Kayseri Avukat - Kayseri Ceza Avukatı - Kayseri Boşanma Avukatı - Kayseri Kira Avukatı - Kayseri Gayrimenkul Avukatı - Kayseri İş Hukuku Avukatı - Avukat Zülküf Arslan Hukuk Bürosu

Bilişim Sistemine Girme Suçu

Bilişim Sistemine Girme Suçu

Bilişim hukuku ile ilgili kanuni düzenlemeler, genel olarak 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’da yer almaktadır.  Bununla birlikte 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda veya özel bazı kanunlarda düzenlenen bilişim suçları; doğrudan düzenlenen bilişim suçları (bilişim sistemine girme, bilişim sistemini engelleme veya bozma vb.) ve dolaylı olarak düzenlenen bilişim suçları (bilişim yoluyla dolandırıcılık, hırsızlık suçu vs.) olmak üzere iki farklı kategoride değerlendirilebilir. Suçun niteliği ve ceza miktarına göre bilişim suçları asliye ceza veya ağır ceza bilişim mahkemelerinde görülmektedir. 

Bilişim Sistemine girme suçu ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 243. maddede düzenlenmiştir;

(1) Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren veya orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.

(2) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir.

(3) Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(4) Bir bilişim sisteminin kendi içinde veya bilişim sistemleri arasında gerçekleşen veri nakillerini, sisteme girmeksizin teknik araçlarla hukuka aykırı olarak izleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bilişim sistemleri üzerinde manipülasyona sebep olan ve kişi hak, özgürlüklerinin kısıtlanmasını sağlayan tüm hal ve durumlar, bilişim suçu kapsamında değerlendirilir. Bu bağlamda yargılama sırasında herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir. Gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması ve herhangi bir hak kaybı yaşanmaması açısından alanında uzman bir Kayseri bilişim avukatından hukuki yardım almaları faydalı olacaktır.

Alanında yetkin Kayseri Bilişim Avukatı kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, güncel mevzuat ve Yargıtay kararları çerçevesinde savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek bilişim suçları ile ilgili uyuşmazlık ve dava süreçlerinde taraflara avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır.

Bilişim Sistemine Girme Suçu

Bilişim suçları, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 243 ila 245 maddeleri arasında “Bilişim Alanında Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Bilişim sistemine girme suçu, bir bilişim sistemine hukuka aykırı bir şekilde girme ve orda kalmaya devam edilmesi ile oluşur (TCK m.243/1). Bilişim sistemindeki verileri yok etme veya değiştirme fiillerinin işlenmesi halinde suçun daha fazla cezayı gerektiren nitelikli hali vücut bulur (TCK m.243/3). Bilişim sistemine girme suçu, uygulamada bilişim sistemine müdahale suçu olarak da adlandırılmaktadır. Bilişim sistemi; Windows, Mac, Linux gibi işletim programları, e-mailler, Facebook, Instagram ve Twitter gibi sosyal medya uygulamaları ile Whatsapp gibi mesajlaşma uygulamalarını da kapsayan her türlü bilgisayar ve veri sistemlerini ifade etmektedir.

Bilişim sistemine girme, bir bilişim sisteminde bulunan verilere uzaktan bağlanmak suretiyle veya bizzat elektronik sisteme fiziki yakınlık yoluyla erişmek anlamına gelmektedir. Bilişim sistemine girme suçu, bilişim suçları içerisinde işlenmesi en basit olan suç tipidir. Örneğin, bir kişinin Facebook, Twitter, Instagram, e-mail adreslerine izni olmadığı halde kullanıcının şifresini veya diğer güvenlik önlemlerini devre dışı bırakarak erişmek bilişim sistemine girme suçu olarak cezalandırılır. Hemen belirtelim ki, kullanıcının erişime izin verip vermediği pek çok şekilde anlaşılabilir. Örneğin, Facebook’ta sanal ortamda arkadaşlık bağı kurularak veya kullanıcının belli seçenekleri tercih etmesi yoluyla hangi bilgileri, kime erişime açtığı kendisi tarafından belirlenir. Kullanıcının erişime açmadığı bilgilerine usulsüz bir şekilde elektronik ortamda bazı hileler kullanarak ulaşmaya çalışmak bilişim sistemine girme suçunun işlenmesine neden olur.

Bilişim sistemine girme suçunda mağdurun rızası hukuka uygunluk nedenidir. Yani, bilişim sistemi üzerinde hak sahibi olarak faydalanma yetkisi olan kişi, başka bir kimseye sisteme girme izni vermiş veya giriş şifresini vermişse, failin bilişim sistemine girme fiili hukuka uygun hale gelir.

Yargılama sırasında herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir. Gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması ve herhangi bir hak kaybı yaşanmaması açısından alanında uzman bir Kayseri bilişim avukatından hukuki yardım almaları faydalı olacaktır.

Bilişim sistemine girme başta olmak üzere bilişim suçları ile ilgili daha fazla bilgi edinmek için Kayseri bilişim avukatı kadromuzun hazırladığı makale ve kararları inceleyebilirsiniz. Kayseri bilişim avukatı arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.

Bilişim Sistemine Girme Nasıl Gerçekleştirilir?

Bilişim sistemine girme suçu birbirinden farklı fiillerle işlenebilir. Erişimi gerçekleştirmek için gevşek güvenlik önlemlerinden faydalanılabileceği gibi, var olan güvenlik önlemlerindeki boşluklar da kullanılabilir. Ağ üzerinden virüsler (komik resimler, kutlama kartları veya ses ve görüntü dosyaları gibi ekler halinde), truva atı (trojan horse), macro virüsü, solucanlar gibi kullanılarak veya sistemin açık kapıları zorlanarak giriş yapılabilir. Bilgisayar veri ve sistemlerine yapılan izinsiz giriş, aynı zamanda, “bilgisayara tecavüz”, “kod kırma” ya da “bilgisayar korsanlığı” olarak da tanımlanmaktadır. Bu bilişim suçları, başkasına ait bilgisayarın açılarak içindeki verilerin görülmesi biçiminde işlenebileceği gibi bir ağ aracılığıyla bilişim sisteminde oturum açılması yoluyla da işlenebilir. Girmede, iletişimin kablolu veya kablosuz olması ile mesafenin yakın ve uzak olması arasında da fark yoktur. Bir bilişim sistemine e-posta veya dosya gönderilmesi durumunda, bilişim sistemine girme söz konusu olmayıp yalnızca veri gönderildiğinden bu durum girme kapsamında düşünülemez. Mağdurun kişisel bilgisayarına ait işletim sistemine (Windows, Linux vs.), bir başka internet kullanıcısının, mağdurun rızası olmaksızın girmesi de suç oluşturacaktır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi-Karar No:2014/11836).

Bilişim sistemine girme suçunun ispatlanması açısından IP adresinin tespiti çok önemlidir. IP adresi, internet bağlanan her bilgisayara sistem tarafından ayrı ayrı verilen bir nevi kimliktir. İki tür IP adresi vardır:

Statik IP Adresi: Hangi cihaz veya sunucu için belirlenmişse, o cihaz veya sunucu için sabit kalan, değişmeyen internet adresidir.

Dinamik IP adresi: İnternete her bağlanıldığında değişen bir IP adresidir. IP adresleri sınırlı olduğundan internet servis sağlayıcıları, internete bağlanan kullanıcıya her seferinde ayrı bir IP adresi verir, kullanıcının internet bağlantısı kesildiğinde aynı IP adresi internete bağlanan başka bir kullanıcıya verilir.

Bilişim sitemine girme suçunun işlendiği cihazın internete bağlanması için gerekli olan IP adresi servis sağlayıcıdan sorularak tespit edilmektedir. IP adreslerinin yeterli olmadığı hallerde GSM şirketleri tarafından bir IP adresi, birden fazla kişiye PORT yapılarak verilebilmektedir. Bilgisayar içindeki her program, iletişim için ayrı birer port kullanmaktadır. Bu nedenle bilgisayardaki programların iletişimi için IP ve port numarası olmak üzere iki tane adres numarası gerekmekte, IP adresi Port numarası olarak gösterilmektedir. Tutulmasında yasal zorunluluk bulunmayan PORT bilgisine ulaşıldığında, birden fazla kişiye verilen IP’nin, suçun işlendiği saatte kim tarafından kullanıldığının belirlenmesi mümkün olmaktadır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi-Karar No:2014/9860).

Bilişim Sistemine Girme Suçunun Cezası

Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren veya orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir (TCK m.243/1). Bu yaptırımlar, bilişim suçunun basit şekli içindir. Yani bu ceza yaptırımı, bilişim sistemine girip sistemde hiçbir değişiklik yapmadan çıkıldığı takdirde karşılaşılabilecek ceza yaptırımıdır.

Bilişim sistemine girmeye yönelik fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir.

Bilişim Sistemindeki Verileri Yok Etme veya Değiştirme Suçunun Cezası

Bilişim sistemine girme fiili nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur (TCK m.243/3). Örnek olarak bir kişinin Facebook, Twitter veya e-mail adresine girilmesi nedeniyle kayıtlı bilgiler yok olursa sanık bu fıkra kapsamında cezalandırılacaktır. Bu fıkra ile ilgili dikkat edilmesi gereken nokta; sanığın sistemdeki bilgileri değiştirmek için özel bir çabası olmamasına rağmen, sadece sisteme girildiği için bu bilgiler değişmeli veya yok olmalıdır. Bununla birlikte bir kişinin Instagram hesabına girerek resim koymak TCK md.243/3 kapsamında değil, TCK md.244’de düzenlenen bilişim sistemini engelleme, bozma, erişilmez kılma, verileri yok etme veya değiştirme suçu çerçevesinde cezalandırılacaktır.

Bilişim Sistemindeki Verileri İzleme Suçunun Cezası

Bir bilişim sisteminin kendi içinde veya bilişim sistemleri arasında gerçekleşen veri nakillerini, sisteme girmeksizin teknik araçlarla hukuka aykırı olarak izleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK m.243/4).

Bilişim Sistemine Girme Suçunun İspatlanması

Öncelikle erişilen bilişim sisteminin müştekiye ait olup olmadığı belirlenmektedir. İşlenen bilişim suçunun özelliğine göre kullanıcıların IP adresleri tespit edilmekte, bilgisayar harddisklerine el konularak incelenmektedir. Şüpheli, söz konusu bilgisayarı veya elektronik aracı başkasının kullandığı savunmasını ileri sürüyorsa bu savunma çerçevesinde başkasının sisteme girip girmediği incelenmektedir. Eğer şüpheli kendi bilgisayarı veya elektronik aracı dışında bir bilgisayar veya araç kullanarak mağdurun sistemine girmişse buna dair inceleme ve araştırma yapılır, varsa bu hususla ilgili tanıklar dinlenir. Bilişim sistemine girme suçu yalnızca teknoloji kullanılarak ispatlanmaz, bilişim suçunun özelliğine göre tanıklarla da sonuca ulaşılabilir.

Bilişim Suçlarında Şikayet, Zamanaşımı ve Uzlaşma

Bilişim sistemine girme suçu, savcılık tarafından kendiliğinden soruşturulması gereken suçlardandırlar. Bu nedenle, bilişim suçlarının soruşturulması şikayete tabi değildir. Mağdurun şikayetten vazgeçme beyanı ceza davasının düşmesine neden olmaz. Bununla birlikte bilişim sistemine girme suçu, uzlaşma kapsamında olan suçlardan da değildir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre bilişim sistemine girme suçunun dava zamanaşımı 8 yıldır. Dava zamanaşımı süresi geçtikten sonra suç ihbarında bulunulması veya kamu davasının zamanaşımı süresinde sonuçlandırılmaması halinde suçun soruşturulması veya kovuşturulması mümkün değildir.

Müşteki, daha önce şikayet hakkını kullanma imkanını bulamamış olsa bile yargılamanın ceza mahkemesindeki aşamalarında davaya müdahil olarak taraf sıfatını kazanabilir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) ve Cezanın Ertelenmesi Şartları

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB), sanık hakkında verilen kararın hiçbir hukuki sonuç doğurmaması, sanık hakkındaki denetim süresi olumlu geçerse davanın düşürülmesidir. Sanık hakkında HAGB kararı verildiğinde sanığın medeni ve siyasi hiçbir hakkına sınırlama gelmediği gibi adli sicil kaydı da olmaz. Bilişim sistemine girme suçu için de, şartlarının varlığı halinde HAGB kararı verilmesi mümkündür.

Bu kapsamda HAGB kararı verilmesi için varsa mağdurun zararı karşılanmalıdır. Bilişim suçları işlendiğinde çoğu zaman maddi bir zarar da ortaya çıkmaktadır. İşlenen bilişim suçu nedeniyle ortaya çıkan zarar, mağdurun mevcut parasal durumunda bir azalma şeklinde olabileceği gibi mağdura ait bilişim sisteminin zarar görmesi şeklinde de olabilir. Her iki halde de işlenen bilişim sistemine girme suçu nedeni ile mağdura doğrudan bir zarar verilmektedir. Mağdura bu şekilde verilen zarar sanık tarafından karşılandıktan sonra bilişim sistemine girme suçu ile ilgili HAGB kararı verilebilir.

Ceza ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Bilişim sistemine girme suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında erteleme hükümlerinin uygulanması da mümkündür.

Bilişim Sistemine Girme Suçuna ilişkin Emsal Yargıtay Kararları

Yargıtay 12. Ceza Dairesi

Esas No: 2015/9555 Karar No: 2016/10731 Karar Tarihi: 22.06.2016

1-) Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde:

Sanık ile katılanın evli iken aralarında görülen boşanma davası bulunduğu, sanığın, katılanın kullandığı iki farklı mail adresini ele geçirdiği, bu mail adreslerinde kayıtlı bulunan katılanın üçüncü kişilerle yaptığı yazışmaların çıktılarını alarak, katılanla aralarında görülen boşanma davasına delil olarak sunduğu olayda;

Katılanın üçüncü kişilerle yaptığı yazışmaların, sanık tarafından katılanla aralarında görülen boşanma davasına delil olarak vermesi biçimindeki eylemi, TCK’nın 132/2. maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları kapsamında değerlendirilebilir ise de, görüşme ayrıntıları dökümünü üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına dair hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, boşanma davasındaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, sanığın beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan ve vekilinin, atılı suçun unsurlarının oluştuğuna ve mahkumiyet istemlerine dair tüm temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanık hakkında beraat hükmü kurulurken, uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,

Kanuna aykırı olup, katılan ve vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8. maddesi uyarınca (mülga) 1412 Sayılı 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinde yer alan “BERAATİNE,” ibaresinden önce gelmek üzere, hüküm fıkrasına “CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince” ibaresinin ilave edilmesi ve hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

2-) Sanık hakkında sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince:

Sanık ile katılanın evli iken aralarında görülen boşanma davası bulunduğu, sanığın, katılanın kullandığı iki farklı mail adresini ele geçirdiği, bu mail adreslerinde kayıtlı bulunan katılanın üçüncü kişilerle yaptığı yazışmaların çıktılarını alarak, katılanla aralarında görülen boşanma davasına delil olarak sunduğu olayda,

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, atılı suçun unsurlarının oluşmadığına ve beraat istemine dair sair, katılan ve vekilinin ise, sanık hakkında takdiri indirim hükümlerinin uygulanamayacağına ve alt sınırdan daha fazla uzaklaşılarak ceza verilmesi istemine dair yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Sanığın savunmasında, katılanla evli olduğu dönemde mail adreslerinin şifrelerini bilmesi sebebiyle mail adreslerine girdiğini, mail adreslerinin şifrelerini kırmadığı ve değiştirmediğini beyan ettiği, sanığın kullandığı bilgisayar üzerinde yapılan inceleme sonrası düzenlenen bilirkişi raporlarında da, sanığın, katılana ait mail adreslerine girdiğinin tespit edildiği, ancak üçüncü kişilerle yazışma yaptığına dair kayıtlara rastlanmadığının bildirildiği dikkate alındığında, sanığın aksi kanıtlanamayan savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın, katılana ait iki farklı mail adreslerine izinsiz olarak girme eyleminin sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçunu değil, TCK’nın 243/1.maddesinde düzenlenen bilişim sistemine girme suçunu oluşturduğu gözetilmeden suçun vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,

Sonuç: Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 22.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi

Esas No: 2015/15933 Karar No: 2016/277 Karar Tarihi: 13.01.2016

… II-) Sanık A. K.’nun hakaret ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından mahkumiyetine dair hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Anayasa Mahkemesinin, Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarına dair 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilerek yapılan incelemede:

Sanığın, katılan ile internette tanıştığı ve bir süre telefonda ve msn üzerinden görüntülü görüşerek arkadaşlık yürüttüğü, sanığın teklifi üzerine katılanın, kendisi, kızı ve sanık ile birlikte bir otelde yaklaşık 1 hafta süreyle tatil yaptıkları, bilahare arkadaşlıklarının bitmesi üzerine, sanığın, katılanın arkadaşlarına, değişik zamanlarda başka elektronik posta adresleri üzerinden, katılanın tatilde deniz kenarında bikini ile güneşlenirken çekilen fotoğrafları, otelde bar ortamında çekilen fotoğrafları, eski erkek arkadaşları ile olan fotoğrafları ve msn üzerinden görüntülü görüşme sırasında çekilen çıplak ve yarıçıplak görüntüleri ile web kamera karşısında soyunurken çekilen video görüntüleri gibi özel yaşam alanına dair fotoğraf ve video görüntülerini rızası dışında göndermek suretiyle ifşa ettiği, ayrıca yine katılana yönelik hakaret içeren o…, namussuzluğu ve şerefsizliği sende gördüm, herkesle birlikte oluyorsun vb ifadeleri fotomontajlı çıplak fotoğraflarla birlikte katılanın arkadaşlarına gönderdiği olayda; tüm dosya kapsamı ile katılan ve tanık beyanları ile sanığın eylemleri sabit olduğundan mahkemece sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal ve hakaret suçlarından mahkumiyet kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup,

Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, sanığın atılı suçu işlemediğine, mahkumiyete yeter delil bulunmadığına, eksik incelemeye, takdiri indirim nedeninin uygulanmadığına, alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verildiğine ilişkin, katılan vekilinin ise bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA,

III-) Sanık hakkında sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince,

Sanığın, katılan ile internette tanıştığı ve bir süre telefonda ve msn üzerinden görüntülü görüşerek arkadaşlık yürüttüğü, sanığın teklifi üzerine katılanın, kendisi, kızı ve sanık ile birlikte bir otelde yaklaşık 1 hafta süreyle tatil yaptıkları, arkadaşlıklarının bitmesi üzerine bilahare sanığın, katılanın kullandığı elektronik posta adresine rızası dışında birçok kez girdiği olayda, sanığın, bu şekildeki eyleminin Türk Ceza Kanunu’nun 243/1. maddesine uyan bilişim sistemine girme suçunu oluşturduğu ve mahkemenin hükmün gerekçesinde de eylem bu şekilde kabul edildiği halde, sanık hakkında bilişim sistemine girme suçu yerine, TCK’nın 244. maddesinde düzenlenen sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçundan hüküm kurulmak suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,

Sonuç: Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 Sayılı 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 13.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay 23. Ceza Dairesi

Esas No: 2016/12046 Karar No: 2016/9457 Karar Tarihi: 9.11.2016

Sanığın internet üzerinden araç satışı yönünde vermiş olduğu ilanı gören katılanın aracı almak konusunda görüşerek anlaştıkları, anlaşma kapsamında katılanın sanığın hesabına 1.000 TL kapora gönderdikten sonra katılanın sanığa ulaşamadığı bu suretle dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan somut olayda;

Sanığın subut bulan nitelikli dolandırıcılık eylemi yönünden mahkumiyeti yönündeki mahkeme kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.

Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 09.11.2016 tarihinde oyçokluğuyla ile karar verildi.

Yargıtay 23. Ceza Dairesi

Esas No: 2015/9092 Karar No: 2016/8136 Karar Tarihi: 23.06.2016

Sanığın www.sahibinden.com isimli internet sitesinden verdiği cep telefonu ilanını gören mağdurun sanıkla iletişime geçerek telefonun 750 TL’ye satımı hususunda anlaşmaları üzerine, mağdurun sanığın hesabına banka havalesi ile 750 TL bedeli göndermesine rağmen sanığın telefonu göndermediği anlaşıldığından bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Türk Ceza Kanunu’nun 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda uygulamasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 23.06.2016 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

Yargıtay 23. Ceza Dairesi

Esas: 2015/8938 Karar: 2016/7615 Tarih:13.06.2016

Sanığın aracını satmak amacıyla internet sitesine ilan verdiği, katılanın irtibat numarasından sanığı aradığı ve tarafların aralarında aracın alım satımı hususunda anlaştıkları, akabinde katılanın kapora adı altında sanığın hesabına 250 TL gönderdiği, sanığın ise katılanın gönderdiği parayı almasına karşın aracın satışını katılana yapmamak suretiyle üzerine atılı suçu işlediği anlaşıldığından mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 13/06/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Yargıtay 23. Ceza Dairesi

Esas: 2015/6382 Karar: 2016/7424 Tarih: 8.06.2016

Katılanların, “www.sahibinden.com” isimli internet sitesi üzerinden ilan verilen otomobilleri satın almak amacıyla, aynı ilanlarda verilen telefon numaralarını arayıp sanıkla irtibat kurdukları, anlaşma sağlanmasının akabinde sanığın kendilerine bildirdiği hesaba kaparo yatırdıkları, ancak sanığa bir daha ulaşamadıkları, bu suretle sanığın haksız menfaat temin ettiği iddia ve kabul olunan olayda,

1- Eylemin TCK’nın 158/1-f-son maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması

2- Kabule göre de ;

TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan” yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 08/06/2016 tarihinde bozmada oybirliği gerekçe yönünden oyçokluğu ile karar verildi.

Yargıtay 22. Ceza Dairesi

Esas No: 2015/3457 Karar No: 2015/2550 Karar Tarihi: 24.06.2015

1-) Suça Sürüklenen Çocuk … hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;

Eylemin birden fazla gerçekleştirilmesi karşısında TCK’nın 43. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre suça sürüklenen çocuk … müdafinin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,

2-) Suça sürüklenen çocuk … hakkında bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;

Dosya kapsamına göre başka temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Sanığın bilişim sistemini kullanarak … adlı siteye şifresini ele geçirmek suretiyle girip, kendine ait iki hatta kontör yüklemesi şeklindeki eyleminde kastının malvarlığına yönelik olması nedeniyle, eyleminin TCK’nun 142/2-e maddesine uyan tek suç oluşturduğu gözetilmeyerek, ayrıca TCK 243/1. maddesinden yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

Kabule göre de ;

Suça sürüklenen çocuk müdafinin lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep etmesi, suça sürüklenen çocuğun yaşı da gözetilerek, hakkında TCK 50. maddesinin uygulanması zorunluluğu ile TCK 62. maddenin uygulanıp uygulanmayacağı konusunda karar verilmemesi,

Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olmakla, hükmün istem gibi BOZULMASINA, 24. 06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi

Esas No: 2014/15082 Karar No: 2015/1624 Karar Tarihi: 2.02.2015

Sanıkların dava konusu edilen eylemleri ve dosya kapsamına nazaran, aralarında menfaat çatışması olmadığı değerlendirilen ve kovuşturma aşamasında kendilerini müdafii ile temsil ettirmeyen sanıklar adına, temyiz aşamasında, aynı vekaletnameye dayalı olarak tayin edilen müdafii tarafından temyiz yasa yoluna başvurulmuş olmasında, hukuka aykırılık bulunmadığı belirlenerek yapılan incelemede:

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiinin temel cezaların tayininde asgari hadden uzaklaşılmasına, hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmamasına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Sanıklar hakkında düzenlenen 07.09.2011 tarihli iddianamedeki anlatıma ve mahkemenin kabulüne göre; bir firmada müşteri temsilcisi olarak çalışan mağdur …‘in evlilik işlemleri için izne ayrıldığı dönemde, iş yeri lojistik bölümü müdürü olan sanık … ve aynı birimde çalışan sanık M’in, mağdura ait MSN adresine izinsizce giriş yapıp, burada kayıtlı olan mağdurun elektronik iletilerini ele geçirerek, bu elektronik iletileri, mağdurun işten çıkarılmasına gerekçe olarak kullandıkları olayda,

Sanıkların sübut bulan bilişim sistemindeki mağdura özel kısma girip, hakları olmadığı halde sistemde kalmaya devam etme eylemlerinin TCK’nın 243/1. maddesinde tanımlanan bilişim sistemine girme ve mağdura ait içeriği özel elektronik iletileri okuyup, tarafı olmadıkları haberleşme içeriklerini kaydetmeleri eylemlerinin TCK’nın 132/1. maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarını oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek, sanık …hakkında TCK’nın 136/1. maddesindeki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve sanık … hakkında TCK’nın 134/1. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,

Kabul ve uygulamaya göre de:

1- Uzlaşma kapsamında olan özel hayatın gizliliğini ihlal suçu ile ilgili olarak sanık … ve mağdur …‘e uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul veya reddetmelerinin hukuki sonuçları anlatılıp, CMK’nın 254/1. maddesi uyarınca sanığın ve mağdurun bu yönde beyanları alındıktan sonra, sanık …‘nın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,

2- Sanık …hakkında TCK’nın 53. maddesi tatbik edilirken, 3. fıkraya aykırılık oluşturacak şekilde, TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar”, diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi

Esas No: 2014/931 Karar No: 2014/17246 Karar Tarihi: 8.09.2014

Dosya kapsamına göre, sanığın, kendisi ile aynı iş yerinde çalışması nedeniyle tanıdığı katılana ait …elektronik posta adresini ve şifresini, onun bilgisi ve rızası dışında ele geçirip, hakkı bulunmadığı halde bilişim sistemindeki katılana özel kısma girdiği ve bu adres üzerinden, katılan tarafından yazılıyormuş algısı doğuracak şekilde, katılanın arkadaşlarıyla sohbet yaparak, hukuka aykırı olarak sistemde kalmaya devam ettiği, ayrıca, katılanın isim ve soyisminden faydalanarak oluşturduğu başka bir MSN elektronik posta adresi üzerinden, katılanın arkadaşlarına pornografik içerikli resimler gönderdiği olayda,

Katılanın aktif kullanımında olan, herkes tarafından bilinmeyen veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olmayan, ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı elektronik posta adresini, rızası dışında ele geçiren sanık hakkında verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, TCK’nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle, aynı Kanun’un 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi, bilişim sistemindeki katılana özel kısma girip, hukuka aykırı olarak sistemde kalmaya devam eden sanık hakkında, TCK’nın 243/1. maddesindeki bilişim sistemine girme suçundan ayrıca mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi sayılmamıştır.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 08.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay 15. Ceza Dairesi

Esas No: 2013/14216 Karar No: 2014/3241 Karar Tarihi: 20.02.2014

Sanığın, müştekinin MSN şifresini ele geçirerek tanık olan kardeşinden kontör talep etmek suretiyle haksız menfaat temin etmesi eyleminin dolandırıcılık suçu yanında TCK’nın 243. maddesinde düzenlenen bilişim sistemine girme suçunu da oluşturduğu halde bu suçtan kamu dava açılmamış ise de, zamanaşımı süresi içinde açılması mümkün görülmüştür.

Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.

Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hal saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.

Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tabi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.

Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten süjelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.

Sanığın, müştekinin MSN şifresini haksız olarak ele geçirdiği, akabinde bu şifreyi kullanarak müştekinin kız kardeşi olan tanık S.. İ..’dan müşteki adına kontör talebinde bulunduğu, tanık Selime’nin de iki adet 250 kontörlük kartı satın alarak şifrelerini sanığa gönderdiği, bu şekilde sanığın atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda,

1- Sanığın savunmasında suçlamaları kabul etmemesi ve suça konu kontörleri acil paraya ihtiyacı olduğunu söyleyen tanımadığı bir şahıstan aldığını belirtmesi karşısında; katılanın kardeşi olan tanık S.. İ..’nın bilgisayarı ile olay tarihinde irtibat kuran ve kontör şifrelerini alan bilgisayara ait IP numarası ve kullanıcısının ilgili şirketten sorularak tespit edilmesinden sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,

2- Kabule göre de; sanığın eyleminin TCK’nın 158/1-f maddesine uyan bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirmek suretiyle haksız çıkar sağlama suçundan mahkumiyete hükmolunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.02.2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Kayseri Bilişim Avukatı – Hukuki Yardım

Alanında yetkin Kayseri Bilişim Avukatı kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, güncel mevzuat ve Yargıtay kararları çerçevesinde savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek bilişim suçları ile ilgili uyuşmazlık ve dava süreçlerinde taraflara avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır.

Yargılama sırasında herhangi bir mağduriyete ve hak kaybına uğramamak için güncel mevzuat ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi önem arz etmektedir. Gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması ve herhangi bir hak kaybı yaşanmaması açısından alanında uzman bir avukattan hukuki yardım almaları faydalı olacaktır.

Bilişim suçu ile ilgili daha fazla bilgi edinmek için Kayseri Bilişim Avukatı kadromuzun hazırladığı makale ve kararları inceleyebilirsiniz. Kayseri bilişim avukatı arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.


Google


Envelope


Facebook


Twitter


Instagram


Linkedin

\"Bilişim