
İşkence ve Eziyet Suçları ile Koruma, Gözetim, Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün İhlâli
Türk Ceza Kanunu
Kanun Numarası: 5237 Kabul Tarihi: 26/9/2004 Yayımlandığı Resmî Gazete Tarihi: 12/10/2004Sayısı: 25611
Bu Kanunun yürürlük ve uygulama şekli ve 765 sayılı (mülga) Türk Ceza Kanunu’na çeşitli mevzuatta yapılan atıflarla ilgili olarak 4/11/2004 tarihli ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a bakınız.
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
Üçüncü Bölüm: İşkence ve Eziyet
İşkence – Madde 94
(1) Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Ek cümle:12/5/2022-7406/4 md.) Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı beş yıldan az olamaz.
(2) Suçun;
a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,
b) Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla,
İşlenmesi halinde, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi halinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) Bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de kamu görevlisi gibi cezalandırılır.
(5) Bu suçun ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek cezada bu nedenle indirim yapılmaz.
(6) (Ek: 11/4/2013-6459/9 md.) Bu suçtan dolayı zamanaşımı işlemez.
Madde Gerekçesi
Madde metninde işkence suçu tanımlanmıştır.
Türkiye, taraf olduğu Milletlerarası Sözleşmelerde işkencenin yasak olduğunu kabul ederek, işkencenin önlenmesiyle ilgili gerekli tedbirleri alma konusunda taahhüt altına girmiştir.
Türkiye’nin üyesi olduğu Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca 10 Aralık 1948 tarihinde ilan edilen “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi”nin 5. maddesine göre; “Hiç kimse işkenceye, zalimane, gayriinsani, haysiyet kırıcı cezalara veya muamelelere tâbi tutulamaz.”
Bu uluslararası metinlerden 4 Kasım 1950 tarihli “İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme”nin 3. maddesine göre; “Hiç kimse işkenceye, zalimane, gayriinsani yahut haysiyet kırıcı ceza veya muameleye tâbi tutulamaz.”.
10 Şubat 1984 tarihli “İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi”nin 1. maddesinde işkence kavramı tanımlanmış ve kapsamı belirlenmiştir. Buna göre;
“İşkence” terimi, bir şahsa veya bir üçüncü şahsa, bu şahsın veya üçüncü şahsın işlediği veya işlediğinden şüphe edilen bir fiil sebebiyle, cezalandırmak amacıyla, bilgi veya itiraf elde etmek için veya ayırım gözeten herhangi bir sebep dolayısıyla bir kamu görevlisinin veya bu sıfatla hareket eden bir başka şahsın teşviki veya rızası veya muvafakatıyla uygulanan fiziki veya manevî ağır acı veya ızdırap veren bir fiil anlamına gelir. Bu yalnızca yasal müeyyidelerin uygulanmasından doğan, tabiatında olan veya arızi olarak husule gelen acı ve ızdırabı içermez.” (f. 1)
“Bu madde, konu hakkında daha geniş uygulama hükümleri ihtiva eden herhangi uluslararası bir belge veya millî mevzuata halel getirmez.” (f. 2)
Sözleşmenin 2. maddesinde, hiçbir hâl ve şartta işkencenin meşru ve mazur gösterilemeyeceği hüküm altına alınmıştır:
“Hiç bir istisnai durum, ne harp hâli ne de bir harp tehdidi, dahili siyasî istikrarsızlık veya herhangi başka bir olağanüstü hâl, işkencenin uygulanması için gerekçe gösterilemez.” (f. 2)
“Bir üst görevlinin veya bir kamu merciinin emri, işkencenin haklılığına gerekçe kabul edilemez.” (f. 3)
Sözleşmenin 4. maddesinde taraf devletlere işkence fiillerinin suç olarak tanımlanması yönünde bir yükümlülük getirilmiştir:
“Her Taraf Devlet, tüm işkence fiillerinin kendi ceza kanununa göre suç olmasını sağlayacaktır. Aynı şekilde, işkence yapmaya teşebbüs ve işkenceye iştirak veya suç ortaklığı yapan şahsın fiili suç sayılacaktır.” (f. 1)
İşkence ile ilgili olarak bu Sözleşmede taraf devletlere yüklenen yükümlülüklerin” işkence derecesine varmayan diğer zalimane, gayniinsani veya küçültücü muamele veya ceza gibi fiiller” açısından da geçerli olduğu kabul edilmiştir (madde 16).
Türkiye, ayrıca, 26 Kasım 1987 tarihli “İşkencenin ve Gayriinsani ya da Küçültücü Ceza veya Muamelenin Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi”ni onaylamıştır.
Bu milletlerarası yükümlülüklere paralel olarak Anayasada da işkencenin yasak olduğu kabul edilmiştir:
“Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.” (madde 17, fıkra 3).
“Hiç kimse kendisini … suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.” (madde 38, fıkra 5).
Bu taahhütler karşısında ve özellikle insan haysiyetinin tecavüzlerden korunması için, işkence teşkil eden fiillerin cezasız kalmaması gerekmektedir. Bu düşüncelerle, işkence fiilleri bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır.
İşkence suçu ile korunan hukukî değer, karma bir nitelik taşımaktadır. İşkence teşkil eden fiiller, bir yandan buna maruz kalan kişilerin vücut dokunulmazlığına ve onuruna saldırı niteliği taşımakta, beden ve ruh sağlığını bozmaktadır. Diğer yandan, işkenceye maruz kalan kişi, irade serbestisi bertaraf edildiği için ve hatta, algılama yeteneği etkilendiği için, duyduğu acı ve elemin etkisiyle gerçek dışı bazı açıklama ve kabullenmelerde bulunabilir. Bu nedenle, belli bir suça ilişkin ikrar veya sair delil elde etmek için başvurulan işkence, gerçeğin ortaya çıkarılmasına ve adaletin gerçekleşmesine engel olucu bir etki de doğurabilir. Böylece işkencenin ayrı bir suç olarak cezaî yaptırım altına alınması, ceza muhakemesinin maddî gerçeğin ortaya çıkarılmasına yönelik amacının gerçekleştirilmesine de hizmet eder.
İşkence olarak, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunulması gerekir. İşkence teşkil eden fiiller, aslında kasten yaralama, hakaret, tehdit, cinsel taciz niteliği taşıyan fiillerdir. Ancak, bu fiiller, ani olarak değil, sistematik bir şekilde ve belli bir süreç içinde işlenmektedirler. Bir süreç içinde süreklilik arzeder bir tarzda işlenen işkencenin en önemli özelliği, kişinin psikolojisi, ruh sağlığı, algılama ve irade yeteneği üzerindeki tahrip edici etkilerinin olmasıdır. Bu etkilerin uzun bir süre ve hatta hayat boyu devam etmesi, işkencenin bu kapsamda işlenen fiillere nazaran daha ağır ceza yaptırımı altına alınmasını gerektirmiştir.
Madde metninde, işkence suçunun mağduru, sadece suç şüphesi altında olan kişi ile sınırlı tutulmamıştır. Tanık ve hatta bir kamu görevlisi de bu suçun mağduru olabilir.
Bu suçun faili bir kamu görevlisi olabilir. İşkence, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmektedir. Ancak, suçun işlenişine kamu görevlisinin yanı sıra diğer kişiler de iştirak etmiş olabilir. Bu gibi durumlarda, kamu görevlisi olmayan kişilerin sadece bu nedenle yardım eden olarak sorumlu tutulmalarının önüne geçebilmek amacıyla, maddenin dördüncü fıkrasına bir hüküm konulmuştur. Buna göre, bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de, kamu görevlisi gibi cezalandırılacaklardır.
Maddenin ikinci fıkrasında, işkence suçunun nitelikli unsurları belirlenmiştir. Bu unsurlara ilişkin açıklama için, kasten yaralama suçunun gerekçesine bakılmalıdır.
Üçüncü fıkraya göre, fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir. Dikkat edilmelidir ki, bu hükmün uygulanabilmesi için, mağdur üzerinde gerçekleştirilen fiillerin cinsel saldırı boyutuna ulaşmamış olması gerekir. Aksi takdirde, işkence suçunun yanı sıra, ayrıca cinsel saldırı suçundan dolayı da cezaya hükmetmek gerekecektir.
İşkence suçunun işlenişine kamu görevlisi olmayan kişiler de iştirak edebilir. Dördüncü fıkra hükmüne göre, bu durumda kamu görevlisi olmayan kişilerin de kamu görevlisi gibi sorumlu tutulmaları gerekecektir.
İşkence suçu, çoğu zaman, amir mevkiindeki kamu görevlilerinin zımni muvafakatiyle gerçekleştirilmektedir. Başka bir deyişle, amir konumundaki kamu görevlisi, kendi gözetim yükümlülüğü altında yürütülmekte olan bir soruşturma işlemi sırasında kişilere işkence yapıldığını öngörmesine rağmen bu konuda gerekli müdahalede bulunmamak suretiyle işkence yapılmasına zımnen rıza göstermiş olabilir. Maddenin beşinci fıkrasına göre; bu gibi durumlarda, amir konumundaki kamu görevlisi, ihmali davranışla işkence suçunu işlemiş kabul edilecek ve bu nedenle cezasında indirim yapılmaksızın sorumlu tutulacaktır.
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence – Madde 95
(1) İşkence fiilleri, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, yarı oranında artırılır.
(2) İşkence fiilleri, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.
(3) İşkence fiillerinin vücutta kemik kırılmasına neden olması halinde, kırığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) İşkence sonucunda ölüm meydana gelmişse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Madde Gerekçesi
Madde metninde işkence suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâlleri belirlenmiştir. Bu hükmün içeriğine ilişkin açıklamalar için kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerine ilişkin gerekçeye bakılmalıdır.
Eziyet – Madde 96
(1) Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Ek cümle:12/5/2022-7406/5 md.) Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı iki yıl altı aydan az olamaz.
(2) Yukarıdaki fıkra kapsamına giren fiillerin;
a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,
b) Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe veya boşandığı eşe karşı,
İşlenmesi halinde, kişi hakkında üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
8/7/2021 tarihli ve 7331 sayılı Kanunun 8 inci maddesiyle, bu fıkranın (b) bendine “eşe” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya boşandığı eşe” ibaresi eklenmiştir.
Madde Gerekçesi
Madde metninde eziyet suçu tanımlanmıştır.
Eziyet olarak, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunulması gerekir. Aslında bu fiiller de kasten yaralama, hakaret, tehdit, cinsel taciz niteliği taşıyabilirler. Ancak, bu fiiller, ani olarak değil, sistematik bir şekilde ve belli bir süreç içinde işlenmektedirler. Bir süreç içinde süreklilik arzeder bir tarzda işlenen eziyetin özelliği, işkence gibi, kişinin psikolojisi ve ruh sağlığı üzerindeki tahrip edici etkilerinin olmasıdır. Bu etkilerin uzun bir süre ve hatta hayat boyu devam etmesi, eziyetin bu kapsamda işlenen fiillere nazaran daha ağır ceza yaptırımı altına alınmasını gerektirmiştir.
Maddenin ikinci fıkrasında, eziyet suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli unsurları belirlenmiştir. Bu unsurlara ilişkin açıklama için, kasten yaralama suçunun gerekçesine bakılmalıdır.
Dördüncü Bölüm: Koruma, Gözetim, Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün İhlâli
Terk – Madde 97
(1) Yaşı veya hastalığı dolayısıyla kendini idare edemeyecek durumda olan ve bu nedenle koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan bir kimseyi kendi haline terk eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Terk dolayısıyla mağdur bir hastalığa yakalanmış, yaralanmış veya ölmüşse, neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç hükümlerine göre cezaya hükmolunur.
Madde Gerekçesi
Madde metninde terk suçu tanımlanmıştır. Suçun konusu, yaşı veya hastalığı dolayısıyla kendini idare edemeyecek durumda olan kimselerdir. Suçun faili ise, bu kimseler üzerinde koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi olabilir.
Söz konusu suç, yaşı veya hastalığı dolayısıyla kendini idare edemeyecek durumda olan kimseyi kendi hâline terk etmekle oluşur. Bu terk olgusu, bir bebeğin cami avlusu gibi belli bir mahalle götürülüp bırakılması gibi icrai davranışla gerçekleştirilebilir. Keza, bu suç, ihmali davranışla da işlenebilir. Örneğin ileri yaşta bulunan veya hasta bir kişi ya da bir bebek evde kendi hâline terk edilerek tatile çıkılması hâlinde, koruma ve gözetimden yoksun bırakılabilirler.
Maddenin birinci fıkrasında, başlı başına bu terk olgusu bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasına göre; terk edilen kişinin bir hastalığa yakalanması, yaralanması veya ölmesi hâlinde, neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç hükümlerine göre cezaya hükmolunacaktır. Bu durumda dikkat edilmelidir ki, failin meydana gelen ağır ve başka neticeden dolayı sorumlu tutulabilmesi için, bu netice açısından en azından taksirinin bulunması gerekir. Fakat, bu madde kapsamında söz konusu edilen terk olgusu hâlinde, meydana gelen netice açısından failin çoğu zaman muhtemel kastla hareket ettiğini göz önünde bulundurmak gerekir.
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi – Madde 98
(1) Yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye hal ve koşulların elverdiği ölçüde yardım etmeyen ya da durumu derhal ilgili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi dolayısıyla kişinin ölmesi durumunda, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Madde Gerekçesi
Madde metninde, yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, suç olarak tanımlanmıştır. Bu suçun konusu, yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimse olabilir. Suçun faili ise, herkes olabilir.
Belirtilen durumlarda bulunan bir kimseye karşı yardım yükümlülüğünün yerine getirilmemesi hâlinde, bu suç oluşacaktır. Ancak, belirtilen durumlarda bulunan kişilere gerekli müdahalenin yapılabilmesine yönelik olarak bir teşkilatlanmanın olduğu yerlerde, kişilerin yardım için girişimde bulunmaması suç oluşturmayacaktır. Ancak, ilgili makamların bu durumdan haberdar olmaması hâlinde, kişilerin durumu derhâl ilgili makamlara bildirme yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi de bu madde kapsamında suç olarak tanımlanmıştır.
Maddenin ikinci fıkrasında, netice sebebiyle ağırlaşmış suç hâline ilişkin düzenlemeye yer verilmiştir.
Dokuzuncu Bölüm: Son Hükümler
Geçici Madde 1
(Ek: 11/4/2013-6459/14 md.)
(1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 235 inci maddesinde yapılan değişiklik sebebiyle görülmekte olan davalarda görevsizlik kararı verilemez.
Yürürlük – Madde 344
(1) Bu Kanunun;
a) “İmar kirliliğine neden olma” başlıklı 184 üncü maddesi yayımı tarihinde,
b) “Çevrenin kasten kirletilmesi” başlıklı 181 inci maddesinin birinci fıkrası ile “Çevrenin taksirle kirletilmesi” başlıklı 182 nci maddesinin birinci fıkrası yayımı tarihinden itibaren iki yıl sonra,
c) Diğer hükümleri 1 Haziran 2005 tarihinde,
yürürlüğe girer.
Yürütme – Madde 345
(1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nu incelemek için aşağıda yer alan Bölüm Başlıklarına tıklayabilirsiniz.
-
Temel İlkeler ve Tanımlar
-
Temel İlkeler ve Tanımlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
Birinci Kısım: Temel İlkeler, Tanımlar ve Uygulama Alanı
"Temel İlkeler ve Tanımlar" Başlıklı Birinci Bölümde Düzenlenen 1. ilâ 6. Maddeler
-
Kanunun Uygulama Alanı
-
Kanunun Uygulama Alanı
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
Birinci Kısım: Temel İlkeler, Tanımlar ve Uygulama Alanı
"Kanunun Uygulama Alanı" Başlıklı İkinci Bölümde Düzenlenen 7. ilâ 19. Maddeler
-
Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği
-
Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
İkinci Kısım: Ceza Sorumluluğunun Esasları
"Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği, Kast ve Taksir" Başlıklı Birinci Bölümde Düzenlenen 20. ilâ 23. Maddeler
-
Ceza Sorumluluğunu Kaldıran Nedenler
-
Ceza Sorumluluğunu Kaldıran Nedenler
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
İkinci Kısım: Ceza Sorumluluğunun Esasları
"Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler" Başlıklı İkinci Bölümde Düzenlenen 24. ilâ 34. Maddeler
-
Suça Teşebbüs
-
Suça Teşebbüs
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
İkinci Kısım: Ceza Sorumluluğunun Esasları
"Suça Teşebbüs" Başlıklı Üçüncü Bölümde Düzenlenen 35. ilâ 36. Maddeler
-
Suça İştirak
-
Suça İştirak
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
İkinci Kısım: Ceza Sorumluluğunun Esasları
"Suça İştirak" Başlıklı Dördüncü Bölümde Düzenlenen 37. ilâ 41. Maddeler
-
Suçların İçtimaı
-
Suçların İçtimaı
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
İkinci Kısım: Ceza Sorumluluğunun Esasları
"Suçların İçtimaı" Başlıklı Beşinci Bölümde Düzenlenen 42. ilâ 44. Maddeler
-
Yaptırımlar: Cezalar
-
Yaptırımlar: Cezalar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
Üçüncü Kısım: Yaptırımlar
"Cezalar" Başlıklı Birinci Bölümde Düzenlenen 45. ilâ 52. Maddeler
-
Güvenlik Tedbirleri
-
Güvenlik Tedbirleri
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
Üçüncü Kısım: Yaptırımlar
"Güvenlik Tedbirleri" Başlıklı İkinci Bölümde Düzenlenen 53. ilâ 60. Maddeler
-
Cezanın Belirlenmesi
-
Cezanın Belirlenmesi
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
Üçüncü Kısım: Yaptırımlar
"Cezanın Belirlenmesi ve Bireyselleştirilmesi" Başlıklı Üçüncü Bölümde Düzenlenen 61. ilâ 63. Maddeler
-
Dava ve Cezanın Düşürülmesi
-
Dava ve Cezanın Düşürülmesi
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Birinci Kitap: Genel Hükümler
Üçüncü Kısım: Yaptırımlar
"Dava ve Cezanın Düşürülmesi" Başlıklı Dördüncü Bölümde Düzenlenen 64. ilâ 75. Maddeler
-
Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar
-
Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Birinci Kısım: Uluslararası Suçlar
"Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar" Başlıklı Birinci Bölümde Düzenlenen 76. ilâ 78. Maddeler
-
Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti
-
Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Birinci Kısım: Uluslararası Suçlar
"Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti" Başlıklı İkinci Bölümde Düzenlenen 79. ilâ 80. Maddeler
-
Hayata Karşı Suçlar
-
Hayata Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"Hayata Karşı Suçlar" Başlıklı Birinci Bölümde Düzenlenen 81. ilâ 85. Maddeler
-
Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar
-
Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar" Başlıklı İkinci Bölümde Düzenlenen 86. ilâ 93. Maddeler
-
İşkence ve Eziyet
-
İşkence ve Eziyet
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"İşkence ve Eziyet" Başlıklı Üçüncü Bölümde Düzenlenen 94. ilâ 96. Maddeler
-
Koruma, Gözetim Yükümlülüğünün İhlâli
-
Koruma, Gözetim Yükümlülüğünün İhlâli
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"Koruma, Gözetim, Yardım veya Bildirim Yükümlülüğünün İhlâli" Başlıklı Dördüncü Bölümde Düzenlenen 97. ilâ 98. Maddeler
-
Çocuk Düşürtme veya Kısırlaştırma
-
Çocuk Düşürtme veya Kısırlaştırma
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"Çocuk Düşürtme, Düşürme veya Kısırlaştırma" Başlıklı Beşinci Bölümde Düzenlenen 99. ilâ 101. Maddeler
-
Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar
-
Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar" Başlıklı Altıncı Bölümde Düzenlenen 102. ilâ 105. Maddeler
-
Hürriyete Karşı Suçlar
-
Hürriyete Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"Hürriyete Karşı Suçlar" Başlıklı Yedinci Bölümünde Düzenlenen 106. ilâ 124. maddeleri
-
Şerefe Karşı Suçlar
-
Şerefe Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"Şerefe Karşı Suçlar" Başlıklı Sekizinci Bölümünde Düzenlenen 125. ilâ 131. maddeleri
-
Özel Hayata Karşı Suçlar
-
Özel Hayata Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar" Başlıklı Dokuzuncu Bölümünde Düzenlenen 132. ilâ 140. maddeleri
-
Malvarlığına Karşı Suçlar
-
Malvarlığına Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
İkinci Kısım: Kişilere Karşı Suçlar
"Malvarlığına Karşı Suçlar" Başlıklı Onuncu Bölümünde Düzenlenen 141. ilâ 169. maddeleri
-
Genel Tehlike Yaratan Suçlar
-
Genel Tehlike Yaratan Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Genel Tehlike Yaratan Suçlar" Başlıklı Birinci Bölümünde Düzenlenen 170. ilâ 180. maddeleri
-
Çevreye Karşı Suçlar
-
Çevreye Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Çevreye Karşı Suçlar" Başlıklı İkinci Bölümünde Düzenlenen 181. ilâ 184. maddeleri
-
Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar
-
Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar" Başlıklı Üçüncü Bölümünde Düzenlenen 185. ilâ 196. maddeleri
-
Kamu Güvenine Karşı Suçlar
-
Kamu Güvenine Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Kamu Güvenine Karşı Suçlar" Başlıklı Dördüncü Bölümünde Düzenlenen 197. ilâ 212. maddeleri
-
Kamu Barışına Karşı Suçlar
-
Kamu Barışına Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Kamu Barışına Karşı Suçlar" Başlıklı Beşinci Bölümünde Düzenlenen 213. ilâ 222. maddeleri
-
Ulaşım Araçlarına Karşı Suçlar
-
Ulaşım Araçlarına Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Ulaşım Araçlarına veya Sabit Platformlara Karşı Suçlar" Başlıklı Altıncı Bölümünde Düzenlenen 223. ilâ 224. maddeleri
-
Genel Ahlaka Karşı Suçlar
-
Genel Ahlaka Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Genel Ahlaka Karşı Suçlar" Başlıklı Yedinci Bölümünde Düzenlenen 225. ilâ 229. maddeleri
-
Aile Düzenine Karşı Suçlar
-
Aile Düzenine Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Aile Düzenine Karşı Suçlar" Başlıklı Sekizinci Bölümünde Düzenlenen 230. ilâ 234. maddeleri
-
Ekonomi ve Ticarete İlişkin Suçlar
-
Ekonomi ve Ticarete İlişkin Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Ekonomi, Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar" Başlıklı Dokuzuncu Bölümünde Düzenlenen 235. ilâ 242. maddeler
-
Bilişim Alanında Suçlar
-
Bilişim Alanında Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Üçüncü Kısım: Topluma Karşı Suçlar
"Bilişim Alanında Suçlar" Başlıklı Onuncu Bölümde Düzenlenen 243. ilâ 246. maddeler
-
Kamu İdaresinin İşleyişine Karşı Suçlar
-
Kamu İdaresinin İşleyişine Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
"Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar" Başlıklı Birinci Bölümde Düzenlenen 247. ilâ 266. maddeler
-
Adliyeye Karşı Suçlar
-
Adliyeye Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
"Adliyeye Karşı Suçlar" Başlıklı İkinci Bölümde Düzenlenen 267. ilâ 298. maddeler
-
Devlet Organlarına Karşı Suçlar
-
Devlet Organlarına Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
"Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar" Başlıklı Üçüncü Bölümde Düzenlenen 299. ilâ 301. maddeler
-
Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar
-
Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
"Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar" Başlıklı Dördüncü Bölümde Düzenlenen 302. ilâ 308. maddeler
-
Anayasal Düzene Karşı Suçlar
-
Anayasal Düzene Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
"Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar" Başlıklı Beşinci Bölümde Düzenlenen 309. ilâ 316. Maddeler
-
Milli Savunmaya Karşı Suçlar
-
Milli Savunmaya Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
"Milli Savunmaya Karşı Suçlar" Başlıklı Altıncı Bölümde Düzenlenen 317. ilâ 325. Maddeler
-
Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk
-
Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
"Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk" Başlıklı Yedinci Bölümde Düzenlenen 326. ilâ 339. Maddeler
-
Yabancı Devletlerle İlişkilere Karşı Suçlar
-
Yabancı Devletlerle İlişkilere Karşı Suçlar
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
"Yabancı Devletlerle Olan İlişkilere Karşı Suçlar" Başlıklı Sekizinci Bölümde Düzenlenen 340. ilâ 343. Maddeler
-
Son Hükümler & Kanun Gerekçesi
-
Son Hükümler & Kanun Gerekçesi
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
İkinci Kitap: Özel Hükümler
Dördüncü Kısım: Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler
"Son Hükümler" Başlıklı Dokuzuncu Bölümde Düzenlenen 344. ilâ 34. Maddeler ve Geçici Madde ile Kanuna İşlenemeyen Hükümler
Kayseri Ceza Avukatı
Alanında yetkin Kayseri ceza avukatı kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz; ceza yargılamalarında savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek taraflara avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir.
Ceza davalarında gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması açısından alanında uzman bir Kayseri ceza avukatı veya ağır ceza avukatından hukuki yardım alınması faydalı olacaktır. Yargılama sırasında herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir.
Alanında yetkin Kayseri Avukat kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvuru sürecinde taraflara hukuki yardım sunmaktadır. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvuru sürecinde herhangi bir mağduriyete veya hak kaybına uğramamak için gerekli başvuruların zamanında ve usulüne uygun yapılması büyük önem arz etmektedir. Bu süreçte, alanında uzman bir avukattan hukuki yardım alınması faydalı olacaktır. Zülküf Arslan Hukuk Bürosu olarak; Yalçınkaya Kararı başta olmak üzere AİHM kararlarının Türkçe çevirilerini yapan Eski AİHM Hukukçusu Dr. Orhan Arslan koordinatörlüğünde müvekkillerimize Anayasa Mahkemesi ve AİHM başvurusunun yanı sıra emsal AYM ve AİHM Kararları çerçevesinde yeniden yargılama başvurusu hususunda da hukuki destek vermekteyiz.
Kayseri ceza avukatı veya Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’ne başvuru yapmak ve süreci takip etmek için bir avukat arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile başvuru ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.