AİHM Kararı: Meslekten Çıkarma Cezası Dışındaki HSK Kararlarına Karşı Yargı Yoluna Başvurulamaması
Meslekten Çıkarma Cezası Dışındaki HSK Kararlarına Karşı Yargı Yoluna Başvurulamaması Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı O. A./Türkiye Davası Başvuru No. 24492/21 6 § 1 maddesi (medeni hukuk yönü) • Mahkemeye erişim • Hâkim adayının eğitimi tamamlamasının ardından yargısal göreve atanmasının reddedildiği karara karşı yargı denetimi talep edememesi • 6. maddenin uygulanabilir olması • Eğitim gören adayların iç hukukta ve uygulamada keyfi atanma veya redde karşı “hakları” • Eskelinen testinin ilk koşulunun yerine getirilmesi • Eskelinen testinin ikinci koşulunun yerine getirilmemesi • Yasal uygunluk gerekliliklerini karşılayan başvuranın, yargı denetimi olmaksızın, atama sürecinin nihai aşaması dışında bırakılmasının hukukun üstünlüğüne dayalı bir Devletin yararına olmaması • Yargısal atama sürecinin bütünlüğü ile yargı bağımsızlığı gerekliliği arasındaki bağlantı • Hâkimlerin seçimi, atanması ve kariyerleri ile ilgili davalarda usuli adilliğin önemi • Yargı denetiminin yokluğunu haklı kılan herhangi bir istisnai ve zorlayıcı nedenin bulunmaması İkinci Bölüm – Karar O. A. / Türkiye davasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (İkinci Bölüm), başvuranın İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin Sözleşme’nin 34. maddesi uyarınca, 5 Mayıs 2021 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapmış olduğu başvuru (no. 24492/21) hakkında aşağıdaki kararı vermiştir: Giriş 1. Başvuru, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun (“HSK”), ilgili tarihte eğitimini tamamlamış bir hâkim adayı olan başvuranın yargısal göreve atanmasını onaylamayı reddetmesi ve başvuranın bu kararla ilgili olarak mahkemeye erişiminin bulunmadığı iddiası ile ilgilidir. Başvuran, Sözleşme’nin 6, 8 ve 13. maddeleri kapsamındaki haklarının ihlal edildiğinden şikâyet etmektedir. Olaylar 2. Başvuran, 1992 doğumlu olup Ankara’da ikamet etmektedir. Başvuran, İstanbul Barosuna kayıtlı Avukat O. Şahin tarafından temsil edilmiştir. 3. Hükümet, kendi görevlisi Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Dairesi Başkanı Hacı Ali Açıkgül tarafından temsil edilmiştir. 4. Dava konusu olaylar aşağıdaki gibi özetlenebilir. 5. Başvuran, Türkiye’deki bir hukuk fakültesinden mezun olmuştur. Başvuran, 24 Aralık 2016 tarihinde, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (“ÖSYM”) tarafından düzenlenen, hâkim adaylığı yazılı sınavını başarıyla geçmiştir. Başvuran, ayrıca, daha sonra Adalet Bakanlığı (“Bakanlık”) tarafından düzenlenen sözlü sınavı da başarıyla geçmiştir. Başvuran, bir Devlet hastanesinin sağlık kurulu tarafından fiziksel ve zihinsel olarak hâkimlik mesleğini icra etmeye uygun olduğunun tespit edilmesinin ardından, 28 Temmuz 2017 tarihinde, idari hâkimlik eğitimine başlamıştır. 6. Başvuran, eğitiminin sonunda, 26 Haziran 2018 tarihinde, zorunlu yazılı sınava girmiş ve 100 üzerinden 88 puan olarak bu sınavı başarıyla geçmiştir. 7. Bakanlık tarafından 13 Temmuz 2018 tarihinde yapılan sözlü mülakatın ardından, başvuranın, 11 Eylül 2018 tarihinde, idari hâkimlik eğitimini başarıyla tamamlamadığı bildirilmiştir. Bu hususta hiçbir gerekçe açıklanmamıştır. 8. Başvuran, aynı gün, Adalet Bakanlığına yazılı itirazda bulunmuştur. Başvuran, 22 Şubat 2019 tarihinde, ek bir dilekçe sunmuştur. Başvuran, mülakatı geçememesinin, kendisi aleyhinde kampanya yürüten ve bir dizi şikâyette bulunan hukuk fakültesinden sınıf arkadaşı M.Y. ile arasındaki husumetten kaynaklandığından şüphelendiğini belirtmiştir. Başvuran, kendisi ile söz konusu kişi arasındaki husumet hakkında arka plan bilgisi vermiştir. Başvuran, ayrıca, askeri lise yıllarında, (Türk yetkilileri tarafından FETÖ/PDY – “Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması”- olarak tanımlanan bir örgüt olan) FETÖ tarafından zorbalığa maruz kaldığını ve bu durumun, söz konusu okuldan erken ayrılmasına yol açtığını belirtmiştir. 9. Bakanlık, 30 Nisan 2019 tarihinde, başvuranın gittiği askeri liseden, okuldan erken ayrılmasının nedenlerine ilişkin bilgi talebinde bulunmuştur. 10. Askeri lise, başvuranın sağlık gerekçeleriyle çıkarıldığı ve disiplin kaydının bulunmadığı yanıtını vermiştir. 30 Kasım 2011 tarihli ilgili sağlık raporu, Bakanlığa sunulmuştur. 11. Bakanlık, 15 Nisan 2020 tarihinde, başvuranın itirazını kabul etmiş ve başvuranın statüsünü 13 Temmuz 2018 tarihli sözlü mülakatı geçtiği şeklinde değiştirmiştir. Bakanlık, başvuranın dosyasını, yargısal göreve atanmasının onaylanması için HSK’ya göndermiştir. 12. HSK, 13 Mayıs 2020 tarihinde, kendisine sunulan bilgilere, yani başvuranın personel sicili ile gizli ve gizli olmayan dosyalarına dayanarak, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 7. ve 8. maddelerinde düzenlenen hâkim olma şartlarını yerine getirmediğini kaydetmiş ve başvuranın yargısal göreve atanmasını onaylamayı reddetmiştir. Bununla birlikte, HSK, başvuranın hangi şartları yerine getirmediğini belirtmemiştir. 13. Başvuran, daha sonra, kararın gözden geçirilmesi için HSK’ya talepte bulunmuştur. Başvuran, bu talepte, kendisi ile M.Y. arasındaki husumetin nedenlerini açıklamış ve ayrıca, askeri okulda FETÖ’nün baskı taktiklerine nasıl direndiğini ve okul değiştirmeye nasıl zorlandığını anlatmıştır. Hukuk fakültesindeki akademik başarılarını ve aynı derecede başarılı staj dönemini anlatan başvuran, HSK’dan, göreve atanmasını onaylamasını talep etmiştir. 14. Başvuranın olaylara ilişkin anlatımına göre, HSK, kendisini, 3 Haziran 2020 tarihinde, toplantıya çağırmıştır. Bu toplantıya dair herhangi bir kayıt bulunmamaktadır ve Hükümet bu iddiaya itiraz etmiştir. 15. Başvuran, 3 Haziran 2020 tarihli toplantıda, HSK’nın, kendisini, göreve atanmasının onaylanmamasının nedeninin, 2011 yılında askeri lisedeki sağlık durumu ile ilgili olduğu konusunda bilgilendirdiğini iddia etmiştir. Hükümet, başvuranın olaylara ilişkin anlatımındaki bu unsura itiraz etmiş ve HSK’nın başvuranı bir bütün olarak aday dosyasına dayanarak göreve atamamaya karar verdiğini ileri sürmüştür. 16. Başvuran, aynı gün, ek bir yazılı dilekçe sunmuştur. Başvuran, bu yazılı dilekçede, FETÖ tarafından maruz kaldığı kötü muamele nedeniyle, askeri okula devam ettiği sırada sağlık sorunları yaşadığını açıklamıştır. Başvuran, ayrıca, bu deneyimden sonra iyileştiğini ve hayatına devam ettiğini ve daha sonraki on yıl boyunca, askeri okulda yaşadığı türden sağlıkla ilgili herhangi bir sorun yaşamadığını açıklamıştır. Başvuran, ek olarak, hâkimlik eğitimine kabul edilmeden önce sunulan tam sağlık kontrolü raporunun, meslek gereklilikleri yönünden herhangi bir sağlık engelinin bulunmadığını gösterdiğini belirtmiştir. Başvuran, hukuk fakültesinden üçüncü olarak mezun olduğunu ve ülke çapında yapılan kamu personeli sınavında ilk %8’de yer aldığını ileri sürmüştür. Başvuran, ayrıca, hukuk alanında yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra doktora derecesi için eğitime de başlamıştır. 17. HSK, 30 Haziran 2020 tarihinde, başvuranın inceleme talebini herhangi bir gerekçe sunmadan reddetmiştir. 18. Başvuran, bu karara karşı HSK Genel Kurulu önünde itirazda bulunmuştur. 19. HSK Genel Kurulu, 13 Ocak 2021 tarihinde, başvuranın ek itirazını herhangi bir gerekçe göstermeksizin reddetmiştir. 20. Başvuranın hâkim adaylığı statüsüne, 19 Ocak 2021 tarihinde son verilmiştir. 21. Başvuran, HSK’nın yargısal göreve atanmasını onaylamayı reddetmesi ve gizli sağlık verilerinin HSK tarafından kullanılması bakımından adil yargılanma hakkını ileri sürerek, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur. Anayasa Mahkemesi, HSK kararlarını inceleme yetkisinin bulunmaması nedeniyle, başvuruyu konu bakımından (ratione materiae) bağdaşmadığı gerekçesiyle reddetmiştir. İlgili Yasal Çerçeve ve Uygulama I. İç Hukuk A. Anayasal hükümler 1. Hakimler ve Savcılar Kurulu / HSK 22. HSK, hâkimlerin ve savcıların işe alınması, terfisi, disiplini ve görevden alınmasından sorumlu makamdır. HSK kararları, görevden alınma ile ilgili olanlar dışında, yargı denetimine açık değildir. 23. HSK, HSYK olarak kurulduğu 1982 yılından bu yana bir