Aracın Ayıplı Olması Nedeniyle Sözleşmeden Dönme ve Bedel İadesi İstemli Davada Islah ile Tüketicinin Seçimlik Hakları “Ayıpsız Misliyle Değiştirme” Şeklinde Değiştirilebilir mi - 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun - Kayseri Tüketici Avukatı - Kayseri Tazminat Avukatı - Tüketici Hukuku - Kayseri Avukat Zülküf Arslan Hukuk Bürosu

Aracın Ayıplı Olması Nedeniyle Sözleşmeden Dönme ve Bedel İadesi İstemli Davada Tüketicinin Seçimlik Hakları Islah ile Değiştirilebilir mi

Aracın Ayıplı Olması Nedeniyle Açılan Davada Tüketicinin Seçimlik Hakları Değiştirilebilir mi: Uyuşmazlık, aracın ayıplı olması nedeniyle sözleşmeden dönme, bedel iadesi ve masrafların tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda, davacı tarafın dava dilekçesinde sözleşmeden dönerek araç bedelinin iadesini talep ettiği ve seçimlik hakkını bu şekilde kullanmakla tükettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının sunduğu ıslah dilekçesi ile aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini talep ettiği ancak bir kez kullanılmakla sona eren seçimlik hakların ıslah ile değiştirilemeyeceği değerlendirilerek, davacının dava dilekçesindeki sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebi hakkında yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirme yapılıp bir karar verilmesi, ayrıca değişik iş dosyası nedeniyle yapılan masrafların yargılama giderlerine dâhil edilmesi ve haklılık durumuna göre taraflar arasında paylaştırılması gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

(6502 s. K. m. 11, 83) (6098 s. K. m. 227)

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi

Esas No: 2025/278 Karar No: 2025/3722 Karar Tarihi: 01.07.2025

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. Dava

Davacı vekili; müvekkilinin davalı oto galeri şirketinden 11.10.2021 tarihinde 2013 model Renault marka araç satın aldığını, müvekkilinin aracı satın almadan 1 gün önce ekspertize götürdüğünü, buradan alınan ekspertiz raporunda; sol ön ve sağ ön çamurluğun sökülüp takıldığı, sağ ön kapının sökülüp takıldığı, sağ arka kapının kuru çekiç olarak raporlandığını, müvekkilinin aracı bu durumda olduğunu kabul ederek ve inanarak satın aldığını, ancak müvekkilinin bu aracı satmadan önce başka bir ekspere götürdüğünü, buradan alınan raporda; sağ ön kapının çıkma, sürücü airbaginin ve ön göğsün (torpido) çıkma olarak değiştiği, aracın yolcu airbaginin patlak tamirli, aracın emniyet kemerinin dirençli, aktif olmadığının belirtildiğini, müvekkilinin dava konusu aracı hem davalının hem de oto ekspertizin hazırladığı rapora güvenerek satın aldığını, ancak aracın raporda belirtildiği gibi olmadığının ortaya çıktığını, işbu dava açılmadan önce Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/29 E. sayılı dosyası ile tespit davası açıldığını ve bilirkişi raporu alındığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere ayıplı aracın rayiç bedeli olan 141.500,00 TL ile müvekkilinin yaptığı 10.000,00 TL masraftan kaynaklı tüm zararının mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 18.10.2023 tarihli ıslah dilekçesiyle, aracın misli ile değişimi ile 10.000,00 TL masrafın davalıdan tahsilini istemiş, 23.04.2024 tarihli 2. ıslah dilekçesiyle, aracın ayıpsız misliyle değişimini ve 10.000,00 TL masrafın davalıdan tahsilini, bunun mümkün olmaması halinde, aracın rayiç bedelinin iadesini ve 10.000,00 TL masrafın davalıdan tahsilini, bunun mümkün olmaması halinde ise, ayıp oranında bedel indirimi yapılmasını ve 10.000,00 TL masrafın davalıdan tahsilini istemiştir.

II. Cevap

Davalı vekili; davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, dava konusu araçtaki hasarların belli olduğunu ve müvekkili şirketin bunları saklamadığını, ekspertiz raporunun doğru hazırlanmamış olduğu durumda ise müvekkilinin kusuru ve sorumluluğunun bulunmadığını, davacının zararını ekspertiz raporu veren firmadan talep etmesi gerektiğini, davacının tramer kaydındaki hasarları bilerek aracı satın aldığını, aracın satıldığı tarihteki hasar kaydına göre fiyatın belirlendiğini ve satımın gerçekleştiğini, davacının talep ettiği zarar olan 10.000,00 TL’ye dair herhangi bir fatura sunulmadığını, davacının aracı aldıktan sonra kendisinin kaza yapmış olabileceğini veya işlem yaptırmış olabileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

III.İlk Derece Mahkemesi Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi heyetince hazırlanan raporda; kaporta aksamındaki ayıpların araç satın alınırken bilindiği, daha sonra aldırılan tespit raporlarında kaportaya dair ilave ayıp tespit edilemediği, aracın hava yastıklarındaki hasarın ve emniyet kemerlerine direnç atılma olayının 01.03.2016 tarihinde yaşanan kazada meydana gelmesi ve bu ayıbın olağan bir gözden geçirme ile fark edilmesinin mümkün olmaması sebebiyle bu hususun gizli ayıp niteliğinde olduğu, araçtaki değer kaybının ise 14.150,00 TL olduğu yönünde görüş bildirildiği, misli ile değişim yönünde kullanılan seçimlik hakkın somut olayda mümkün olmadığı, ayrıca her ne kadar yapılan masraflar talep edilmiş ise de dosya arasında yapılan masrafa dair herhangi bir belge bulunmadığı, bu talep yönünden de davanın ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; süresi içinde, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

IV. İstinaf

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun‘un 11/3 maddesi kapsamında, davacının misli ile değişim talebinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getireceğinin tespit edildiği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; süresi içinde, davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

V. Temyiz

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; 23.04.2024 tarihli ıslah dilekçelerine hiç değinilmediğini, aracın ayıpsız misliyle değişimine karar verilmesi gerektiğini, 10.000,00 TL masraf için dosyada belge bulunduğunu, dava konusu araç için delil tespiti yapıldığını, aracın eksper raporu için yapılan ödemelerin yapılan masrafları ispata yeterli olduğunu ve bu belgelerin dosyaya sunulduğunu, ayrıca dosya kapsamında dinlenen tanığın da talep edilen masrafı doğruladığını, dosya kapsamında alınan tüm bilirkişi raporlarında aracın ayıplı olduğunun belirtildiğini, Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinin hatalı olduğunu ifade ederek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

B. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, aracın ayıplı olması nedeniyle sözleşmeden dönme, bedel iadesi ve masrafların tahsili istemine ilişkindir.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesine göre, Mahkemece hükme esas alınan (3 makine mühendisi bilirkişiden oluşan heyetten alınan) raporda; dosyadaki SBGM bilgi ve belgelerinden yola çıkılarak, dava konusu aracın 01.03.2016 tarihinde yaşanan kazada, aracın sürücü ve yolcu hava yastıklarının hasara uğradığının tespit edildiği, araçtaki hava yastıklarındaki hasarın ve emniyet kemerlerine direnç atılma olayının 01.03.2016 tarihinde yaşanan kaza sonucu aracın tamir edilmesi sırasında meydana geldiği ve bu ayıbın olağan bir gözden geçirme ile fark edilmesinin mümkün olmaması sebebiyle gizli ayıp niteliğinde olduğunun tespit edildiği, raporun taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

2. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun‘un 11. maddesinde, malın ayıplı olması durumunda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Açıklandığı şekilde tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Öğretide ve uygulamada da kabul edildiği üzere tüketicinin seçimlik haklarını tek yanlı ve varması gereken bir irade açıklamasıyla kullanması gerekmektedir. Tüketici bu haklardan hangisini seçtiğini, bir kez bildirmekle, seçim hakkını kullanmış olur ve artık tercihini değiştiremez. Çünkü, satıcı kayıtsız şartsız, bildirilen tercihi yerine getirmek zorundadır.

Tüketicinin seçim hakkı, bir kez kullanılmakla sona ermekte ve onun yerine tercih ettiği hak geçmektedir. Bu haklar kullanılmakla tükenirler. Bu özelliği nedeniyle, tüketicinin seçimlik hakkı yenilik doğurucu (inşai) haklardandır.

3. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun‘un 11/3. maddesinde; “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.” düzenlemesi mevcuttur. Yine aynı Kanun’un 83/1. maddesi ile Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümlerin uygulanacağı düzenlemesi yapılmıştır. Görüleceği üzere yasa koyucu, 11/1 maddesi ile tüketicinin seçimlik haklarını sıralama yoluyla düzenlemiş, bu seçimlik haklardan “ücretsiz onarım” ve “malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi” seçimlik haklarının kullanılması halinde karşı taraf için hakkaniyete aykırı olarak orantısız güçlüklerin ortaya çıkması halini ise tüketici insiyatifinde olan seçim hakkının bir istisnası olarak aynı maddenin üçüncü fıkrasında hüküm altına almıştır.

4. Bu düzenleme ile paralel mahiyette olan bir düzenlemeye de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu‘nun 227/3. maddesinde yer verilmiş olup, buna göre, “Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.” Her iki düzenlemede esas olarak kullanılan seçimlik hakkın ortaya çıkaracağı sonucun karşı taraf için orantısızlık yaratması ve durumun bunu haklı göstermemesi gibi özünde Türk Hukuk sisteminin temelini oluşturan hakkaniyet ilkesine dayanmakta olup; somut olayın yapısı ve bu ilkenin uygulanırlığı noktasında takdir hakkını da hakime yüklemiştir.

5. Somut olayda, davacı tarafın dava dilekçesinde sözleşmeden dönerek araç bedelinin iadesini talep ettiği ve seçimlik hakkını bu şekilde kullanmakla tükettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının sunduğu ıslah dilekçesi ile aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini talep ettiği ancak bir kez kullanılmakla sona eren seçimlik hakların ıslah ile değiştirilemeyeceği değerlendirilerek, davacının dava dilekçesindeki sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebi hakkında yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirme yapılıp bir karar verilmesi, ayrıca değişik iş dosyası nedeniyle yapılan masrafların yargılama giderlerine dâhil edilmesi ve haklılık durumuna göre taraflar arasında paylaştırılması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. Karar

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

.2. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

.3. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun’un 371. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.07.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

İlgili Mevzuat için Tıklayınız

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun

Üçüncü Kısım: Ayıplı Mal ve Hizmetler

Birinci Bölüm: Ayıplı Mallar
Ayıplı mal - Madde 8

(1) Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.

 

(2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.

 

(3) Sözleşmeye konu olan malın, sözleşmede kararlaştırılan süre içinde teslim edilmemesi veya montajının satıcı tarafından veya onun sorumluluğu altında gerçekleştirildiği durumlarda gereği gibi monte edilmemesi sözleşmeye aykırı ifa olarak değerlendirilir. Malın montajının tüketici tarafından yapılmasının öngörüldüğü hâllerde, montaj talimatındaki yanlışlık veya eksiklik nedeniyle montaj hatalı yapılmışsa, sözleşmeye aykırı ifa söz konusu olur.

 

Ayıplı maldan sorumluluk - Madde 9

(1) Satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür.

 

(2) Satıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin satış sözleşmesinin akdi anında düzeltilmiş olduğunu veya satış sözleşmesi kurulma kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içinde olmadığını ispatladığı takdirde açıklamanın içeriği ile bağlı olmaz.

 

İspat yükü - Madde 10

(1) Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz.

 

(2) Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Bunların dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklıdır.

 

(3) Satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, üretici, ithalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde malın ayıbına ilişkin açıklayıcı bilgiyi içeren bir etiket konulur. Bu etiketin tüketiciye verilmesi veya ayıba ilişkin açıklayıcı bilginin tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde açıkça gösterilmesi zorunludur. Teknik düzenlemesine uygun olmayan ürünler ise hiçbir şekilde piyasaya arz edilemez. Bu ürünlere, Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun ve ilgili diğer mevzuat hükümleri uygulanır.

 

Tüketicinin seçimlik hakları - Madde 11

(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;

a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,

b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,

c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,

ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,

seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.

 

(2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz.

 

(3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.

 

(4) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur. Ancak, bu Kanunun 58 inci maddesi uyarınca çıkarılan yönetmelik eki listede yer alan mallara ilişkin, tüketicinin ücretsiz onarım talebi, yönetmelikte belirlenen azami tamir süresi içinde yerine getirilir. Aksi hâlde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.

 

(5) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhâl tüketiciye iade edilir.

 

(6) Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.

 

Zamanaşımı - Madde 12

(1) Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda taşınmazın teslim tarihinden itibaren beş yıldır.

 

(2) Bu Kanunun 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrası saklı olmak üzere ikinci el satışlarda satıcının ayıplı maldan sorumluluğu bir yıldan, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda ise üç yıldan az olamaz.

 

(3) Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.

 

İkinci Bölüm - Ayıplı Hizmetler
Ayıplı hizmet - Madde 13

(1) Ayıplı hizmet, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir.

 

(2) Hizmet sağlayıcısı tarafından bildirilen, internet portalında veya reklam ve ilanlarında yer alan özellikleri taşımayan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler ayıplıdır.

 

Ayıplı hizmetten sorumluluk - Madde 14

(1) Sağlayıcı, hizmeti sözleşmeye uygun olarak ifa etmekle yükümlüdür.

 

(2) Sağlayıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin hizmet sözleşmesinin kurulduğu tarihte düzeltilmiş olduğunu veya hizmet sözleşmesinin kurulması kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içermediğini ispatladığı takdirde açıklamanın içeriği ile bağlı olmaz.

 

Tüketicinin seçimlik hakları - Madde 15

(1) Hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketici, hizmetin yeniden görülmesi, hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden dönme haklarından birini sağlayıcıya karşı kullanmakta serbesttir. Sağlayıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar sağlayıcı tarafından karşılanır. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.

 

(2) Ücretsiz onarım veya hizmetin yeniden görülmesinin sağlayıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici bu hakları kullanamaz. Orantısızlığın tayininde hizmetin ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.

 

(3) Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden indirim yapılan tutar derhâl tüketiciye iade edilir.

 

(4) Ücretsiz onarım veya hizmetin yeniden görülmesinin seçildiği hâllerde, hizmetin niteliği ve tüketicinin bu hizmetten yararlanma amacı dikkate alındığında, makul sayılabilecek bir süre içinde ve tüketici için ciddi sorunlar doğurmayacak şekilde bu talep sağlayıcı tarafından yerine getirilir. Her hâlükârda bu süre talebin sağlayıcıya yöneltilmesinden itibaren otuz iş gününü geçemez. Aksi takdirde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.

 

Zamanaşımı - Madde 16

(1) Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı hizmetten sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, hizmetin ifası tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir.

 

(2) Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.

Yıllık Tecrübe
0 +
Mutlu Müvekkil
0 +
Dava Takibi
0 +
Başarı Oranı
% 0 +

Kayseri Tüketici Avukatı

Tüketici hukuku ile ilgili süreçlerde herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir. Gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması ve herhangi bir hak kaybı yaşanmaması açısından alanında uzman bir tüketici avukatından hukuki yardım almaları faydalı olacaktır.

Alanında uzman Kayseri Tüketici Avukatı kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz; tüketici hakem heyeti başvurusu ve tüketici mahkemesinde dava takibi başta olmak üzere tüketici hukuku ile ilgili her türlü dava sürecinde müvekkillerine avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir.

Kayseri Tüketici Avukatı arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.