Yardım Toplama Kanunu’nda Yardım Toplama Süresinin “Bir Yılı Geçmemek Üzere” Uzatılmasına ilişkin Düzenlemenin İptal Edilmesi - AYM Bireysel Başvuru Avukatı - Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru Avukatı - Anayasa Mahkemesi Kararları - Kayseri Avukat Zülküf Arslan Hukuk Bürosu

2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nda Düzenlenen Yardım Toplama Süresi

Anayasa Mahkemesi Kararı – Özet

İtiraz Konusu Kural

2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesinde, haklı sebeplerin bulunması hâlinde yardım toplama faaliyeti için izin verilen sürenin izin veren makamca bir yılı geçmemek üzere uzatılabileceği öngörülmüş olup düzenlemede yer alan “…bir yılı geçmemek üzere…” ibaresi itiraz konusu kuralı oluşturmaktadır.

Başvuru Gerekçesi

Başvuru kararında özetle; itiraz konusu kuralın öngördüğü süre sınırının yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı kapsamında devlete yüklenen yükümlülüklerle bağdaşmadığı, ölçülü olmadığı, ayrıca hedeflenen yardım miktarına, yardım toplama süresi içinde ulaşılamadığı durumda toplanan miktarın da devrinin söz konusu olması nedeniyle mülkiyet hakkının da ihlal edildiği belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun sayılan amaçlar doğrultusunda ve kamu yararı da gözetilerek toplanan yardımların kişilerin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkı, yaşam hakkı, eğitim hakkı, sağlık hakkı, çevrenin korunması, hayvanların korunması gibi pek çok hak ve özgürlüğü ilgilendirmesi mümkündür.  Bu nedenle temel hak ve özgürlüklere ve kamu gücü tarafından yerine getirilen hizmetlere temas eden yönleri bulunan yardım toplama faaliyeti bakımından öyle istisnai ve özel durumlar söz konusu olabilir ki bu özel durumların karşılanması ancak yardım toplama süresinin uzatılabilir olmasıyla mümkün olur. Ancak yardım toplama süresi doğrudan kanun tarafından belirli ve kesin bir zaman dilimiyle sınırlandırıldığı durumlarda, yardımın hedeflenen miktara ulaşamaması nedeniyle hiçbir sonuç doğurmaması da söz konusu olabilir.

Kanun, bu tür durumlarda sürenin tekrar uzatılmasını açık biçimde yasakladığı gibi elde edilen yardım miktarına ek kaynak sağlayacak yeni bir başvuru yapabilmesine de imkân vermemektedir. Nitekim Kanun’un 25. maddesi, toplanan yardımın amacı gerçekleştirecek miktara ulaşmaması hâlinde yardım toplamaya izin veren makamca, yardım hangi amaç için toplanmış ise o veya benzeri amacı gerçekleştirebilecek kuruluş veya kuruluşlara devrettirileceğini hüküm altına almaktadır. Böylece Kanun’un, hedeflenen yardımın belirlenen sürede toplanamaması hâlinde, toplanan yardıma eklenmesi amacıyla yeni bir yardım başvurusu yapmayı da mümkün kılmadığı anlaşılmıştır.

Bu değerlendirmeler ışığında, yardım toplama faaliyetine kategorik olarak azami süre sınırı getiren ve durumun önemine göre uzatılacak sürenin belirlenmesinde yetkili mercilere takdir yetkisi tanımayan kuralın, pek çok hak ve özgürlük bakımından doğması muhtemel sonuçlar gözetildiğinde, ulaşılmak istenen amaç bakımından orantılı olmayan bir sınırlama öngördüğü sonucuna varılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir. 

Yardım Toplama Kanunu’nda Yardım Toplama Süresinin “Bir Yılı Geçmemek Üzere” Uzatılmasına ilişkin Düzenlemenin İptal Edilmesi

Anayasa Mahkemesi Kararı

Esas Sayısı : 2023/181 Karar Sayısı : 2024/128 Karar Tarihi : 27/6/2024 R.G.Tarih-Sayı : 9/12/2024-32747

İtiraz Yoluna Başvuran: Adana 2. İdare Mahkemesi

İtirazın Konusu: 23/6/1983 tarihli ve 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan “…bir yılı geçmemek üzere…” ibaresinin iptaline karar verilmesi talebidir.

Olay: Sağlık Bakanlığı onayı bulunmayan ilacın temini için başlatılan yardım kampanyasının süresinin uzatılması talebinin reddi üzerine açılan davada itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.

I. İptali İstenen Kanun Hükmü

2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun itiraz konusu kuralın da yer aldığı 10. maddesi şöyledir:

Süre – Madde 10

Yardım toplama süresinin takdiri, izin veren makama aittir. Bu süre bir yılı geçemez. Ancak, haklı sebeplerin bulunması halinde verilen süre, izin veren makamca bir yılı geçmemek üzere uzatılabilir.”

II. İlk İnceleme

1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Engin YILDIRIM, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Rıdvan GÜLEÇ, Yusuf Şevki HAKYEMEZ, Yıldız SEFERİNOĞLU, Selahaddin MENTEŞ, Basri BAĞCI, İrfan FİDAN, Kenan YAŞAR ve Muhterem İNCE’nin katılımlarıyla 6/12/2023 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.

III. Esasın İncelenmesi

2. Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Hilal YAZICI tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kanun hükmü, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

A. Genel Açıklama

3. 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu, yardım toplamaya yetkili kişi ve kuruluşların, amaçlarına ve kamu yararına uygun olarak gerçekleştirecekleri yardım toplama faaliyetlerine ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir. Anılan Kanun’un kapsamını belirleyen 2. maddesi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kendi bünyesi içindeki yardım toplama faaliyetleri ile dernekler, sendikalar ve bunların üst kuruluşlarına, spor kulüplerine, mesleki kuruluşlara ve bağış kabulüne yetkili vakıflara kendi statülerine göre üyeleri ve diğer kişiler tarafından yapılacak bağış ve yardımlarla bunların öz kaynaklarından sağlayacakları gelirleri Kanun’un kapsamı dışında tutmuştur.

4. Kanun’un 3. maddesinde, yardımın hangi nedenlere dayanılarak ve kimler tarafından toplanabileceği düzenlenmiştir. Buna göre kamu yararına uygun olarak amaçlarını gerçekleştirmek, muhtaç kişilere yardım sağlamak ve kamu hizmetlerinden bir veya birkaçını gerçekleştirmek veya destek olmak üzere gerçek kişiler, dernekler, kurumlar, vakıflar, spor kulüpleri, gazete ve dergiler yardım toplayabilir.

5. Kanun’un 6. maddesinde yardım toplama faaliyeti bakımından yetkili sayılabilmek için izin şartı getirilmiştir. Bu kapsamda gerçek kişiler bakımından herhangi bir istisna öngörülmeksizin izin alma zorunluluğu getirilirken, kurum ve kuruluşların hangilerinin izin aranmaksızın yardım toplayabileceğini belirleme yetkisi Cumhurbaşkanına verilmiştir. Yardım toplama faaliyetinin izin almadan gerçekleştirilmesi hâlinde ise 29. madde uyarınca idari ve cezai bakımdan bazı yaptırımların uygulanması öngörülmüştür.

6. Kanun, izin verecek makamları ve iznin hangi ölçütler çerçevesinde yapılacak değerlendirmeyle verileceğini 7. ve 8. maddelerde düzenlemiştir.

7. Buna göre; yardım toplama faaliyeti bir ilin birden fazla ilçesini kapsıyorsa o ilin valisinden, bir ilçenin sınırları içinde ise o ilçenin kaymakamından izin alınır. Yardım toplama faaliyeti birden fazla ili kapsıyorsa yardım toplama faaliyetine girişecek gerçek veya tüzel kişilerin yerleşim yerinin bulunduğu ilin valisinden izin alınır ve izni veren valilik tarafından ilgili valiliklere ve İçişleri Bakanlığına bilgi verilir. Yardım toplama faaliyetleriyle ilgili işlemler dernekler birimlerince yürütülür.

8. Yetkili makamlar; işin önemi, yardım toplama faaliyetine girişeceklerin yeterliliği, yapılacak hizmetin amaca ve kamu yararına uygunluğu, yardım toplama faaliyetinin başarıya ulaşıp ulaşamayacağı ve gerekli görülen diğer konular üzerinde inceleme yapmakla yükümlü kılınmıştır. Yapılacak inceleme neticesinde gerekli şartların sağlanmadığı kanaatine yetkili makamlarca varılmışsa izin verilmemesi mümkündür. Bu durumda -karar genel hükümlere göre yargı denetimine tabi olmakla birlikte- yardım toplama faaliyeti gerçekleştirilemez.

9. Kanun koyucu, yardım toplama faaliyetinin kamusal yönünü gözeterek, yardım toplamanın usulünü, yardım toplayanların yükümlülüklerini ve sorumluluklarını, yardım toplama faaliyetinin denetimiyle ilgili hususları, kesin hesabın çıkarılmasını, yardım toplama faaliyetine ilişkin denetim raporlarının hazırlanmasına ilişkin ayrıntıları, denetçilerin ücretlerine ilişkin hususları, yardım toplama faaliyetinin giderlerinin nasıl karşılanacağını, kalan ve belirlenen miktarlara süresinde ulaşamayan yardımların devrine ilişkin hususları ayrıntılı olarak düzenlemiştir.

10. 28. maddeyle de Kanun kapsamında toplanan yardıma devlet malı niteliği atfedilmiş, yardım toplama faaliyetinden elde edilen mal ve paraları zimmetine geçiren kişinin, kamu görevlisi olup olmadığına bakılmaksızın, 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zimmet suçuna ilişkin hükümlerine göre cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır.

11. Toplanan yardımın devri 25. maddede düzenlenmiştir. Bu kapsamda toplanan yardımın, amacı gerçekleştirecek miktara ulaşamaması veya amacın gerçekleşmesinden sonra bir miktarının artması hâllerinde; söz konusu yardımlar, izin veren makamlarca, hangi amaç için toplanmış ise o veya benzeri amacı gerçekleştirebilecek kuruluş veya kuruluşlara devrettirilir.

B. Anlam ve Kapsam

12. 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu, yardım toplama faaliyetini belirli sürelerle sınırlandırmıştır. Yardım toplama faaliyetinin süresine ilişkin usul ve esaslar anılan Kanun’un 10. maddesinde düzenlenmiştir.

13. Söz konusu maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yardım toplamaya izin veren merciinin, yardım toplama faaliyetinin ne kadar süreceğine takdiren karar verebileceği belirtildikten sonra ikinci cümlesinde bu sürenin bir yılı geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Anılan fıkranın üçüncü cümlesinde ise haklı sebeplerin bulunması hâlinde verilen sürenin izin veren makamca bir yılı geçmemek üzere uzatılabileceği öngörülmüştür. Söz konusu cümlede yer alan “…bir yılı geçmemek üzere…” ibaresi itiraz konusu kuralı oluşturmaktadır. Buna göre bir yıllık yardım toplama süresi haklı sebeplerin varlığı hâlinde yetkili makamlarca uzatılabilecektir. Ancak bu süre kural uyarınca bir yılı geçemeyecektir.

14. Dolayısıyla kuralla, yardım toplama faaliyeti kapsamında, yardım talep edenin bu talebini kamuoyu karşısında dile getirebileceği ve ilgililerin bu talebe karşılık verebileceği azami zaman dilimi belirlenmiş, yetkili makamlarca verilen sürenin ancak bir yıla kadar uzatılabileceği hüküm altına alınmıştır.

C. İtirazın Gerekçesi

15. Başvuru kararında özetle; itiraz konusu kuralın öngördüğü süre sınırının yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı kapsamında devlete yüklenen yükümlülüklerle bağdaşmadığı, ölçülü olmadığı, ayrıca hedeflenen yardım miktarına, yardım toplama süresi içinde ulaşılamadığı durumda toplanan miktarın da devrinin söz konusu olması nedeniyle mülkiyet hakkının da ihlal edildiği belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2., 5., 17., 35. ve 56. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Ç. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu

16. Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti; eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, hukuki güvenliği sağlayan, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuk kurallarıyla kendini bağlı sayan ve yargı denetimine açık olan devlettir.

17. Hukuk devleti ilkesi gereğince kanunların kamu yararı amacını gerçekleştirmek amacıyla yapılması gerekir. Anayasa Mahkemesince kamu yararı konusunda yapılacak inceleme, kanunun kamu yararı amacıyla yapılıp yapılmadığının araştırılmasıyla sınırlıdır. Anayasa’nın çeşitli hükümlerinde yer alan kamu yararı kavramının Anayasa’da bir tanımı yapılmamıştır. Ancak Anayasa Mahkemesinin kararlarında da belirtildiği gibi kamu yararı; bireysel, özel çıkarlardan ayrı ve bunlara üstün olan toplumsal yarardır. Kamu yararı düşüncesi olmaksızın yalnız özel çıkarlar için veya sadece belli kişilerin yararına kanun hükmü konulamaz. Böyle bir durumun açık bir biçimde ve kesin olarak saptanması hâlinde söz konusu kanun hükmü Anayasa’nın 2. maddesine aykırı düşer. Açıklanan istisnai hâl dışında bir kanun hükmünün gereksinimlere uygun olup olmadığı, hangi araç ve yöntemlerle kamu yararının sağlanabileceği kanun koyucunun takdirinde olduğundan bu kapsamda kamu yararı değerlendirmesi yapmak anayasa yargısıyla bağdaşmaz (AYM, E.2018/99, K.2021/14, 3/3/2021, § 102; E.2018/138, K.2019/94, 24/12/2019, § 7).

18. 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu, toplumsal hayatta karşılığı olan ve yaygın bir şekilde uygulama alanı bulan yardım toplama faaliyetini yasal bir zemine kavuşturmuştur. Bu kapsamda anılan Kanun’la hem ihtiyacı olan kişilere yardım etmek hem de kamu hizmetlerinden bir kısmını gerçekleştirmek veya onlara yardımcı olmak amacıyla yardım toplamak, hukuk sistemince tanınmış ve ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

19. Bireysel ve toplumsal anlamda önem taşıdığı açık olan yardım toplama faaliyetinin bir süreyle sınırlandırılmasında ise kamu yararının bulunmadığı söylenemez. Zira süre yönünden bir sınır getirilmediği takdirde kamu yararını veya kamu düzenini olumsuz şekilde etkileyecek sonuçların doğması muhtemeldir. Nitekim kanun koyucu, takdir yetkisi kapsamında olan bu hususu, etkin bir denetimin sağlanması bakımından yaratabileceği zorlukları gerekçe göstererek belirli bir süreye tabi kılmıştır. Bu bağlamda yardım toplama faaliyetinin sürekli bir gelir elde etme yöntemine dönüşebilecek olması, yardımın amacını aşması ve söz konusu faaliyetin denetiminin zorlaşabileceği gözetildiğinde yardım toplama faaliyetinin uzatılması konusunda kuralla azami bir sürenin öngörülmesinde kamu yararının gözetildiği anlaşılmaktadır.

20. Hukuk devletinin en önemli ilkelerinden biri de ölçülülük ilkesidir. Kanun koyucu, düzenlemeler yaparken ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Bu ilke ise elverişlilik, gereklilik ve orantılılık olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. Elverişlilik başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, gereklilik başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını ve orantılılık ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir (AYM, E.2020/60, K.2020/54, 1/10/2020, § 71).

21. Yardım toplama faaliyetini belirli bir süreyle sınırlamanın, anılan amaçlara ulaşma bakımından elverişli bir yöntem olmadığı söylenemez. Yardım toplama süresinin uzaması hâlinde, kamu makamlarının denetim ve gözetime ilişkin yükümlülüklerinin de uzaması söz konusu olabileceğinden yardım toplama faaliyetinin belirli sürelere tabi kılınmasının kamu düzeni ve güvenliği açısından gerekli olduğu da açıktır.

22. Bununla birlikte kuralın orantılı olup olmadığının da irdelenmesi gerekir. Kanun’da sayılan amaçlar doğrultusunda ve kamu yararı da gözetilerek toplanan yardımların, kişilerin maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkı, yaşam hakkı, eğitim hakkı, sağlık hakkı, çevrenin korunması, hayvanların korunması gibi, adına yardım toplananlar bakımından pek çok hak ve özgürlüğü ilgilendirmesi mümkündür. Bu nedenle temel hak ve özgürlüklere ve kamu gücü tarafından yerine getirilen hizmetlere temas eden yönleri bulunan yardım toplama faaliyeti bakımından öyle istisnai ve özel durumlar söz konusu olabilir ki bu özel durumların karşılanması ancak yardım toplama süresinin uzatılabilir olmasıyla mümkün olur. Ancak yardım toplama süresi doğrudan kanun tarafından belirli ve kesin bir zaman dilimiyle sınırlandırıldığı durumlarda, yardımın hedeflenen miktara ulaşamaması nedeniyle hiçbir sonuç doğurmaması da söz konusu olabilir.

23. Kanun, bu tür durumlarda sürenin tekrar uzatılmasını açık biçimde yasakladığı gibi elde edilen yardım miktarına ek kaynak sağlayacak yeni bir başvuru yapabilmesine de imkân vermemektedir. Nitekim Kanun’un 25. maddesi, toplanan yardımın amacı gerçekleştirecek miktara ulaşmaması hâlinde yardım toplamaya izin veren makamca, yardım hangi amaç için toplanmış ise o veya benzeri amacı gerçekleştirebilecek kuruluş veya kuruluşlara devrettirileceğini hüküm altına almaktadır. Böylece Kanun’un, hedeflenen yardımın belirlenen sürede toplanamaması hâlinde, toplanan yardıma eklenmesi amacıyla yeni bir yardım başvurusu yapmayı da mümkün kılmadığı anlaşılmaktadır.

24. Dolayısıyla yardım toplama faaliyetine kategorik olarak azami süre sınırı getiren, durumun önemine göre uzatılacak sürenin belirlenmesinde yetkili mercilere takdir yetkisi tanımayan kuralın, pek çok hak ve özgürlük bakımından doğması muhtemel sonuçlar gözetildiğinde, ulaşılmak istenen amaç bakımından orantılı olmayan bir sınırlama öngördüğü, bu yönüyle hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.

25. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 2. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.

Kuralın Anayasa’nın 5., 17. ve 56 maddelerine de aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de yukarıda ulaşılan sonuç gözetildiğinde Anayasa’nın 5., 17. ve 56. maddeleri yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.

Kuralın Anayasa’nın 35. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.

IV. Hüküm

23/6/1983 tarihli ve 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan “…bir yılı geçmemek üzere…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE 27/6/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Yardım Toplama Kanunu

Kanun Numarası: 2860 Kabul Tarihi: 23/6/1983 Yayımlandığı Resmî Gazete Tarihi: 25/6/1983 Sayısı: 18088

Birinci Bölüm: Genel Hükümler

Amaç – Madde 1

Bu Kanunun amacı; yardım toplamaya yetkili kişi ve kuruluşları ve bunların hangi amaçla yardım toplayabileceklerini belirlemek, yardımın toplanmasına, kullanılmasına ve denetlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Kapsam – Madde 2

Bu Kanun; yardım toplamaya yetkili kişi ve kuruluşların, amaçlarına ve kamu yararına uygun olarak, yardım toplama faaliyetlerine ait esasları kapsar.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin kendi bünyesi içerisindeki yardım toplama faaliyetleri ile dernekler, sendikalar ve bunların üst kuruluşlarına, spor kulüplerine, mesleki kuruluşlara ve bağış kabulüne yetkili vakıflara kendi statülerine göre üyeleri ve diğer kişiler tarafından yapılacak bağış ve yardımlarla bunların öz kaynaklarından sağlayacakları gelirler, bu Kanunun kapsamı dışındadır.

Yardım toplayabilecek olanlar – Madde 3

Kamu yararına uygun olarak, amaçlarını gerçekleştirmek, muhtaç kişilere yardım sağlamak ve kamu hizmetlerinden bir veya birkaçını gerçekleştirmek veya destek olmak üzere gerçek kişiler, dernekler, kurumlar, vakıflar, spor kulüpleri, gazete ve dergiler yardım toplayabilirler.

Yardımın isteğe bağlı olması – Madde 4

Yardım isteğe bağlıdır. Kişi ve kuruluşlar yardımda bulunmaya zorlanamaz.

Yardım toplama şekilleri – Madde 5

Bu Kanuna göre; makbuzla, belirli yerlere kutu koyarak, bankalarda hesap açtırarak, yardım pulu çıkararak, eşya piyangosu düzenleyerek, kültürel gösteriler ve sergiler yoluyla, spor gösterileri, gezi ve eğlenceler düzenlemek veya bilgileri otomatik ya da elektronik olarak işleme tâbi tutmuş sistemler kullanmak suretiyle yardım toplanabilir.

Bu fıkrada yer alan “veya bilgileri otomatik ya da elektronik olarak işleme tâbi tutmuş sistemler kullanmak” ibaresi, 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Kanunun 38 inci maddesiyle eklenmiş ve metne işlenmiştir.

Yardım toplama faaliyetlerinde, yardım toplama şekillerinden bir veya birkaçı kullanılabilir.

Yardım toplama işinde kullanılan makbuz ve biletlerde, yardımın hangi amaç için toplandığının belirtilmesi zorunludur.

Gerçek kişiler tarafından girişilecek yardım toplama faaliyetlerinde, bu iş için hazırlanacak özel makbuz veya biletler kullanılır.

Makbuz ve biletlerin biçimi, bastırılması, kullanılması ve dağıtılması hususlarına ait esaslar yönetmelikte belirtilir.

İkinci Bölüm: İzin, İzin Vermeye Yetkili Makamlar ve Başvuru

İzin alma zorunluğu – Madde 6

Kişiler ve kuruluşlar, yetkili makamdan izin almadan yardım toplayamazlar. Ancak, kamu yararına çalışan dernek, kurum ve vakıflardan hangilerinin izin almadan yardım toplayabilecekleri, Cumhurbaşkanınca belirlenip ilan edilir.

2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı KHK’nin 77 nci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “İçişleri Bakanlığının önerisi üzerine Bakanlar Kurulunca” ibaresi “Cumhurbaşkanınca” şeklinde değiştirilmiştir.

İzin alınmadan girişilen yardım toplama faaliyetleri güvenlik kuvvetlerince derhal menedilir ve sorumlular hakkında kovuşturma yapılır.

(Ek fıkra:27/12/2020-7262/7 md.) İzinsiz yardım toplama faaliyetinin internet ortamında yapıldığının tespiti hâlinde ilgili valilik veya İçişleri Bakanlığı tarafından içerik ve/veya yer sağlayıcıya, yardım toplama faaliyetine ilişkin içeriğin çıkarılması için internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler üzerinden elektronik posta veya diğer iletişim araçları ile bildirimde bulunulur. İçeriğin en geç yirmi dört saat içinde içerik ve/veya yer sağlayıcı tarafından çıkarılmaması veya içerik ve yer sağlayıcıya ilişkin bilgilerin edinilememesi ya da teknik nedenlerle bildirimde bulunulamaması hâlinde ilgili valilik veya İçişleri Bakanlığı internet ortamındaki söz konusu içeriğe ilişkin erişimin engellenmesine karar verilmesi için sulh ceza hâkimliğine başvurur. Hâkim, talebi en geç yirmi dört saat içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar ve gereği yapılmak üzere doğrudan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderir. Bu karara karşı 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz edilebilir. Bu fıkra kapsamında verilen erişimin engellenmesi kararı, içeriğe erişimin engellenmesi (URL vb.) yöntemiyle verilir.

Anayasa Mahkemesinin 18/1/2024 Tarihli ve E: 2021/28, K: 2024/11 Sayılı Kararı ile bu fıkranın üçüncü cümlesi iptal edilmiştir. Kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra (3/1/2025) yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır.

İzin vermeye yetkili makamlar – Madde 7

(Değişik: 4/11/2004-5253/38 md.)

Yardım toplama faaliyeti bir ilin birden fazla ilçesini kapsıyorsa o ilin valisinden, bir ilçenin sınırları içinde ise o ilçenin kaymakamından izin alınır. Yardım toplama faaliyeti birden fazla ili kapsıyorsa yardım toplama faaliyetine girişecek gerçek veya tüzel kişilerin yerleşim yerinin bulunduğu ilin valisinden izin alınır ve izni veren valilik tarafından ilgili valiliklere ve İçişleri Bakanlığına bilgi verilir. Yardım toplama faaliyetleriyle ilgili işlemler dernekler birimlerince yürütülür.

Başvuru – Madde 8

Yardım toplayacak kişi ve kuruluşlar, isteklerini bir dilekçeyle izin vermeye yetkili makama bildirirler.

Gazete ve dergiler için dilekçeler sorumlu yazı işleri müdürlerince verilir.

Yardım toplama, öğrenim kurumları yararına veya kurum içinde yapılacak ise, başvuru dilekçesine kurum sorumlusunun yazılı izninin eklenmesi zorunludur.

Başvuru dilekçelerinde bulunması gereken hususlar ve eklenecek belgeler yönetmelikte gösterilir.

Başvurunun incelenmesi ve izin – Madde 9

İzin vermeye yetkili makamlarca başvuru üzerine; işin önemi, yardım toplama faaliyetine girişeceklerin yeterlikleri, yapılacak hizmetin amaca ve kamu yararına uygunluğu, yardım toplama faaliyetinin başarıya ulaşıp ulaşamayacağı ve gerekli görülen diğer konular üzerinde inceleme yapılır ve sonucu en geç iki ay içinde başvuranlara bildirilir.

(Ek fıkra:27/12/2020-7262/8 md.) Yurt içine ve yurt dışına yapılacak yardımlara ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte düzenlenir.

Anayasa Mahkemesinin 18/1/2024 Tarihli ve E: 2021/28, K: 2024/11 Sayılı Kararı ile bu fıkra iptal edilmiştir. Kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra (3/1/2025) yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır.

Süre – Madde 10

Yardım toplama süresinin takdiri, izin veren makama aittir. Bu süre bir yılı geçemez. Ancak, haklı sebeplerin bulunması halinde verilen süre, izin veren makamca (…) uzatılabilir.

Anayasa Mahkemesinin 27/6/2024 Tarihli ve E: 2023/181, K: 2024/128 Sayılı Kararı ile bu fıkrada yer alan “bir yılı geçmemek üzere” ibaresi iptal edilmiştir.

Üçüncü Bölüm: Çalışma Usul ve Esasları

Sorumlu Kurul – Madde 11

Gerçek kişiler, yardım toplama faaliyeti için en az üç kişiden ibaret sorumlu kurul oluşturmak zorundadırlar. Tüzelkişilerin sorumlu kurulu, yönetim organlarıdır.

Sorumlu kurulda görev alanlar ile değişikliklerin, izin veren makama on gün içinde bildirilmesi gerekir.

Gazete ve dergilerin uyacağı hususlar – Madde 12

Gazete ve dergiler tarafından toplanacak para yardımları, bankada açılacak özel bir hesaba yatırılır.

Yardıma katılan kişilerin adları ve yardım tutarı, yardımda bulunanın aksi yönde isteği olmadıkça, gazete ve dergide yayımlanır. Faaliyet sonunda toplanan yardımın miktarı, gazete ve dergi ile açıklanır.

Kamu görevlilerinin çalışabilmesi – Madde 13

Kamu görevlileri, vali veya kaymakamdan izin almadıkça yardım toplama faaliyetlerinde çalışamazlar.

Çalışması için izin verilen kamu görevlilerine, her ne ad altında olursa olsun ücret verilemez. Ancak, Türk Hava Kurumu tarafından kurban derisi, bağırsak toplamak, fitre ve zekat zarfı dağıtmak suretiyle yardım toplama faaliyetlerinde görevlendirilen kamu personeline Kurumca ücret verilebilir.

Silahlı Kuvvetler, adli ve idari yargıda görevli hakim ve savcılar ile güvenlik kuvvetleri mensupları ve özel kolluk görevlileri, yardım toplama faaliyetlerinde çalışamazlar.

Sorumluluk – Madde 14

Yardım toplama faaliyetine girişenler bu faaliyetin düzenli ve verimli bir şekilde yürütülmesinden, süresi içinde sonuçlandırılmasından, toplanan para ve eşyanın korunmasından ve amaca uygun şekilde kullanılmasından sorumludur.

İzin veren makamca yapılacak işler – Madde 15

Yardım toplama iznini veren makamca, her yardım toplama faaliyeti için bir dosya tutulur.

Yardım toplama faaliyetinde görev alacaklara, faaliyetin konu ve süresini de belirten fotoğraflı bir kimlik belgesi verilir. Kimlik belgesi, faaliyetin sonunda geri alınıp, o işe ait dosyada saklanır.

Dördüncü Bölüm: Denetim

Faaliyetlerin denetimi – Madde 16

Yardım toplama faaliyetleri ile sağlanan net gelirin gerçekleştirilmek istenen amaç doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığı izin veren makamın gözetim ve denetimine tabidir.

İzin veren makam, gerekli denetlemeyi yaptırmak üzere, memurlar arasından veya dışarıdan yeterli sayıda denetçi görevlendirir ve ilgililere bildirir.

(Değişik fıkra:27/12/2020-7262/9 md.) Denetim ile görevlendirilenler ve izin vermeye yetkili makamlar, yardım toplama faaliyetiyle ilgili olanlar ile kamu kurum ve kuruluşlarından, bankalar dâhil gerçek ve tüzel kişilerden denetim görevi kapsamına giren hususla sınırlı olarak ilgili bilgi ve belgeyi isteme yetkisine sahiptir. Talepte bulunulanlar özel kanunlarda yazılı hükümleri ileri sürerek bilgi ve belge vermekten kaçınamazlar.

Anayasa Mahkemesinin 18/1/2024 Tarihli ve E: 2021/28, K: 2024/11 Sayılı Kararı ile bu fıkra iptal edilmiştir. Kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra (3/1/2025) yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır.

Eski eser ve anıtların onarılması için yardım toplamaya izin verilmiş olan hallerde, Vakıflar Genel Müdürlüğü veya Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ayrıca denetleme yapılabilir.

Kesinhesabın çıkarılması – Madde 17

Sorumlu kurullar, yardım toplama süresinin bitiminden itibaren on gün içinde toplanan yardımın kesinhesabını çıkarmak ve bir örneğini izin veren makama vermekle yükümlüdürler. Zorunlu hallerde bu süre, izin veren makamca otuz güne kadar uzatılabilir.

İzin veren makam, kesinhesabın bir örneğini denetçilere gönderir.

Denetim sonucu – Madde 18

Denetçiler, yardım toplama faaliyetlerinin belgelerini ve kesinhesabını inceleyerek, sonucu bir rapor halinde ve belirlenen süre içinde, görevlendiren makama verirler.

Denetleme raporu – Madde 19

Denetleme raporunun:

a) Yardım toplama faaliyetinin brüt gelirini,

b) Yardım toplama faaliyeti için yapılan gideri,

c) Yardım toplama faaliyeti sonunda sağlanan net geliri,

d) Bu gelirin amacı gerçekleştirmede yeterli olup olamayacağı konusundaki bilgiyi,

e) İzin veren makamca incelenmesi istenen hususlarla ilgili açıklamaları,

İçermesi gerekir.

Denetçiler, girmesinde yarar gördükleri hususları da rapora yazarlar.

Denetçilere verilecek ücret – Madde 20

Denetçilere verilecek ücretin miktarı İçişleri ve Maliye Bakanlıklarınca birlikte tespit olunur ve bu ücret İçişleri Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanır.

Beşinci Bölüm

Madde 21 – 23

(Mülga: 29/5/1986 – 3294/10 md.)

Altıncı Bölüm: Çeşitli Hükümler

Yardım toplama faaliyetinin giderleri – Madde 24

Makbuzla, belirli yerlere kutu koymak veya bilgileri otomatik ya da elektronik olarak işleme tâbi tutmuş sistemler kullanmak suretiyle, bankalarda hesap açtırarak, yardım pulu çıkararak yardım toplama şekillerinde giderler, brüt gelirin yüzde onunu; eşya piyangosu düzenleyerek, kültürel gösteriler tertipleyerek, sergiler açarak, spor gösterileri, gezi ve eğlenceler düzenleyerek yardım toplama hallerinde ise giderler, brüt gelirin yüzde kırkını geçemez.

Bu fıkrada yer alan “veya bilgileri otomatik ya da elektronik olarak işleme tâbi tutmuş sistemler kullanmak” ibaresi, 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Kanunun 38 inci maddesiyle eklenmiş ve metne işlenmiştir.

Giderlerin gösterilen oranları geçmesi halinde aradaki fark, haklı nedenler olmadıkça, sorumlu kurul üyelerine ödettirilir.

Kalan yardımın devri – Madde 25

Toplanan yardımın, amacı gerçekleştirecek miktara ulaşamaması veya amacın gerçekleşmesinden sonra bir miktarının artması hallerinde; söz konusu yardımlar, izin veren makamlarca, yardım hangi amaç için toplanmış ise, o veya benzeri amacı gerçekleştirebilecek kuruluş veya kuruluşlara devrettirilir.

Basımevlerinin sorumluluğu – Madde 26

Basımevleri, izin almak suretiyle yardım toplama faaliyetine girişen kişi ve kuruluşların bastıracağı makbuz, bilet ve yardım pullarının seri ve numaralarını bastıktan sonra durumu, yedi gün içinde izin veren makama bildirmek ve basılanların birer örneğini göndermek zorundadırlar.

Yabancı temsilciliklerce yardım toplama – Madde 27

Türkiye’de yabancı temsilciliklerce yardım toplanması Dışişleri Bakanlığının iznine bağlıdır. Yabancı temsilciliklerin yardım toplama faaliyetlerinde bu Kanun hükümleri uygulanmaz.

Yardımın Devlet malı sayılması – Madde 28

(Değişik: 23/1/2008-5728/406 md.)

Yardım toplama faaliyetinden elde edilen mal ve paraları zimmetine geçiren kişi, kamu görevlisi olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununun zimmet suçuna ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır.

Cezalar – Madde 29

(Değişik:27/12/2020-7262/10 md.)

Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak izinsiz yardım toplayanlara beş bin Türk lirasından yüz bin Türk lirasına kadar idari para cezası verilir. İnternet ortamında izinsiz yardım toplanması hâlinde ise on bin Türk lirasından iki yüz bin Türk lirasına kadar idari para cezası verilir.

İzinsiz yardım toplanmasına yer ve imkân sağlayanlar, uyarılmalarına rağmen bu faaliyeti sonlandırmazsa beş bin Türk lirası idari para cezası ile cezalandırılır.

Bu Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca belirlenen usul ve esaslara aykırı olarak yurt dışına yardım yapan sorumlu kurul üyelerine, beş bin Türk lirasından yüz bin Türk lirasına kadar idari para cezası verilir.

Anayasa Mahkemesinin 18/1/2024 Tarihli ve E: 2021/28, K: 2024/11 Sayılı Kararı ile bu fıkra iptal edilmiştir. Kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra (3/1/2025) yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır.

Bu Kanunun 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı hareket edenlere beş bin Türk lirasından yirmi bin Türk lirasına kadar idari para cezası verilir. Ancak bu aykırılığın kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde gerçekleşmesi hâlinde, dokuzuncu fıkra uyarınca yetkilendirilen makamın yapacağı bildirim üzerine, ilgili kamu kurum ve kuruluşunda çalıştırılma biçimine bakılmaksızın görev yapanlar hakkında ilgili mevzuatı uyarınca disiplin hükümlerine göre işlem yapılır ve sonucu yetkili makama bildirilir.

İzin verilen yardım toplama şekli dışında 5 inci maddede belirtilen diğer yardım toplama şekillerine göre izinsiz yardım toplayanlar, uyarılmalarına rağmen bu faaliyeti sonlandırmazsa beş bin Türk lirasından yirmi bin Türk lirasına kadar idari para cezası ile cezalandırılır.

İzin vermeye yetkili makamın izin verdiği yer dışında yardım toplayanlar, uyarılmalarına rağmen bu faaliyeti sonlandırmazsa beş bin Türk lirasından yirmi bin Türk lirasına kadar idari para cezası ile cezalandırılır.

Bu Kanunun diğer hükümlerine aykırı davranışta bulunanlara, fiilleri suç oluşturmadığı takdirde, bin Türk lirası idari para cezası verilir.

Yukarıdaki fıkralara aykırı davranış sonucu izinsiz toplanan mal ve paralara el konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir.

Anayasa Mahkemesinin 18/1/2024 Tarihli ve E: 2021/28, K: 2024/11 Sayılı Kararı ile bu fıkra iptal edilmiştir. Kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra (3/1/2025) yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır.

Bu maddede yazılı olan idari yaptırımlara karar vermeye yardım toplama iznini veren makam yetkilidir. İzinsiz yardım toplanması hâlinde idari yaptırımlara vali karar verir. Vali bu yetkisini vali yardımcılarına veya kaymakamlara devredebilir.

Yönetmelik – Madde 30

Bu Kanunun 5, 8 ve 23 üncü maddelerinde öngörülen hususları ve Kanunun uygulamasına ilişkin esas ve usulleri belirleyen yönetmelik, İçişleri ve Maliye bakanlıklarınca Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içerisinde hazırlanarak Resmi Gazetede yayımlanır.

Saklı tutulan hükümler – Madde 31

Mevzuat hükümlerine göre bazı derneklere, vakıflara, meslek kuruluşlarına ve kamu kuruluşlarına tanınmış hak ve ayrıcalıklar saklıdır.

Kaldırılan hükümler – Madde 32

23 Teşrinisani 1331 tarihli Cem’i İanat Nizamnamesi yürürlükten kaldırılmıştır.

Geçici Madde 1

(2860 sayılı Kanunun kendi numarasız geçici maddesi olup teselsül için numaralandırılmıştır.)

Cem’i İanat Nizamnamesine göre yürütülmekte olan yardım toplama faaliyetleri, bu Kanunun 30 uncu maddesinde gösterilen yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, bu Kanunda belirtilen usullere uydurulur.

Yürürlük – Madde 33

Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme – Madde 34

Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

Yıllık Tecrübe
0 +
Mutlu Müvekkil
0 +
Dava Takibi
0 +
Başarı Oranı
% 0 +

Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru

Ceza davalarında ve hukuk uyuşmazlıklarında gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması açısından alanında uzman bir avukattan hukuki yardım alınması faydalı olacaktır. Yargılama sırasında herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve yargı kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir. 

Alanında yetkin Kayseri Avukat kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvuru sürecinde taraflara hukuki yardım sunmaktadır. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvuru sürecinde herhangi bir mağduriyete veya hak kaybına uğramamak için gerekli başvuruların zamanında ve usulüne uygun yapılması büyük önem arz etmektedir. Bu süreçte, alanında uzman bir avukattan hukuki yardım alınması faydalı olacaktır. Zülküf Arslan Hukuk Bürosu olarak; Yalçınkaya Kararı başta olmak üzere AİHM kararlarının Türkçe çevirilerini yapan Eski AİHM Hukukçusu Dr. Orhan Arslan koordinatörlüğünde müvekkillerimize Anayasa Mahkemesi ve AİHM başvurusunun yanı sıra emsal AYM ve AİHM Kararları çerçevesinde yeniden yargılama başvurusu hususunda da hukuki destek vermekteyiz.

Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’ne başvuru yapmak ve süreci takip etmek için bir avukat arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile başvuru ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.