Dava Konusunun Devri Halinde Davacının Seçimlik Hakkı: Devreden veya Devralan Hakkında Yargılamaya Devam Edilmesi
Dava Konusunun Devri Halinde Davacının Seçimlik Hakkı: Devreden veya Devralan Hakkında Yargılamaya Devam Edilmesi Dava Konusunun Devri: Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, davacının dava dışı S.. C.. Sayın’a borcu olan 95.000TL’yi davalının ödeyip ödemediği, bu hususun 01.08.2013 ve 02.11.2013 tarihli belge içeriklerinden anlaşılıp anlaşılmadığı, varılacak sonuca göre davacının kendi edimini yerine getirmeden tapu iptal ve tescil istemli dava açıp açamayacağı, açabileceğinin anlaşılması hâlinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 97. (818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 81.) maddesi uyarınca davalının alacağını mahkeme veznesine yatırması için davacıya gerekli sürenin tanınıp, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, dava açıldığı tarihte davalı M.. Yaşar adına kayıtlı olan dava konusu 103 ada 6 parsel sayılı taşınmazın yargılamanın devamı sırasında (08.09.2017 tarihinde) dava dışı C.. Kaya’ya satış yoluyla devredildiği anlaşıldığından, öncelikle eldeki davada 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 125/1. maddesi uyarınca işlem yapılmasının gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak ele alınıp değerlendirilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2019/1-728 Karar No: 2022/193 Karar Tarihi: 22.2.2022 İncelenen Kararın Mahkemesi: Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi Dava: Tapu İptali ve Tescil 1. Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir. 2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: I. Yargılama Süreci Davacı İstemi 4. Davacı vekili 04.12.2013 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı ve dava dışı S.. C.. Sayın’ın aralarında yaptıkları anlaşma gereğince müvekkilinin Muğla ili Fethiye ilçesi Uzunyurt köyünde bulunan 103 ada 6 parsel sayılı taşınmazını 10.05.2013 tarihinde davalıya hiçbir bedel almadan teminat amacıyla satış göstererek devrettiğini, daha sonra taraflar arasındaki anlaşmanın bozulduğunu, bunun üzerine davalının imzaladığı 02.11.2013 tarihli inanç sözleşmesi ile dava konusu taşınmazı iade edeceğini beyan ve taahhüt ettiğini, ancak bugüne kadar devretmediğini, davalıya yapılan devrin muvazaa nedeniyle iptal edilmesi gerektiğini, davalı tarafın kötü niyetli olduğunu ve taşınmazı satmaya çalıştığını ileri sürerek, 103 ada 6 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Cevabı 5. Davalı, dava dilekçesi kendisine usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunmamış, ön inceleme duruşmasına katılmamış, 03.07.2014 tarihli ilk celsede; davacı ile aralarında el yazısı ile inanç sözleşmesi yaptıklarını beyan etmiş, yargılama aşamasında davalı vekili 13.05.2015 tarihli beyan dilekçesinde; dava konusu taşınmazın müvekkiline inanç sözleşmesi ile devredildiğini kabul ettiklerini, 02.11.2013 tarihli inanç sözleşmesi gereğince davacının dava dışı C.. Sayın’a olan 95.000TL’lik borcunu müvekkilinin ödediğini, bunun karşılığında dava konusu taşınmazı teminat amacıyla devraldığını, davacı tarafın 30.04.2014 tarihinde 95.000TL’yi müvekkiline ödemesi sonrasında taşınmazın iade edileceğinin kararlaştırıldığını, ancak anılan bedelin ödenmediğini, davacının öncelikle üzerine düşen edimi yerine getirmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi Kararı 6. Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.09.2015 tarihli ve 2013/370 E., 2015/313 K. sayılı kararı ile; 02.11.2013 tarihli sözleşmenin inanç sözleşmesi olduğunun taraflarca kabul edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ise sözleşmede belirtilen 95.000TL’nin ödenip ödenmediği noktasında toplandığı, davacı tarafın anılan bedelin üçüncü kişiye davalı tarafından ödenmediği iddiasının sözleşmeye bizzat taraf olması ve kendi muvazaasına dayanamayacağından dinlenmeyeceği, 95.000TL’nin üçüncü kişi C.. Sayın’a ödendiğinin sözleşmede yazılı olduğu, aksinin davacı tarafından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 200. maddesi uyarınca kesin deliller ile ispat edilmesi gerektiği, bu nedenle tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği, sözleşme gereğince tapunun tekrar devredilebilmesi için ön koşul olarak düzenlenen 95.000TL’nin davalıya iade edilmediği, kendi edimini yerine getirmeyen davacı tarafın tapu iptal ve tescil talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Özel Daire Bozma Kararı 7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 8. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 11.10.2018 tarihli ve 2015/17217 E., 2018/13390 K. sayılı kararı ile; “…Somut olayda, 02.11.2013 tarihli belgeye taraflarca itiraz edilmemiştir. Bu haliyle anılan belgenin 5.2.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında sözü edilen yazılı delil niteliğinde olduğu açıktır. Ne var ki, inanç sözleşmesi başlıklı belgede dava dışı S.. C.. Sayın’a 167.000,00 TL para ödendiği yazılı olup davacının da bu paranın 95.000,00 TL’sinden sorumlu olduğu belirtilmiş, davacı, davalı tarafından dava dışı S.. C.. Sayın’a bir ödeme yapılmadığını dolayısıyla kendisinin de bir borcu olmadığını beyan etmiştir. Hal böyle olunca, 01.08.2013 ve 02.11.2013 günlü sözleşmeler değerlendirilerek, öncelikle davacının davalıya 95.000,00 TL ödemesi gerekip gerekmediğinin açıklığa kavuşturulması, ödemesi gerekiyor ise miktar itibariyle tanıkla ispat sınırını aştığı dikkate alınarak bu paranın ödenip ödenmediğinin belirlenmesi, ödenmemiş ise saptanacak miktarın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 97. (818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 81.) maddesi hükmü de gözetilerek mahkeme veznesine depo ettirilmesi için önel verilmesi ve bu husus yerine getirildiğinde sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir…’’ gerekçesiyle karar bozulmuştur. Direnme Kararı 9. Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.03.2019 tarihli ve 2019/9 E., 2019/85 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir. Direnme Kararının Temyizi 10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. II. Uyuşmazlık 11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, davacının dava dışı S.. C.. Sayın’a borcu olan 95.000TL’yi davalının ödeyip ödemediği, bu hususun 01.08.2013 ve 02.11.2013 tarihli belge içeriklerinden anlaşılıp anlaşılmadığı, varılacak sonuca göre davacının kendi edimini yerine getirmeden tapu iptal ve tescil istemli dava açıp açamayacağı, açabileceğinin anlaşılması hâlinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 97. (818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 81.) maddesi uyarınca davalının alacağını mahkeme veznesine yatırması için davacıya gerekli sürenin tanınıp, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. III. Ön Sorun 12. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, dava açıldığı tarihte davalı M.. Yaşar adına kayıtlı olan dava konusu 103 ada 6 parsel sayılı taşınmazın yargılamanın devamı sırasında (08.09.2017 tarihinde) dava dışı C.. Kaya’ya satış yoluyla devredildiği anlaşıldığından, öncelikle eldeki davada 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 125/1. maddesi uyarınca işlem yapılmasının gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak ele alınıp değerlendirilmiştir. IV. Gerekçe 13. Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonra da sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu mal veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın