Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karara Karşı Eksik Soruşturma Nedeniyle Kanun Yararına Bozma Talep Edilebilir mi
Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karara Karşı Eksik Soruşturma Nedeniyle Kanun Yararına Bozma Talep Edilebilir mi Hatalı gerekçe ve eksik soruşturma neticesinde verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine KYOK itirazın reddine karar verilmesi Kanun’a aykırı olup, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi kapsamında kanun yararına bozma yoluna başvuru yapılabilir. Yargıtay 11 . Ceza Dairesi Esas No: 2024/3582 Karar No: 2024/14938 Tebliğname No: KYB – 2024/56941 Kanun Yararına Bozma İnceleme Konusu: Kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karara karşı yapılan itirazın reddi Mahkemesi: Kayseri 3. Sulh Ceza Hakimliği Şikâyetçi: Kemal Ö. Vekili: Av. Zülküf Arslan Şüpheliler: Aytekin S., Gufran Ş., Melisa Ö. Suç: Bilişim sistemlerinin banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık Kanun Yararına Bozma Yoluna Başvuran: Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Tebliğname Görüşü: İlgili kararın kanun yararına bozulması Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının, 22.11.2023 tarihli ve 2023/3286 Soruşturma sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Kayseri 3. Sulh Ceza Hakimliğinin, 01.12.2023 tarihli ve 2023/7594 Değişik İş sayılı kararının (İhbarnamede sehven 2023/534 Değişik İş şeklinde yanlış belirtilmiş.), 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 271/4. maddesi uyarınca kesin nitelikte olması sebebiyle karar tarihi olan 01.12.2023’te kesinleştiği belirlenmiştir. Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun’un 309/1. maddesi uyarınca, 14.05.2024 tarihli ve 2024/7436 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 28.05.2024 tarihli ve KYB-2024/56941 sayılı Tebliğnamesi ile soruşturma dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü: I. İstem Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.05.2024 tarihli ve KYB-2024/56941 sayılı kanun yararına bozma isteminin; “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla soruşturmanın genişletilmesine karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, Dosya kapsamına göre, müştekinin Messenger isimli uygulama üzerinden kadın olduğunu düşündüğü bir kişi üzerinden sohbet ederken, sohbet ettiği kişinin 18 yaşından küçük olduğunu ve annesi olarak müştekiyi şikayet edeceğini söyleyen bir mesaj geldikten sonra müştekinin sohbeti sonlandırması akabinde, kendisini avukat olarak tanıtan bir kadının, 0534… numaralı telefon hattından kendisini arayarak şikayetten vazgeçilmesi için 20.000,00 Türk lirası göndermesi gerektiğini söylemesi üzerine, müştekinin bahse konu miktarı kendisine belirtilen hesaba EFT yoluyla gönderdiğini, sonrasında kamu davasının şikayetten vazgeçilse dahi açılmamasını sağlamak için 30.000,00 Türk lirasına daha ihtiyaç olduğunun belirtilmesinin ardından müştekinin anılan miktarı da kendisine bildirilen IBAN numarasına göndermek suretiyle toplamda 50.000,00 Türk lirası bedelinde dolandırıldığından bahisle şikayetçi olunması üzerine, soruşturma işlemlerine başlanılmasına rağmen, asıl şüphelinin Mehmet Emin G. olması nedeniyle kamu davası açmaya yeterli delil elde edilemediği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, Dosyada mevcut Akbank Genel Müdürlüğünün 24/01/2023 tarihli yazısı ile, müşteki tarafından 20.000,00 Türk lirasının yatırıldığı hesabın şüpheli Melisa Özdemir’e ait olduğunun, hesaba gelen miktarın hemen sonrasında şüpheli Aytekin S.’nin hesabına EFT olarak gönderildiğinin, yine Yapı Kredi Bankasının 01/03/2023 tarihli yazısı ile 30.000,00 Türk lirasının şüpheli Mehmet Emin G. adına gönderildiğinin belirtildiği, Müştekinin bahse konu paraların kendisine belirtilen hesap numaralarına yatırdığı süreçte kendisini avukat olarak tanıtan bir kadın ile telefonda görüştüğünü belirtmesi, şüpheli Melisa’nın, erkek arkadaşı olan diğer şüpheli Aytekin’in, Mehmet Emin ile aralarındaki ticari ilişki sebebiyle müşteki tarafından yatırılan paranın kendisinin hesabına gönderildiğini, bu parayı da yine kendisinin çektiğini belirttiği, gibi şüpheliler Aytekin ile Mehmet Emin arasında bağlantı olduğunun, söz konusu para transferlerinin birbirleri tarafından yapılmış olduğuna dair karşılıklı suçlamalarının bulunması, 0534… numaralı telefon hattının şüpheli Gufran’a ait olduğu kabul edilmesine rağmen olay tarihlerine ilişkin HTS dökümünün yaptırılmadığı ancak gerek gelen Banka yazı cevapları gerekse dosyada mevcut ifadeler karşısında şüphelilerin birbirleriyle bağlantılı oldukları anlaşılmakla, HTS kayıtlarının temin edilmesi ve uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerektiği anlaşılmakla, belirtilen hususların temin edilerek sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumlarının takdir ve tayin edilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği gözetilmeden, soruşturmanın genişletilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır. II. Gerekçe 1. 5271 sayılı Kanun‘un 160. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında; Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlayacağı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlü olduğu belirlenmiştir. 2. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” başlıklı 172/1. maddesinde yer alan düzenlemeye göre; “(1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir…“ 3. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinin inceleme konusu ile ilgili olan birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarında yer alan düzenlemeye göre; “(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir. (2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir. (3) (Değişik: 18/6/2014-6545/71 md.) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir. (4) (Değişik: 25/5/2005 – 5353/26 md.) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir…“ 4. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan düzenlemelerden de görüleceği üzere; Cumhuriyet savcısı, suçun