Kayseri Avukat - Kayseri Ceza Avukatı - Kayseri Boşanma Avukatı - Kayseri Kira Avukatı - Kayseri Gayrimenkul Avukatı - Kayseri İş Hukuku Avukatı - Avukat Zülküf Arslan Hukuk Bürosu

İnternet Sitesinde Yayınlanan Araç Satışı İlanı ile Kapora Dolandırıcılığı

İnternet Sitesinde Araç Satışı İlanı ile Kapora Dolandırıcılığı

Yargıtay Ceza Genel Kurulu

Esas No: 2015/1100 Karar No: 2016/110 K. Tarihi: 08.03.2016

Yargıtay Dairesi: 23. Ceza Dairesi

Mahkemesi: Ağır Ceza Mahkemesi

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık …\’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-f-son, 62, 52/2 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 240 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, … Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27.09.2011 gün ve … sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 23. Ceza Dairesince 05.10.2015 gün ve 2927-4655 sayı ile;

“Eskişehir ilinde oto alım satım işi yapan şikayetçi …\’nın www……com isimli internet adresinde satılık ilanı verilen ….. marka aracı satın almak istediği ve ilanda ismi gözüken …. isimli şahıs zannıyla 05… nolu hattı aradığı, burada görüştüğü şahısla araç satışı konusunda anlaştıkları, bu şahsın belirttiği banka hesabına toplam 150 TL kapora yatırdığı, daha sonra aracı almak için Isparta\’ya geldiğinde muhatap olduğu şahısla görüşemediği, yapılan araştırmada banka hesabının temyiz dışı sanık … isimli şahsa ait olduğu, bu şahsın banka kartını kullanması için diğer temyiz dışı sanık …\’e verdiği, …\’ün suça konu kartı kullanması için sanık …\’a verdiğini beyan ettiği, bu şekilde sanık …\’ın internette sahte ilan vererek şikayetçi N.\’den 150 TL haksız menfaat edinmek suretiyle üzerine atılı suçu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda; sanık savunmaları, şikayetçi anlatımları, bankadan gelen yazı cevapları ve tüm dosya kapsamına göre sanığın eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu\’nun 158/1-g maddesinde düzenlenen basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu olmasına rağmen, suçun niteliğinde yanılgıya düşülerek sanığa fazla ceza tayin edilmesi”

isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 26.10.2015 gün ve 385310 sayı ile;

“…Sanığın bilişim sistemini araç olarak kullanmak suretiyle suçu işlediği anlaşılmakla, eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu\’nun 158. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde düzenlenmiş olan nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu ve yerel mahkeme hükmünün onanması gerektiği”

görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu\’nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 23. Ceza Dairesince 02.11.2015 gün ve 19769-5869 sayı ile, itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Sanıklar … ve … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümleri temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup, inceleme sanık … hakkındaki mahkûmiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmıştır.

Suçun sübutuna ilişkin bir uyuşmazlık bulunmayan somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, suçun niteliğinin belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya içeriğinden;

Sanığın, …. ismiyle \”www……com\” adlı internet sitesinde 1997 model …. marka aracın satışı için ilan verdiği, Eskişehir ilinde yaşayan mağdurun internetteki satış ilanını görüp sanığı ilanda belirtilen telefon numarasından aradığı, sanıkla yaptıkları telefon görüşmeleri sonucu aracı 10.000 Lira bedelle satın alma konusunda anlaştıkları, sanığın, hakkında verilen beraat hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşen diğer sanık …\’ın banka hesap numarasını vererek bu hesaba kapora olarak 500 Lira yatırmasını istediği, mağdurun 12.05.2009 tarihinde belirtilen banka hesabına 150 Lira yatırdığı ve aracı satın almak için Isparta\’ya giderek sanığı telefonla aradığı, sanığın önce geleceğini söyleyerek mağduru oyaladığı, daha sonra telefonunu kapattığı, sanığın mağdurun yatırdığı parayı 15.05.2009 tarihinde banka hesabından çektiği, ilanda belirtilen aracın … isimli şahsa ait olduğu,

Sanık hakkında benzer eylemlerden dolayı bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan açılmış kamu davalarının bulunduğu,

Mağdur …\’nın; www……com isimli internet sitesinde …. ismiyle verilen araba satış ilanını gördüğünü, ilanda belirtilen telefon numarasını aradığını, karşı taraftaki şahısla 10.000 Lira bedelle aracın satımı konusunda anlaştıklarını, şahsın kapora istemesi üzerine belirttiği banka hesap numarasına 150 Lira yatırdığını, Isparta\’ya aracı almak için gittiğinde telefonla aradığı şahsın önce “geliyorum” diyerek kendisini oyaladığını, daha sonra telefonunu kapatması nedeniyle şahsa ulaşamadığını ve dolandırıldığını anladığını söylediği,

Satış ilanına konu aracın sahibi …; ilanda resmi bulunan aracın kendisine ait olduğunu ancak aracını satışa çıkarmadığını, ilandaki bilgilerin aksine aracında LPG, hava yastığı, klima ve alarm sisteminin mevcut olmadığını ve sanığı tanımadığını ifade ettiği,

Hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşen …\’ın; mağdurun para yatırdığı banka hesabının kendisine ait olduğunu, arkadaşı …\’ün kendisine para havale edileceğini söyleyerek bankamatik kartını kullanmak istemesi üzerine kartını iade etmesi şartıyla M..\’e verdiğini, ancak daha sonra kartı getirmemesi üzerine iptal ettirdiğini belirttiği,

Hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükmü temyiz edilmeksizin kesinleşen …\’ün; sanık …\’nın kendisine 500 Lira borcu olduğunu, sanıktan bu parayı istediğini, sanığın bir yerden havale yapılacağını ancak bunun için bir banka hesap numarası ve bankamatik kartı gerektiğini söylediğini, kendisinin bankamatik kartı olmadığından arkadaşı …\’ın kartını alarak sanığa verdiğini, ancak sanığın kartı geri getirmediğini, araba alım satım işinden haberinin olmadığını beyan ettiği,

Sanık …\’ın; suçlamayı kabul etmediğini, mağduru ve diğer sanıklar M. ile A.\’yi tanımadığını savunduğu,

Anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlığın sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi için öncelikle \”dolandırıcılık\” suçunun unsurlarının açıklanmasında yarar bulunmaktadır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu\’nun “Dolandırıcılık” başlıklı 157. maddesi; “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir” şeklinde düzenlenmiş, suçun daha fazla ceza verilmesini gerektiren nitelikli hallerine ise 158. maddede yer verilmiştir.

Malvarlığının yanında irade özgürlüğünün de korunduğu dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;

1) Failin bir takım hileli davranışlarda bulunması,

2) Hileli davranışların mağduru aldatabilecek nitelikte olması,

3) Failin hileli davranışlar sonucunda mağdurun veya başkasının aleyhine, kendisi veya başkası lehine haksız bir yarar sağlaması,

Şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

Fail kendisi veya başkasına yarar sağlamak amacıyla bilerek ve isteyerek hileli davranışlar yapmalı, bu davranışlarla bir başkasına zarar vermeli, verilen zarar ile fiil arasında uygun nedensellik bağı bulunmalı ve zarar da, nesnel ölçütler göz önünde bulundurularak belirlenecek ekonomik zarar olmalıdır.

Görüldüğü gibi, dolandırıcılık suçunu malvarlığına karşı işlenen diğer suç tiplerinden farklı kılan husus, aldatma temeline dayanan bir suç olmasıdır. Birden çok hukuki konusu olan bu suç işlenirken, sadece malvarlığı zarar görmemekte, mağdurun veya suçtan zarar görenin iradesi de hileli davranışlarla yanıltılmaktadır. Madde gerekçesinde de, aldatıcı nitelik taşıyan hareketlerle, kişiler arasındaki ilişkilerde var olması gereken iyiniyet ve güvenin bozulduğu, bu suretle kişinin irade serbestisinin etkilendiği ve irade özgürlüğünün ihlâl edildiği vurgulanmıştır.

Bu açıklamalardan sonra uyuşmazlık konusuyla ilgili dolandırıcılık suçunun nitelikli hallerinden olan \”bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık\” ve \”basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık\” suçlarının üzerinde durulması gerekmektedir.

Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-f maddesinde yer alan düzenlemeye göre;

“(1) Dolandırıcılık suçunun;….

f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,…

işlenmesi halinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, (e), (f) ve (j) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı üç yıldan, adlî para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz”

Madde gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin ya da birer güven kurumu olan banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması, dolandırıcılık suçunun işlenmesi açısından önemli bir kolaylık sağlamaktadır” açıklamalarına yer verilmiş olup, bu bentte bilişim sistemleri ile banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık olmak üzere birden fazla nitelikli hal kabul edilmiştir.

Türk Dil Kurumu\’nun Büyük Türkçe Sözlüğü\’nde, “elektronik beyin” veya “bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş sistem” olarak adlandırılan bilgisayar; \”çok sayıda aritmetiksel veya mantıksal işlemlerden oluşan bir işi önceden verilmiş bir programa göre yapıp sonuçlandıran, bilgileri depolayan elektronik araç, elektronik beyin” anlamına gelmektedir. İnternet ise, dünya üzerindeki milyonlarca bilgisayarın birbirlerine bağlanmaları ile oluşan global bir bilgisayar ağları sistemini ifade eder. Bilişim de; “insanoğlunun teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin özellikle elektronik makineler aracılığıyla düzenli ve akla uygun bir biçimde işlenmesi bilimi, bilginin elektronik cihazlarda toplanması ve işlenmesi bilimi” olarak tanımlanmaktadır. Yerleşmiş yargısal kararlar ve öğretideki baskın görüşlere göre de, bilişim sisteminin, verileri toplanıp yerleştirdikten sonra otomatik işleme tabi tutma imkanı veren manyetik sistemler olduğu kabul edilmiştir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda bilişim suçları; “Bilişim alanında suçlar” bölümünde düzenlenmekle beraber ayrıca, çeşitli bölümlerde de bilişim sistemleriyle işlenmesi mümkün olan suç tiplerine yer verilmistir. \”Bilişim alanında suçlar\” bölümünde yer alan 243. maddesinde bilişim sistemine girme, 244. maddesinde sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme, 245. maddesinde banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçları düzenlenmiştir. Bunun yanında, \”Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar\” bölümünde yer alan 135. maddesinde kişisel verilerin kaydedilmesi, 136. maddesinde kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, 138. maddesinde ise verilerin yok edilmemesi suçları bilişim suçu olarak nitelendirilebilecek şekilde düzenlenmiştir. Öte yandan, 132. maddesinde haberleşmenin gizliliğini ihlal, 124. maddesinde haberleşmenin engellenmesi, 125/2. maddesinde hakaret, 142/2. maddesinin (e) bendinde hırsızlık, 158/1. maddesinin (f) bendinde dolandırıcılık, 226. maddesinde müstehcenlik, 163. maddesinde karşılıksız yararlanma suç tiplerinin bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenmeleri mümkün kabul edilmiştir.

Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bilişim sistemlerinin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişiye ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.

Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.

Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçu ise Türk Ceza Kanunu\’nun 158/1-g maddesinde; \”(1) Dolandırıcılık suçunun; …g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,… İşlenmesi halinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasına hükmolunur\” şeklinde düzenlenmiştir. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere, dolandırıcılık suçunun basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi bu suç açısından bir nitelikli unsur olarak kabul edilmiştir.

\”Basın ve yayın yolu ile\” kavramı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu\’nun 6. Maddesinde yer alan düzenlemeye göre;

“(1) Ceza kanunlarının uygulanmasında; …

g) Basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınlar,

anlaşılır”

Madde gerekçesinde de; “Basın ve yayın yolu ile\’ deyimine ilişkin tanım, sadece kitle iletişim araçlarını kapsayacak biçimde değiştirilmiştir. Tasarıdaki bireysel iletişimi de içine alacak şekilde ifade edilmiş olan tanımın oluşturduğu sakıncanın giderilmesi için, tanımda değişiklik yapılarak \’kitle iletişim araçları\’ ifadesine vurgu yapılmıştır\” açıklamalarına yer verilmiştir.

5237 Türk Ceza Kanunu\’nun 6/1-g maddesindeki tanıma göre \”basın ve yayın yolu ile\” deyimi; yazılı, görsel, işitsel ve elektronik her türlü kitle iletişim aracıyla yapılan yayınları içermekte olup, bireysel iletişim araçları bu kapsam dışında bırakılmıştır. Kitle iletişim araçları, kitlesel boyutta ileti dağıtabilen araçlar olup radyo, televizyon, gazete ve internet gibi araçlar en yaygın biçimde kullanılan kitle iletişim araçları arasında yer almaktadır.

Basın ve yayın araçlarının aynı anda birçok kişiye ulaşması, toplumu yönlendirme ve bireyler arası etkileşimdeki önemli rolü göz önüne alındığında, suçun icrasını kolaylaştırdığı ve eylemin aldatıcılık vasfını arttırdığı gözetilerek, dolandırıcılık suçunun basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.

Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, basın ve yayın araçlarının kullanılmış olması yeterli değildir. Basın ve yayın araçlarının kullanılmasının suçun işlenmesini kolaylaştırması, hileli hareketlerin gerçekleştirilmesi ve mağdurun aldatılmasında etkili olması gerekmektedir. Ayrıca suçun işlenmesinde basın ve yayın araçlarının kim tarafından kullanıldığı önemli değildir.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

İ. D. ismiyle \”www……com\” adlı internet sitesinde kendisine ait olmayan aracın özelliklerini de farklı göstererek araç satışı ilanı veren sanığın, bu ilanı görüp kendisini telefonla arayan mağdurdan kapora adı altında 150 Lira alması şeklinde gerçekleşen olayda; sanığın hem bilişim sistemini araç olarak kullanmak hem de basın ve yayın aracının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle suçu işlediği anlaşıldığından, sanığın bu eylemi ile TCK\’nun 158. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde düzenlenen \”bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık\” ve aynı fıkranın (g) bendinde düzenlenen \”basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık\” olmak üzere dolandırıcılık suçunun iki farklı nitelikli halini ihlal ettiği, bu durumda suçun daha ağır cezayı içeren nitelikli hali olan \”bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık\” suçundan hüküm kurulması gerektiği kabul edilmelidir.

Bu nedenle, sanığın bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan mahkûmiyetine ilişkin yerel mahkeme hükmünde bir isabetsizlik bulunmamakta olup, Özel Daire bozma kararı yerinde değildir.

Bu itibarla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan yerel mahkeme hükmünün, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08.10.2015 gün ve 140-85 sayılı kararı ile TCK\’nun 53. maddesinin iptal edilen hükümleri gözetilerek (Anayasa Mahkemesi\’nin ilgili kararına sitemizden ulaşabilirsiniz.), sanık hakkında değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususun 1412 sayılı (mülga) CMUK\’nun, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca yürürlükte olan 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün görüldüğünden, yerel mahkeme hükmünün hak yoksunluğuna ilişkin bendi çıkarılıp; \”kasıtlı bir suçtan mahkûmiyetine karar verilen sanık hakkında Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08.10.2015 gün ve 140-85 sayılı iptal kararı gözetilerek TCK\’nun 53/1-2-3. maddesinin uygulanmasına\” ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verilmelidir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2- Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 05.10.2015 gün ve 2927-4655 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,

3- Diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.09.2011 gün ve 155-273 sayılı mahkûmiyet kararının, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08.10.2015 gün ve 140-85 karar sayılı kararı ile TCK\’nun 53. maddesinin iptal edilen hükümleri gözetilerek sanık hakkında yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması nedeniyle BOZULMASINA,

Ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususun, 1412 sayılı CMUK\’nun 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün görüldüğünden, yerel mahkeme hükmünün hak yoksunluğuna ilişkin bendi çıkarılıp; \”kasıtlı bir suçtan mahkûmiyetine karar verilen sanık hakkında Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08.10.2015 gün ve 140-85 sayılı iptal kararı gözetilerek TCK\’nun 53/1-2-3. maddesinin uygulanmasına\” ibaresi yazılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.02.2016 tarihinde yapılan birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından, 08.03.2016 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.

Kayseri Bilişim Avukatı – Hukuki Yardım

Bilişim suçları davalarında herhangi bir hak kaybı yaşanmaması için gerekli başvuru veya itirazların zamanında ve usulüne uygun yapılması sürecinde uzman bir avukattan hukuki yardım alınması faydalı olacaktır. Alanında yetkin Kayseri Bilişim Avukatı kadrosu ve 15 yılı aşkın deneyimi ile Zülküf Arslan Hukuk Büromuz, güncel mevzuat ve Yargıtay kararları çerçevesinde savunma hakkını ve hak arama özgürlüğünü temin ederek bilişim suçları ile ilgili uyuşmazlık ve dava süreçlerinde taraflara avukatlık, arabuluculuk ve hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Yargılama sırasında herhangi bir mağduriyete uğramama adına öncelikle eylemin hangi suç tipine uyduğunun duraksama yaşanmayacak bir şekilde tespiti, sonrasında ise ceza miktarını etkileyebilecek tüm unsurların göz önünde bulundurulması ve güncel Yargıtay kararlarının takip edilmesi gereklidir. 

Bilişim suçları ile ilgili daha fazla bilgi edinmek için Kayseri Bilişim Avukatı kadromuzun hazırladığı makale ve kararları inceleyebilirsiniz. Kayseri bilişim avukatı arıyorsanız 15 yılı aşkın deneyimi ile avukat kadromuzdan dava süreci, hukuki statünüz, haklarınız ile dava ücret ve masrafları konusunda ön bilgi alabilir; detaylı bilgi ve tüm sorularınız için bizimle iletişime geçebilir veya yüz yüze görüşmek için Zülküf Arslan Hukuk Büromuzu ziyaret edebilirsiniz.


Google


Facebook


Twitter


Instagram


\"Bilişim