak Değerlendirilemez
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2023/673 Karar No: 2024/2804 Karar tarihi: 13.11.2024
İstemin Konusu: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Yargılama Süreci
Dava Konusu İstem
Abdullah Gül Üniversitesi Rektörlüğü bünyesinde fakülte sekreteri olarak görev yapmakta iken, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’na yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı iddia olunan parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti
… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; … Cumhuriyet Başsavcılığının … tarih ve Soruşturma No:… sayılı soruşturmasında … şüpheli … hakkında iletişimin dinlenmesi neticesinde suç unsuruna rastlanılmadığı, şüphelinin Bank Asya’daki hesabında örgütsel faaliyet olarak değerlendirilebilecek bir para hareketinin bulunmadığı, yine şüphelinin adına kayıtlı bulunan … numaralı hat üzerinden bylock kullanan kişinin kızı H.K.B olduğunun değerlendirildiği, bu itibarla şüphelinin bylock kullanıcısı olmadığı, şüphelinin atılı suçu işlediğine dair başkaca delil de bulunmadığı, …atılı örgüt üyeliği suçunu işlediğine dair kamu davası açmak için yeterli şüphe oluşturacak delil bulunmadığı anlaşıldığından şüpheli hakkında atılı suçtan kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına … şeklinde karar verildiği, davacı hakkında kamu görevinden çıkarılmasına yönelik başvurunun reddine dair Komisyon kararında, davacının ByLock programı kullanıcısı olduğu belirtilmekle birlikte, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının anılan kovuşturmaya yer olmadığına dair kararında; davacının ByLock kullanıcısı olmadığının, Komisyon kararına konu olan telefon hattının H.K.B. tarafından kullanıldığının belirtildiği, yine anılan kararda, davacının 1999 yılında açılmış Bank Asya hesabının bulunduğu, 2013-2014 dönemi içinde hesapta 13.000-14.000 TL seviyesinde para mevcut olduğu, örgüt üyelerinin olağan davranışının aksine hesabındaki paranın bankanın TMSF’ye devredildiği tarih olan Mayıs 2015’den sonra önemli miktarda artış gösterdiği ve en yüksek miktar olarak 2015 Eylül ayında 34.316,20 TL’ye ulaştığı, davacının Bank Asya hesabında örgütsel faaliyet olarak değerlendirilebilecek bir para hareketinin bulunmadığının belirtildiği, bu durumda davacının Bank Asya hesap hareketlerinin rutin bankacılık faaliyeti kapsamında kaldığı, ülkemizde ailelerin çocuklarını gönderdiği okulların seçiminde ekonomik, ailevi, okul başarısı gibi FETÖ/PDY ile ilgisi olmayan sebepleri dikkate alabildiği düşünüldüğünde, Komisyon kararında yer alan veli kaydının FETÖ/PDY ile irtibatını sağlayacak başka deliller olmaksızın davacının FETÖ/PDY ile bağı olduğu anlamına gelmeyeceği, davacı tarafından bazı şirketlere yapılan ödemelerin de özel okul ödemesi niteliğinde olması ve bunun dışında tek başına Cihan Medya ödeme bilgisinin de FETÖ/PDY ile irtibat için yeterli görülemeyeceği, dosya kapsamında, davacı hakkında FETÖ/PDY ile iltisak yahut irtibatını gösteren başkaca delil, vakıa ve olgu tespiti ile bilgi ve belgenin de bulunmadığı görüldüğünden belirtilen hususların davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile itisakı veya irtibatını ortaya koyacak düzeyde bulunduğunun kabulünün ölçüsüz ve hakkaniyete aykırı olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava dosyası ve UYAP kayıtlarının incelenmesinden, … Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen ve Örgütlü Suçlar Bürosunun … tarih ve Soruşturma No: … sayılı kararıyla davacı hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, davacının kızı olan H.K.B. hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığının … tarih ve Soruşturma No: …, İddianame No: … sayılı kararıyla; babası … adına kayıtlı olan hat üzerinden ByLock isimli programı kullandığı gerekçesiyle Fetullahçı Terör Örgütü üyesi olma suçunu işlediğinden bahisle hakkında kamu davası açıldığının görüldüğü, ceza yargılamasının ilgi alanında bulunmayan ancak kamu görevinden çıkarılma nedeni olan irtibat ve iltisak hallerinin davacı yönüyle var olup olmadığının ortaya konulmasının gerektiği, davacı hakkında verilen kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararda; şüphelinin Bank Asya’daki hesabında örgütsel faaliyet olarak değerlendirilebilecek bir para hareketinin bulunmadığı, böylece söz konusu banka kayıtlarının şüpheli hakkında örgüt üyeliği veya örgüte yardım suçu yönünden aleyhe değerlendirilmediğinin görüldüğü, ancak davacının örgüt mensubu olduğu veya terör örgütüne yardım ettiğinin kabul edilemeyeceği açık olmakla birlikte; idarece, davacı hakkında yürütülen ceza soruşturmasından bağımsız olarak Milli Güvenlik Kurulu’nca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplar ile irtibatının veya iltisakının bulunup bulunmadığı yönünde değerlendirme yapıldığı, bu itibarla davacının talimat dönemlerinde Bank Asya’ya para yatırdığı dikkate alındığında, davacının FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının olduğu sonucuna varıldığı, dava konusu komisyon kararında; başvurucunun FETÖ/PDY’ye aidiyeti iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan Anafen Eğitim Öğretim ve Danışmanlık Hizmet Ticaret Sanayi A.Ş.’ye 15/07/2014 – 15/04/2016 tarihleri arasında toplam 6.442,00-TL ve yine FETÖ/PDY’ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle TMSF’ye devredilen Cihan Medya Dağıtım A.Ş.’ye 22/01/2014-28/02/2016 tarihleri arasında toplam 1.482,00-TL ödeme bilgisinin bulunduğu yolundaki tespitler birlikte değerlendirildiğinde davacının örgüt ile irtibatının/iltisakının varlığına kanaat getirilmesine yeterli düzeyde verinin dosyada mevcut olduğu, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılarak, istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu‘nun değişik 45/4.maddesi uyarınca yeniden yapılan inceleme sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Daire Kararının Özeti
Danıştay Beşinci Dairesinin 11/05/2022 tarih ve E:2021/7102, K:2022/3055 sayılı kararıyla;
“UYAP kayıtları ve dava dosyasının incelenmesinden, davacı hakkında yürütülen ve kesinleşen ceza soruşturması neticesinde, … Cumhuriyet Başsavcılığının (Anayasal Düzene Karşı İşlenen ve Örgütlü Suçlar Bürosu) … tarih ve Soruşturma No:… sayılı kararında; … Şüpheli …’un terör örgütü üyelerinden birbirleri ile haberleşmek için kullandıkları Bylock isimli programı adına kayıtlı bulunan … numaralı hat üzerinden kullanıldığının iddia edildiği, alınan bilirkişi raporunda söz konusu hat üzerinden Bylock programını kullanan kişinin hakkında kamu davası açılacak olan kızı H.K.B. olduğunun belirtildiği, yine kızının beyanında bu hattı kendisinin kullandığını ikrar ettiği tespit edilmiştir. Şüphelinin örgüte ait olan Bank Asya’da 7/02/1999 tarihinde açılmış bir hesabının bulunduğu, hesap hareketlerinin incelenmesinde; 2013 yılı ve 2014 yılı içerisinde hesapta 13.000-14.000-TL seviyelerinde paranın mevcut olduğu, örgüt üyelerinin olağan davranışının aksine hesabındaki paranın bankanın TMSF’ye devredildiği tarih olan Mayıs 2015’ten sonra önemli miktarda artış gösterdiği ve en yüksek miktar olarak da 2015 yılı Eylül ayında 34.316,2-TL meblağa ulaştığı görüldüğü … soruşturma işlemleri sonucu toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; şüpheli … hakkında iletişimin dinlenmesi neticesinde suç unsuruna rastlanılmadığı, şüphelinin Bank Asya’daki hesabında örgütsel faaliyeti olarak değerlendirilebilecek bir para hareketinin bulunmadığı, yine şüphelinin adına kayıtlı bulunan hat üzerinden Bylock kullanıcısı olmadığı, … yolundaki tespitler ile davacının beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının adına kayıtlı olmakla birlikte kendi kullanımında olmadığını beyan ettiği ByLock yüklü … numaralı hattın kızı H.K.B. tarafından kullanıldığının bilirkişi raporuyla sabit olduğu, kızı hakkında kamu davası açılması amacıyla iddianame düzenlendiği, bu durumda davacının ByLock kullanıcısı olduğu yolundaki Komisyon tespitinin bu aşamada geçerliliğini yitirdiği, davacı tarafından Bank Asya’da ilk kez 17/02/1999 tarihinde hesap açıldığı, hesap bakiyesinin 31/12/2013 tarihi itibarıyla 12.812,07-TL olduğu, davacının beyanlarını doğrular şekilde rutin olarak anılan hesaba tasarruf boyutunu aşmayacak şekilde para yatırıldığının görüldüğü, söz konusu bankacılık işlemlerinin tasarruf amacı dışında, terör örgütü liderinin talimatı doğrultusunda örgütsel amaçla yapıldığına dair somut bir tespitin de bulunmadığı, bununla birlikte davacının çocuğunu örgüte müzahir okula göndermesinin örgütle irtibat ve iltisaklı sayılması için tek başına yeterli bir delil olarak değerlendirilmeyeceği, yukarıda anılan şirketlere yapıldığı belirtilen ödemelerin ise çocuğunun eğitim öğretim giderlerinden oluştuğunun beyan edildiği, davalı idarece bu beyanın aksini gösterir herhangi bir tespit veya davacı hakkında FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatlı ve iltisaklı olduğuna dair başkaca bir bilgi, belge de sunulmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle kararın kaldırılarak davanın reddine ilişkin temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmediği…”
gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Israr Kararının Özeti
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulü, İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
Temyiz Edenin İddiaları
Davacı tarafından, Bylock programını hiçbir zaman kullanmadığı, buna ilişkin hakkında kovuşturmama kararı olduğu, dini hassasiyetle yetişmesi ve İmam Hatip Lisesi mezunu olması nedeniyle tüm tasarruflarını faizsiz finans kurumlarında değerlendirdiği, FETÖ ile herhangi bir ilgisi bulunmadığı ileri sürülmektedir.
Karşı Tarafın Savunması
Davalı idare tarafından, 667 sayılı KHK’nın 4.maddesinin birinci fıkrasında “olduğu değerlendirilen ifadesinin yer aldığı; davacının KHK ile bağın somut ve net şekilde ortaya konmasının arandığı iddialarının aksine “tespit edilen, belirlenen, kanıtlanan” gibi terimler yerine “değerlendirme” kelimesinin özellikle seçilmiş olmasının önem arz ettiği; çünkü örgütün takiyye ve tedbir ilkeleri gereği, örgüt çevresinde, iş çevresinde, sosyal ortamda durum, bağlam ve ortama göre değişik ve çelişkili görünüm, tavır, davranış ve görüşler sergileyen örgütle bağlantılı kişilerin örgütle mensubiyet, irtibat ve bağlantılarının değerlendirilerek tespitinin şart koşulması halinde, kamunun örgütle bağlantılı kişilerden arındırılmasın mümkün olmayacağı; kaldı ki örgütün illegal faaliyetlerini bir çok alanda legal görünüm altında yürüttüğünün bilindiği, bu nedenle düzenlemenin, en süratli ve etkili yol olarak bu kişilerin iş ortamındaki ve sosyal çevresindeki davranış ve ilişkilerinin gözlenmesini merkeze alan idarenin gözlemine ve değerlendirilmesine dayalı sui generis bir mekanizma getirdiği; bu düzenlemenin Olağanüstü Hal ilanına neden olan olgu ve sebeplerin ve tehlikenin devam ediyor oluşunu dikkate alarak, idareye değerlendirmesini yaparken tam bir takdir yetkisi tanıdığı; bu yetkiye istinaden oluşturulan kurullar tarafından yapılan değerlendirmeler neticesinde, terör örgütlerine veya devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilenlerin kamu görevinden çıkarılmasına karar verildiği; bu kapsamda davacının kamu görevinden çıkarılmasına karar verildiği, temyize konu ısrar kararının hukuka ve usule uygun olduğu savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkiminin Düşüncesi
Davacının temyiz isteminin kabulü ile … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra davacı tarafından temyiz aşamasında adli yardım isteminde bulunmasına rağmen gerekli harç ve giderlerin ödendiği görüldüğünden bu istem hakkında karar verilmeksizin ve duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:
İnceleme ve Gerekçe
Maddi Olay ve İlgili Mevzuat
Türkiye’de 15 Temmuz 2016 gecesi, kendilerini “Yurtta Sulh Konseyi” olarak isimlendiren bir grup Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu tarafından, demokratik biçimde halk tarafından göreve getirilen Türkiye Büyük Millet Meclisini (TBMM), Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve Cumhurbaşkanı’nı devirmek ve anayasal düzeni ortadan kaldırmak amacıyla darbe teşebbüsünde bulunulmuş, bu teşebbüs Türk Milleti tarafından akamete uğratılmıştır.
Anayasa’nın olay tarihinde yürürlükte bulunan 118. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından 20/07/2016 tarihli toplantıda yapılan değerlendirmede, darbe teşebbüsünün TSK içindeki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensupları tarafından başlatıldığı, bu örgütün kuruluş aşamasından itibaren etkisi altına aldığı eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, medya kuruluşları, ticari kuruluşlar ve kamu görevlileri aracılığıyla Milleti ve Devleti kontrol altında tutmayı amaçladığı belirtilmiştir.
MGK’nın anılan toplantısında demokrasinin, hukuk devleti ilkesinin, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanabilmesi amacıyla Hükûmete olağanüstü hâl ilan edilmesi tavsiyesinde bulunulması hususu kararlaştırılmıştır. Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu 20/07/2016 tarihinde, ülke genelinde 21/07/2016 Perşembe günü saat 01.00’den itibaren geçerli olmak üzere doksan gün süreyle olağanüstü hâl ilan edilmesine karar vermiştir. Anılan karar 21/07/2016 tarih ve 29777 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve aynı gün TBMM tarafından onaylanmıştır.
22/11/2016 tarih ve 29896 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 677 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname’nin ”Kamu Personellerine İlişkin Tedbirler” başlıklı 1. Maddesinde yer alan düzenlemeye göre;
“(1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti (Anayasa Mahkemesinin 24/06/2021 tarih ve E:2018/81, K:2021/45 sayılı kararıyla 7086 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 1. maddesinin 1. fıkrasının birinci cümlesinde yer alan … üyeliği, mensubiyeti veya … ibaresinin iptaline karar verilmiştir.) veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan;
a) Ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler Türk Silahlı Kuvvetlerinden,
b) Ekli (2) sayılı listede yer alan kişiler Jandarma Genel Komutanlığı teşkilatından,
c) Ekli (3) sayılı listede yer alan kişiler Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatından,
ç) Ekli (4) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden, başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir.”
Davacı, Abdullah Gül Üniversitesi Rektörlüğü bünyesinde fakülte sekreteri olarak görev yapmakta iken, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılmış, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’na yaptığı başvuru … tarih ve … sayılı işlem ile reddedilmiştir.
Bunun üzerine, anılan kararın iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı iddia olunan parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen davayı açmıştır.
Diğer yandan, davacı hakkında yürütülen ceza soruşturması neticesinde, … Cumhuriyet Başsavcılığının (Anayasal Düzene Karşı İşlenen ve Örgütlü Suçlar Bürosu) … tarih ve Soruşturma No:… sayılı kararı ile şüphelinin örgüte katıldığına, süreklilik ve çeşitlilik arz eder şekilde fiiller işleyerek örgütle bağlantısını devam etttirdiğine, atılı örgüt üyeliği suçunu işlediğine dair kamu davası açmak için yeterli şüphe oluşturacak delil bulunmadığı gerekçesiyle davacı hakkında kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, anılan kararın 20/03/2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Hukuki Değerlendirme
677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca terör örgütlerine veya MGK’ca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kamu görevlilerinin, “meslekten veya kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin kararlar, adli suç veya disiplin suçu işlenmesi karşılığında uygulanan yaptırımlardan farklı olarak terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapıların kamu kurum ve kuruluşlarındaki varlığını ortadan kaldırmayı amaçlayan “olağanüstü tedbir niteliğindedir.
AİHM demokratik bir devletin, memurlarından anayasal prensiplere sadakat göstermesini isteme hakkı bulunduğunu belirtmektedir (Sidabras ve Džiautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 52; Volkmer/Almanya (k.k.), B. No: 39799/98, 22/11/2001; Petersen/Almanya, B. No: 39793/98, 22/11/2001). AİHM’e göre kamu çalışanlarının devlete sadık kalmaları genel yararı korumakla ve güvence altına almakla yükümlü devlet otoriteleri ile çalışmalarının doğasında bulunan bir şarttır. (Sidabras ve Džiautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 57; Žičkus/Litvanya, B. No: 26652/02, 07/04/2009, § 28).
Terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapılara iltisak veya bunlarla irtibat, kamu görevlilerinin devlete sadakat yükümlülüğünü yitirildiğini ortaya koyan ve bahse konu olağanüstü tedbirin uygulanmasını gerektiren hâllerdir.
Anayasa Mahkemesi 14/11/2019 tarih ve E:2018/89, K:2019/84 sayılı kararında iltisaklı kavramını ”kavuşan, bitişen, birleşen”, irtibatlı kavramını ise ”bağlantılı” olarak tanımlamıştır. Bu kavramlar ile kişilerin cezai sorumluluğunu gerektiren örgüte üyelik ve mensubiyet kavramlarına nazaran terör örgütleri ile daha az yoğun ve atipik bir bağlantının vurgulandığı açıktır. Bu kapsamda kişilerin terör örgütleri ile irtibat ve iltisaklarının ortaya konulabilmesi için, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi ya da örgütten yarar sağlamak maksadıyla gerek örgütten gelen talimatlar doğrultusunda gerekse inisiyatif alarak bulundukları hal ve hareketler neticesinde örgüte veya kendilerine yarar sağladıkları ya da örgüt ile amaç birliği veya sosyal birliktelik görünümü içinde oldukları yönünde kanaat oluşması yeterli olacaktır.
Davalı idare tarafından dosyaya sunulan davacıya ilişkin bilgi ve belgelere gelince;
Dava konusu Komisyon kararında; davacının ByLock iletişim sisteminin kullanıcısı olduğu, Asya Katılım Bankası AŞ’de (Bank Asya) açılmış hesabının bulunduğu, bahse konu hesap bakiyesi 31/12/2013 tarihinde 12.812,07 TL iken mezkur hesaba 17/02/2014 tarihinde 1.225,00 TL, 16/06/2014 tarihinde 1.844,00 TL, 15/09/2014 tarihinde 1.504,00 TL tutarında para yatırdığı ve ayrıca muhtelif tarihlerde para girişi olduğu, ayrıca 23/01/2015 tarihinde 2.689,56 TL tutarlı 31 günlük katılım hesabı açtığının; FETÖ/PDY’ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan özel öğretim kurumunda çocuğunun 2015-2016 eğitim-öğretim dönemine ilişkin öğrenim kaydının bulunduğunun; FETÖ/PDY’ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan Anafen Eğitim Öğretim ve Danışmanlık Hizm. Tic San. A.Ş.’ye 2014-2016 yılları arasında 6.442,00 TL ödeme bilgisinin bulunduğunun; FETÖ/PDY’ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle TMSF’ye devredilen Cihan Medya Dağıtım A.Ş.’ye 2014-2016 yılları arasında 1.482,00 TL ödeme bilgisinin bulunduğunun ve davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturmaların devam ettiğinin tespit edildiği belirtilmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, … Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen ve Örgütlü Suçlar Bürosunun … tarih ve Soruşturma No: … sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair kararında; Şüpheli …’un terör örgütü üyelerinden birbirleri ile haberleşmek için kullandıkları Bylock isimli programı adına kayıtlı bulunan … numaralı hat üzerinden kullanıldığının iddia edildiği, alınan bilirkişi raporunda söz konusu hat üzerinden Bylock programını kullanan kişinin hakkında kamu davası açılacak olan kızı H. K. B. olduğunun belirtildiği, yine kızının beyanında bu hattı kendisinin kullandığını ikrar ettiği tespit edilmiştir. Şüphelinin örgüte ait olan Bank Asya’da 7/02/1999 tarihinde açılmış bir hesabının bulunduğu, hesap hareketlerinin incelenmesinde; 2013 yılı ve 2014 yılı içerisinde hesapta 13.000-14.000-TL seviyelerinde paranın mevcut olduğu, örgüt üyelerinin olağan davranışının aksine hesabındaki paranın bankanın TMSF’ye devredildiği tarih olan Mayıs 2015’ten sonra önemli miktarda artış gösterdiği ve en yüksek miktar olarak da 2015 yılı Eylül ayında 34.316,2-TL meblağa ulaştığı görüldüğü … soruşturma işlemleri sonucu toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; şüpheli … hakkında iletişimin dinlenmesi neticesinde suç unsuruna rastlanılmadığı, şüphelinin Bank Asya’daki hesabında örgütsel faaliyeti olarak değerlendirilebilecek bir para hareketinin bulunmadığı, yine şüphelinin adına kayıtlı bulunan hat üzerinden Bylock kullanıcısı olmadığı, şüphelinin atılı suçu işlediğine dair başkaca bir delil de bulunmadığı tespit edilmiş olup, bu haliyle şüphelinin örgüte katıldığına, süreklilik ve çeşitlilik arz eder şekilde fiiller işleyerek örgütle bağlantısını devam ettirdiğine, atılı örgüt üyeliği suçunu işlediğine dair kamu davası açmak için yeterli şüphe oluşturacak delil bulunmadığı … ifade edilmektedir.
Komisyon kararında, davacının Bank Asya’da bulunan hesap hareketlerinin tespit edildiği belirtilmiş ise de, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının anılan kovuşturma yapmaya yer olmadığı kararında davacının 1999 yılında açılmış hesabının bulunduğu, 2013-2014 dönemi içinde hesapta 13.000-14.000 TL seviyesinde para mevcut olduğu, örgüt üyelerinin olağan davranışının aksine hesabındaki paranın bankanın TMSF’ye devredildiği tarih olan 29 Mayıs 2015’den sonra önemli miktarda artış gösterdiği ve en yüksek miktar olarak 2015 Eylül ayında 34.316,20 TL’ye ulaştığı, davacının Bank Asya hesabında örgütsel faaliyet olarak değerlendirilebilecek bir para hareketinin bulunmadığının belirtildiği görülmekle, davacının Bank Asya hesap hareketlerinin rutin bankacılık faaliyeti kapsamında kaldığı ve Bank Asya hesap hareketlerinin davacının FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisaklı kabul edilebilmesi için dayanak olamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan, Komisyon kararında, davacının ByLock iletişim sisteminin kullanıcısı olduğu tespitine yer verilmiş ise de, yukarıda özetine yer verilen … Cumhuriyet Başsavcılığının … tarih ve Soruşturma No: … sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair kararında, davacının bylock programını kullanmadığı, davacıya ait GSM hattını kızı H.K.B.’nin kullandığı, yine kızının beyanında bu hattı kendisinin kullandığını ikrar ettiği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, Komisyon kararında davacı hakkında FETÖ/PDY’ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan özel öğretim kurumunda çocuğunun 2015-2016 yılları arasında öğrenim kaydının bulunması ve özel okul ödemesi olarak FETÖ/PDY’ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan Anafen Eğitim Öğretim ve Danışmanlık Hizm. Tic San. A.Ş.’ye 2014-2016 yılları arasında 6.442,00 TL ödeme yapılmış olması ile FETÖ/PDY’ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle TMSF’ye devredilen Cihan Medya Dağıtım A.Ş.’ye 2014-2016 döneminde 1.482,00 TL ödeme bilgisinin bulunması hususlarının, davacının FETÖ terör örgütü üyeliği suçlamasıyla açılan ceza soruşturması neticesinde hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş olması da göz önünde bulundurulması durumunda, davacının iltisakı veya irtibatını ortaya koyacak yeterlilikte ve nitelikte bir delil olmadığı görülmektedir.
Dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile yukarıda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı idarece bakılmakta olan dosyada davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplarla iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğuna ilişkin yeterli delil sunulmadığı, sunulan delillerin ise davacının iltisakı veya irtibatını ortaya koyacak yeterlilikte ve nitelikte olmadığı, ayrıca dosya kapsamında davacının iltisakını ve/veya irtibatını ortaya koyan nitelikte herhangi bir bilgi ve belgenin de bulunmadığı anlaşıldığından, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, temyize konu Bölge Mahkemesinin ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Karar Sonucu
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin iptali, yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolunda verilen … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulü, kararın kaldırılması, davanın reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 13/11/2024 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.
Kayseri İdare Hukuku Avukatı
İdari dava ve başvuru süreçlerinde etkin bir temsil için alanında deneyimli ve güncel mevzuat ile içtihatlara hakim bir avukattan hukuki destek almanız büyük önem arz etmektedir. İdare Hukuku ve Anayasa Mahkemesi Başvuruları alanında yetkin avukat kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Bürosu, yerli ve yabancı kişi ve kurumlara avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir.
Zülküf Arslan Hukuk Bürosu, güvenilir, şeffaf ve profesyonel hizmet anlayışı ile hakkaniyet çizgisinden ayrılmadan faaliyetlerini sürdürmekte ve müvekkillerini mahkeme ve yasal merciler önünde başarı ile temsil etmektedir. İdari dava ve başvurularda herhangi bir mağduriyete veya hak kaybına uğramamak için gerekli başvuruların ve itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması büyük önem arz etmektedir. Bu süreçte, alanında uzman bir avukattan hukuki yardım alınması faydalı olacaktır.
Kayseri İdare Hukuku Avukatı arıyorsanız idare hukuku alanında 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile başvuru ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.