Konkordato Talebinin Reddi Halinde Şirket Yetkilisi Dinlenmeden İflas Kararı Verilebilir mi
Konkordato Talebinin Reddi ve İflas Kararı Verilmesi Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2023/603 Karar No: 2023/1216 Karar Tarihi: 06.12.2023 Mahkemesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi Özel Daire Kararı: Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 02.11.2022 tarihli ve 2022/2639 Esas, 2022/5094 Karar sayılı BOZMA kararı Konkordato isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince talep eden şirketin konkordato tasdik talebinin adi alacaklılar yönünden kabulüne, rehinli alacaklılar yönünden ise reddine karar verilmiştir. Kararın Akbank T.A.Ş., İNG Bank A.Ş., Yapı ve Kredi Bankası A.Ş., Türkiye İş Bankası A.Ş. ile … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince alacaklıların istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle konkordato talep eden şirketin tasdik talebinin reddi ile iflâsına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı konkordato talep eden vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir. Direnme kararı konkordato talep eden vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. TALEP Konkordato talep eden vekili dilekçesinde; müvekkili şirketin ağırlıklı olarak yurt dışında yaptığı işlerden gelir elde ettiğini, 2017 yılı sonundan başlayarak ülkede ve sektörde yaşanan ekonomik ve mali kriz, döviz kurunun hızlı ve önemli ölçüde yükselmesi, bankaların kredi kullandırırken sergiledikleri olumsuz tavır ve rakip işletmelerin spekülatif işlemleri yüzünden şirketin kısa vadeli borçlarını ödeyemez hâle geldiğini ileri sürerek 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 285 ve devamı maddeleri uyarınca teklif edilen konkordato projesinin tasdikine karar verilmesini talep etmiştir. II. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 29.04.2021 tarihli ve 2019/453 Esas, 2021/378 Karar sayılı kararı ile; konkordatoda teklif edilen tutarın borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşıldığı, teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklarıyla orantılı olduğu, konkordato projesinin yasada öngörülen çoğunlukla adi alacaklılar yönünden kabul edildiği, ancak rehinli alacaklılar yönünden anlaşma sağlanamadığı gerekçesiyle teklif edilen konkordatonun adi alacaklar yönünden tasdikine, rehinli alacaklılara ilişkin konkordato projesinin tasdik talebinin ise reddine karar verilmiştir. III. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde Akbank T.A.Ş., İNG Bank A.Ş., Yapı ve Kredi Bankası A.Ş., Türkiye İş Bankası A.Ş. ile … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 20.04.2022 tarihli ve 2022/321 Esas, 2022/640 Karar sayılı kararı ile; “Konkordatonun tasdiki için teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması ve teklif edilen tutarın borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması gerektiği, ancak ortakların şirket borçları için teminat gösterdiği kişisel taşınmazlarının şirket aktiflerine dâhil edilmesi suretiyle varlıkların yüksek ve borca batıklık oranının daha az gösterilmesinin finansal raporlama ilkelerine aykırı olup alacaklıları ve mahkemeyi aldatma sonucunu doğurduğu, şirketin sürekli zarar ettiği, şirketin iflâsı hâlinde borçların % 62\’sinin ödeneceği, konkordatonun tasdiki hâlinde alacaklıların alacaklarının % 100\’üne kavuşacağının belirtildiği, şirketin varlıklarının borçlarının sadece % 62\’sini karşılayabildiği ve borca batık olduğu, kâr elde edemediği, varlık kalemlerinin muhasebe işlemleri ile gerçeğinden fazla gösterildiği, projeye göre şirketin dönen ve duran mallarının tamamının paraya çevrileceği, şirketin kâr elde edebileceği bir işten de söz edilmediği, şirketin işçilik alacaklarını ödememiş olmasının dahi tek başına konkordatonun tasdiki talebinin reddine neden olacağı gerekçesiyle alacaklıların istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suratiyle şirketin konkordato tasdik talebinin reddi ile iflâsına” karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde konkordato talep eden vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 02.11.2022 tarihli ve 2022/2639 E., 2022/5094 K. sayılı kararı ile, \”…1- 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 292. maddesi gereğince konkordato talep eden şirketin konkordato talebinin reddi ile davacı şirketin iflasına karar verilmiştir. İİK’nın 292/son fıkrası “Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder; diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder” hükmünü içermektedir. Somut olayda, konkordato talep eden borçlu şirketin yetkili temsilcisinin yargılama sırasında mahkemeye çağrılarak dinlenmediği, kanunun amir hükmünün yerine getirilmediği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Bu durumda konkordato talep eden borçlu şirket yetkilisi mahkemeye çağrılarak dinlenmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2- Bozma sebebine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir…\” gerekçesiyle karar oy çokluğuyla bozulmuştur. B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki karar gerekçesi yanında, somut olayda komiserlerin mühlet içinde işlemlerini tamamladıkları ve hazırladıkları raporu dosya ile birlikte mahkemeye tevdi ettikleri, tasdik yargılaması aşamasına geçildiği, bu aşamada uygulanacak yasal düzenlemenin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun mühlet içinde iflâsın açılmasına ilişkin 292 nci maddesi değil tasdik yargılaması sonucunda iflâsın açılmasına ilişkin 308 inci maddesi olduğu, İİK’nın 292 nci maddesinde öngörülen \”borçlunun çağrılması\” usulünün İİK’nın 308 inci maddesinde düzenlenmediği; Borçlu mühlet içinde konkordatonun gereklerine ve komiserin talimatlarına uymuyorsa, İİK’nın 292 nci maddesinde gösterilen hâller de mevcutsa komiserin bu durumu mahkemeye bildireceği, bu bildirimden borçlunun haberdar olmayabileceği, bu nedenle kanun koyucunun burada borçlunun çağrılması yönünde iradesini ortaya koyduğu, oysa tasdik yargılaması başladığında borçlunun da komiser raporunu gördüğü ve raporun lehine ya da aleyhine olduğu konusunda bilgi sahibi olduğu ve kanun gereği iflâsının açılabileceğini öğrendiği, duruşma gününün de İİK’nın 304 üncü maddesi uyarınca ilan edildiği; Mühletin bittiği ve İİK’nın 292 nci maddesinin uygulama aşamasının geride bırakıldığı, tasdik yargılaması sürecinin ise kendi özel koşullarına tâbi olduğu, kanun koyucunun mühlet içinde konkordato gereklerini yerine getirmeyen, dosyadan, rapordan ve duruşma gününden haberdar olan borçluyu bir kez daha davet etme gereği görmediği, bölge adliye mahkemesinin istinaf incelemesi sırasında ilk derece mahkemesi kararını kaldırıp onun yerine geçerek yaptığı yargılamanın da tasdik yargılaması niteliğinde olduğu, İflâs hukukunda benzer bir durumun takipli ve takipsiz (doğrudan doğruya) iflâs usulünde olduğu, takipli iflâs yollarında davalı borçluya ödeme emri, dava dilekçesi ve depo kararı tebliğ edildiğinden onu ayrıca duruşmaya davet etmeye gerek görmeyen kanun koyucunun, takipsiz (doğrudan doğruya) iflâs yollarında ortada bir takip ve dolayısıyla depo emri tebliği de bulunmadığından borçlunun iflâs edebileceğinden haberdar olması gerektiğini düşündüğü, kaldı ki bu olasılıkta dahi borçlunun